İmam Maturidi’nin Hilafet hakkındaki görüşleri nedir?

Tarih: 14.01.2012 - 14:16 | Güncelleme:

Soru Detayı
- Hilafetin ve Şeriat kanunlarının tenfizinin gerek olmadığı hakkında bir görüşü var mıdır?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

- İmamet/hilafetin gerçekleşmesinin vacip olduğu hususu, Ehl-i sünnet, Mürcie, Şia ve  Haricilerin ittifak ettiği bir konudur(bk. el-Milel ve’n-nihal, 4/72).

- İmam Maturidi’nin “Hilafetin ve Şeriat kanunlarının tenfizine gerek olmadığı hakkında” bir görüşüne rastlayamadık ve öyle bir görüşünün olması ihtimalinin de olmadığını düşünüyoruz. Çünkü, böyle bir düşünce İslam şeriatının reddi anlamına gelir... Eğer şeriat kanunlarının uygulanmasına gerek yoksa, o zaman Allah niçin dini göndermiş ki?

“Dinin vazgeçilmez unsurları organlarla gerçekleştirilen davranışlar olmayıp zihinde ve kalpte yer tutan inançlardan ibarettir.’’ (Kitabü’t-Tevhid Tercümesi, 480)

ifadesinden anlaşıldığı gibi, İmam Maturidi’nin kullandığı din kavramından maksadı, dinin temel asasları olan imanıdır.

Onun şu açıklamaları bu konuda daha açıktır:

“İman bir dini davranıştır (yani dindir). Dinler de inanılan ilkelerden ibarettir. Dinlerin inançlarına vesile olan şey ise kalptir… İman tasdik demektir. Tasdikin baskı ve cebir altında tutulamayan mahiyeti ise kalpte bulunan tarafıdır. Çünkü imanın bu noktasına herhangi bir yaratığın tahakkümü nüfuz edemez.” (age., s. 492)

- Öyle zannediyoruz ki, bazıları, İmam’ın bu gibi ifadelerini kötü yorumlara tabi tutarak, onun “Şeriat kanunlarının tenfizinin gerek olmadığı kanaatinde olduğunu” zennetmişlerdir.

Ehl-i Sünnet'in müctehid imamları; imanın bir bütün olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. İman, amelden bir cüz değildir. İmam-ı Azam Ebû Hanife "El Vasiyye" isimli eserinde:

"Sonra amel imandan, iman da amelden başkadır. Çünkü çoğu zaman müminden amel yapma mükellefiyeti kalkabilir. 'Amel kalktığı zaman, iman da kalkar.' denilmesi caiz değildir. Zira hayız halindeki bir kadından; o hâl içerisinde iken, namaz kalkar. Böyle bir kadın için iman da kendisinden kalkar diyemeyiz. Yahut kendisine imanı da terketmesi emredilir denilemez. Yine fakire zekat yoktur denilir, fakat fakire iman gerekli değildir denilemez. Eğer iman amelden bir parça olsaydı, amelin düştüğü hallerde imanın da düşmesi gerekirdi. Halbuki durum böyle değildir." [İmam-ı Azam-ı Fıkh-ı Ekber (Aliyyü'l Kari Şerhi) İst: 1981, Çağrı Yay. Sh: 216]

diyerek, bu inceliği ifade etmiştir.

İmam Maturidi’nin de demek istediği budur. Kur'an-ı Kerim'de:

"Kim Allah'a iman eder ve salih ameller (ve hareketler) de bulunursa, (Allah) onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar." (Talak, 65/11)

buyurulmaktadır. Burada Allahû Teâla imanı amelden ayırmış ve insana amelden ayrı olarak mümin demiştir. Ayrıca Ayet-i Kerime'de "Salih amel işleyen" cümlesi, "İman eden" cümlesine atfedilmiştir. Arapça gramerinde; ancak ayrı manada olan şeyler birbirine atfedilir. Binaenaleyh ayette geçen imandan maksad, kalb ile tasdiktir. Bundan başka amelin imana dahil olduğu kabul edildiği takdirde, amelle ilgili hükümlerde olduğu gibi, iman esaslarında da neshin caiz olması gerekirdi. Oysa imanla ilgili konularda böyle bir şeyin söz konusu edilmesi imkansızdır. Bu da gösteriyor ki, iman ile amel ayrı ayrı şeylerdir. (Maturidi-Akaid Risalesi, İst: 1953, s. 22)

Ancak herhangi bir amelin makbul olabilmesi için iman şarttır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de:

"Kim bir mümin olarak iyi ve güzel amellerde bulunursa o ne artırılmasından, ne eksiltilmesinden endişe etmez." (Tâhâ, 20/112)

buyurulmuştur. Bu Ayet-i Kerime'de, amelin makbul olabilmesi için imanın şart olduğu belirtilmiştir. Meşrutun (yani amelin) şartta (yani imanda) olamayacağı açıktır. O halde iman ve amel ayrı ayrı şeylerdir.

İmam-ı Maturidi şu hükmünü veriyor:

"Günah işleyenler günahları sebebiyle imandan çıkmazlar. Çünkü haber-i mütevatirle sabit olan husus, büyük günahların bağışlanma ihtimalinin bulunduğudur. Büyüğü bağışlanınca, küçüğünün bağışlanma ihtimali daha önceliklidir.”(Detaylı bilgi için bk. Maturidi, Kitabû't Tevhid)

İlave bilgi için tıklayınız:

Mezheplere göre ibadet ve amel, imandan bir cüz müdür? Amel ve ibâdetin, iman ile ilgisi nedir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun