Hz. Muhammed (sav)'in peygamberlik delilleri ve Kur'an'ın Allah kelamı olması bağlamında; Ahzap suresinde özellikle Peygamberimizin hanımları ile ilgili ayetler neden Peygamberimize ayrıcalık verecek şekilde düzenlenmiştir?..

Tarih: 21.02.2007 - 07:24 | Güncelleme:

Soru Detayı
Ahzap suresinde özellikle Peygamberimizin (sav) hanımları ile ayetler neden ayrıntılı ve Peygamberimize (sav) ayrıcalık verecek şekilde düzenlenmiştir. İslam aleyhine yayın yapan sitelerde özellikle bu ayetlere dayanarak -haşa- Kur'an'ın Peygamberimiz tarafindan yazıldığı savunulmaktadır, bu konuda ne dersiniz? Bu ayetler sadece Peygamber için olduğuna göre, Kur'an'ın evrenselliği zedelenmiş olmuyor mu? Peygamber (sav)'i ilgilendiren hususların ayetle düzenlenmesini nasıl anlamalıyız?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Gerek Ahzâb suresinde gerekse başka surelerde Peygamberimizin (sav) evliliği, hanımlarıyla münasebetleri konusunda tafsilatlı bilgi verilmesinin temel nedeni, Cenab-ı Hakk’ın Peygamberimize (sav) olan sevgisidir. Bu yüzdendir ki, hanımı Hz. Aişe (ra)’ye yapılan iftira, Nur suresinde kınanarak tafsilatlı bir şekilde üzerinde durulmuştur.

Diğer bir sebep ise, insanların Peygamberimizin (sav) evliliğiyle ilgili dedikoduların önüne geçmektir. Eğer bu tür ayrıntılara Kur’ân'da yer verilmeseydi, münafıklar Peygamberimize (sav) saldırı için hazır bahaneler bulurlardı. Bu sebeptendir ki, Hz. Zeynep (ra) ile evliliği de Kur’ân’da açıkça ifade edilmiş ve “zevvecnâkehâ/onu sana nikahladık” ifadesiyle bu evliliğin Allah’ın iradesiyle olduğu bilinsin ve evlatlıkların boşadığı kadınlarla evlenmede bir beis olmadığı anlaşılsın.

İşte böyle konularda kıyamete kadar olabilecek dedikoduların kökünü kesmek için bu ayetler gönderilmiştir.

Peygamberimiz (sav)'in çok evliliğine gelince, bu Allah’ın pek çok peygamber için meşru kıldığı bir durumdur. Peygamberimizin (sav) evliliklerinde, kadınlara bir takım özel konuları tebliğ, kadının yakınlarını İslama ısındırma, şehit olmuş bazı kadınları himayesine alma gibi çeşitli sebepler vardır. Genç yaşta, kırk yaşındaki Hz. Hatice (ra) ile evlenip onun vefatına kadar başkasıyla evlenmeyen Peygamberimizin (sav) evliliklerinde bu tür hikmetler olduğunu anlamak güç değildir.

Ayrıca, diğer insanların evlenmesine sınır getirilmemesine rağmen, belli bir müddet sonra, Ahzab suresinde, “lâ-yahillu leke’n-nisâu min ba’du/Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen sana helal değildir” denilerek sınırlama getirilmiştir. Keza, önceleri, kendini Peygamber (sav)’e hibe eden kadınlarla evlenmesine izin verilmesine ve bu tür teklifler olmasına rağmen Peygamberimiz (sav), iltifat etmemiştir. Eğer durum inkârcıların zannettiği gibi olsaydı, bu tür teklifleri asla geri çevirmezdi.

Özetle Peygamberimiz (sav)’e ait özel hükümler yanında, onun için bazı kısıtlamalar ve ona müminlere yüklenilmeyen vazifelerin yüklenmesi de söz konusudur.

Ayrıca olayları geniş çerçevede ele almak gerekir. İki evliliği dahi yadırgayan günümüz anlayışıyla geçmişteki çok evliliği değerlendirmek doğru olmaz. O günün şartlarına göre değerlendirme yapmak gerekir. Aksi halde cennet hayatının çok evliliği de anlaşılmaz olur.

Diğer taraftan hiç şüphesiz ki Peygamberimiz (sav)’in en büyük mucizesi Kur’ân’dır. Çağlar üstü bir gerçekliğe sahip bulunan özelliğiyle Kur’ân her şeyden önce, Peygamber Efendimiz (sav)’in peygamberliğini destekleyen bir delil olarak karşımızda durur.

Kur’ân, ümmî bir insanın elinde ortaya çıkışı, ihtiva ettiği hakikatlerin birbiriyle çelişmeyişi, geçmiş ve geleceğe dair haberler verişi ve asırlar öncesinden kevnî bilgilere temas edişi gibi mucizevî yönleriyle, hem Allah kelâmı olduğuna apaçık bir delildir, hem de Peygamber Efendimiz (sav)’in peygamberliğini ispat eden bir delildir.

Her peygamber, kendi zamanında revaçta olan meselelerle alâkalı mucize göstermiştir. Meselâ, Hz. Musa (a.s.) zamanında, Mısır’da ‘sihir’ revaçta olduğundan O, bütün sihirleri yutup iptal eden ve bütün sihirbazları dize getiren "Asa Mucizesi"yle gelmiştir; Hz. İsa (a.s.) zamanında ise ‘tıp’ revaçta olduğundan o, onulmaz hastalıkları iyi etme ve ölüleri diriltme mucizesiyle gelmiştir; Peygamber Efendimiz (sav) zamanında ise, şiir, güzel söz söyleme sanatı (belağat) el üstünde tutulduğundan ve belki ondan sonraki zamanların dahi en tesirli ve güçlü silahı ‘söz söyleme sanatı’ olacağından, O da, en büyük mucize olarak bütün şairleri, hatipleri, edipleri susturan "Kur’ân Mucizesi"yle gelmiştir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Hz. Muhammed (sav)'in peygamberlik delilleri ve Kur'an'ın Allah kelamı olması hakkında bilgi verir misiniz?..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun