İnsanlar günah işleyince, şeytan onlarla alay edip güler mi?

Tarih: 23.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

“Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de 'Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım.' dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve 'Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi (melekleri) görüyorum, ben Allah'tan korkuyorum; Allah'ın azabı şiddetlidir.' dedi” (Enfal, 8/48)

mealindeki ayetten de dolaylı olarak şeytanın günah işlettiği adamlarla alay edip güldüğünü anlamak mümkündür.

“Kim Rahman’ın hikmetlerle dolu ders olarak gönderdiği Kur’ân’ı göz ardı ederse, biz de ona bir şeytan sardırırız; artık o, ona arkadaş olur.” (Zuhruf, 43/36)

mealindeki ayette, Allah’ın, ayetlerinden yüz çevirenlere bir şeytan musallat ettiği açıkça ifade edilmiştir.

Şeytan gizli, kötü bir kuvvet, kötü bir ruh anlamına gelmektedir. Şeytan ismi, bilhassa görülmeyen ruhlar ve kötü kuvvetlere isim olmuştur ve şeytan denilince bu cinsin babası olan ilk fert, yani İblis akla gelir. İblis cin cinsindendir. Kur’an-ı Kerim'de, “insan şeytanları” ve “cin şeytanları” ifadeleri geçmektedir. İnsanlar içerisinde fitne çıkartan ve onları yanlış yollara sevk eden kişiler de şeytan görevi yapmış olurlar. Bu gibi insî şeytanların varlığı,

“Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: 'İnandık' derler. Fakat şeytanları ile yalnız kaldıkları zaman 'Biz, sizinle beraberiz, biz sadece onlarla alay ediyoruz.' derler.” (Bakara, 2/14) ve

“Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar...” (Enam, 6/112-113)

ayetleri ile haber verilmektedir.. Cin şeytanlarının yanı sıra, insan şeytanlarının da bulunduğunda tefsirciler ittifak etmişlerdir. (bk. Elmalılı, Hak Dini, I, 214.)

Şeytan daha çok, kendini kusursuz kabul edip her yaptığını güzel görenlere (Enfal, 8/48); inkarcılara ve münafıklara, yani inanmadığı halde inanmış gibi görünenlere, dindarlarla alay edenlere (bk. Haşr, 59/16; 2:24); haram yiyenlere (bk. Bakara, 2/168); yaptığı yanlış işlerde şeytandan yardım bekleyenlere ve ondan medet umanlara (bk. Enfal, 8/48); şeytandan Allah’a sığınmayanlara; kahinlere, falcılara, medyumlara (bk. Hicr, 15/17-18); günaha girme de cesur davrananlara, yalan ve iftiraya düşkün olanlara iner veya gelir. (bk. Şuara, 26/21-22)

Yine Güneşe, aya, yıldızlara ve bilumum tabiat kuvvetlerine tapanlara (bk. Neml, 27/74.); Allah’a ve Rasülüne (sav) düşman olanlara (ve kendisini yaratıp her türlü nimetlerle besleyip büyüten ve himaye eden biricik yaratıcısına kulluk etmekten gafil kalıp) Allah’ı unutanlara (bk. Mücadele, 58/19-20.); ihlas ve samimiyetten yoksun olanlara (Hicr, 15/39-40) ve daha pek çok inkarcı, isyancı, serkeş insanlara gelir.

Onları, gece gündüz içlerinde bulundukları sapıklık içinde kalmaya ikna eder, gaflet verir, dönmelerini engeller ve ölünceye kadar peşlerini bırakmaz.

(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: ‘Şüphesiz Allah size gerçek olanı vaat etti, ben de size vaatte bulundum ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi (inkâra) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim.’ Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.” (İbrahim, 14/22)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun