Ledün ilmini bilebilir miyiz?

Tarih: 25.06.2020 - 10:24 | Güncelleme:

Soru Detayı

Ledün ilmini bilebilir miyiz, ögrenebilir miyiz biz de?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

وَعَلَّمْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا عِلْمًا  “Ona (Hızır’a) ledünnümüzden (tarafımızdan) bir ilim öğrettik.” (Kehf, 18/65)

İnsan bilgi kapasiteli bir varlıktır. Duyularıyla şu görülen âleme, akıl ve kalbiyle ise gayb âlemine açılır. Ehl-i tasavvuf; duyu, akıl ve tecrübe dışında, bir de ilm-i ledün kabul ederler. İlm-i ledün, vehbî bir ilimdir. Hz. Hızır’ın ilminden bahseden ayetteki “ledün” kelimesinden hareketle, bu isim verilmiştir. Ledün kelimesi “taraf” anlamında bir zarf edatıdır.

Bütün ilimler Allah tarafından olduğu halde, burada özel olarak bunun ayrıca belirtilmesi, bu ilmin, dıştan herhangi bir sebep olmaksızın, doğrudan İlâhî talime dayandığını gösterir. (1)

Çünkü tarih, fıkıh gibi ilimleri kitaplardan okumak veya birisinden dinleyerek öğrenmek mümkündür. Ledün ilmi ise, bu yolla öğrenilecek ilimler cinsinden bir ilim değildir.

Bazıları “Zarf edatı olan böyle bir kelimeden bir ilim dalı çıkmaz.” deseler de “İsimlerin değişmesiyle eşyanın gerçekleri değişmez.” esasından hareketle bu isimlendirmede bir problem olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü esas olan, bununla neyin kastedildiğidir. Bununla kastedilen ise, Allah tarafından verilen bir çeşit gayb bilgisi ve sırlar bilgisidir. Bu, özel bir bilgi olup, olayların içyüzüne vukufiyeti sağlar.

Kelimelerin kavrama dönüşmesi zamanla olur. Mesela “tefsir” kelimesi Kur’an’da sadece şu ayette geçer:

وَلاَ يَاْتُونَكَ بِمَثَلٍ اِلاَّ جِئْنَاكَ بِالْحَقِّ وَاَحْسَنَ تَفْس۪يرًا

(Ey Peygamber!) Sana hiçbir mesel getirmezler ki (buna karşılık) sana gerçeği ve en güzel tefsiri getirmiş olmayalım.” (Furkan, 25/33)

Tefsir, manayı açmak ve açıklamaktır. Bu kelimenin “Tefsir ilmi” manasına gelmesi zamanla olmuştur. Benzeri bir durum “ledün” kelimesi için geçerlidir.

Ledünnî bilgi (ilham), subjektif bir karakter arzeder, başkasını bağlayıcı bir özellik taşımaz. Mazhar olan kişi açısından ise, bir kanaat verir. Sıkıntıda olanı fe­rahlatır. Darda olanı rahatlatır. Arayış içinde olana yol gösterir. Arif olanın marifetini artırır.

Kaynak:
1) Bursevî, Ruhu’l-Beyân, II, 499; Alûsî, Ruhu’l-Me’ânî fî Tefsîri’l-Kur'ani’l-Azîm, XV, 330.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun