Hz. Aişe yalan mı söyledi?
- Resûl-i Ekrem (asm)'in, Hz. Zeyneb'in odasında fazla kalmasından müteessir olan Hz. Âişe gayrete geldi. Taraftarı olan diğer hanımları toplayarak kendilerine şu talimatı verdi:
"Resûlullah hangimizin yanına gelirse, kendisine şöyle soracağız: 'Yâ Resûlallah! Megafır mi yediniz?' Resûlullah, 'Hayır.' diyecektir. Biz de o zaman, 'O hâlde bu koku ne?' diye soracağız. Tabiî ki o, 'Zeynep bana bal şerbeti içirmişti.' cevabında bulunacaktır. O zaman da biz, 'Demek o balın arısı urfut ağacından yayılmış, bal toplamış.' deriz." ... "Yâ Resûlallah! Megafir mi yediniz?" sorusuyla karşılaştı. Peygamber Efendimiz, "Hayır!" dedi. Hz. Hafsa, "O hâlde bu koku ne?" diye sordu. Peygamber Efendimiz, "Zeynep binti Cahş'ın evinde bal şerbeti içmiştim." buyurdu. Hz. Hafsa, "Demek ki, o balın arısı urfut ağacından yayılmış, bal toplamış." dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Onu bir daha içmem." diyerek yemin etti. Sonra da "İşte, yemin ettim. Sakın bunu başka bir kimseye duyurma."
- Burada sahabenin Müçtehidlerinden olan ve Kendisinden binlerce hadis nakledilen Hz Aişe annemizin açıkça yalana imza attığı ortaya çıkmıyor mu?
- Kuran'da "Allah yalancıları sevmez." (Al-i Imran Suresi 32. Ayet) buyurulmuyor mu?
- Bunu sahabenin üstünlüğü ile nasıl bağdaştırabiliriz?
Değerli kardeşimiz,
Hayır, burada bir yalan yok, Hz. Aişe validemiz bir soru sormuş, Peygamberimiz (asm) de buna hayır diye cevap vermiştir.
Her hatayı usulünce düzelten Peygamberimiz (asm), yalan ve kendisine eza gibi bir büyük günahı düzeltmemesi ve bunu izah etmemesi mümkün değildir; demek ki Hz. Peygamber (asm), bunları yalan olarak görmüyor, kuma olan eşlerin birbirini kıskanması neticesi olarak mazur sayılabilecek nitelikte bir davranış olarak değerlendiriyordu.
Buhari’yi şerh eden Bedrüddîn Aynî, “Hz. Aişe ve Hz. Hafsa’nın Hz. Peygamber’e eza vermek için ittifak etmeleri ve yalan söylemeleri nasıl caiz olabilir?” diye sorulacak bir soruya şu şekilde cevap verilebileceğini ifade etmiştir:
“Bu davranışı Hz. Peygambere eziyet etmek için yapmamışlardır, aksine kuma kadınlarda bulunan cibilli kıskançlık sebebiyle yapmışlardır.”[1]
Çünkü eşler arasındaki kıskançlık meselesi, ondan kurtulmanın zorluğu nedeniyle göz ardı edilemez.
Ayrıca, alimlerin bildirdiğine göre, Hz. Aişe’nin ifadesiyle yapılan “bu hîle / ihtiyal” sarih bir yalan değildir; caiz olan tariz türündendir. Çünkü Peygamberimize (asm) meseleyi soru şeklinde iletmişler. “ أَكَلْتَ مَغَافِيرَ - Meğafir mi yediniz?” demişler. Görünürde bir ihbar olan bu ifade, gerçekte bir istifham yani soru cümlesidir. Nitekim Hz. Peygamberin (asm) buna cevap verirken “ لَا - Hayır!” demesi de bunu göstermektedir.
Hz. Aişe’nin “mutlaka ona bir hîle” yapacağız şeklindeki ifadesi de bu tariz ifadesine işarettir. Zira, eğer açık bir yalan olsaydı, ona “ihtiyal / hîle” denmezdi.[2]
Buhari’yi şerh eden İbn Battal ise, Hz. Aişe’nin kıskandığı başka bir durumu anlatan rivayeti yorumlarken şu ifadeleri kullanmıştır:
“Bu rivayette kadınların kıskançlığının onlar için affedilen bir şey olduğu ve ahlakları için de hoş karşılanmayacak bir şey olmadığı anlaşılmaktadır. Bu tarzda olan şeylerde bir cezalandırma gerekmez. Hz. Peygamberin eşi Hz. Aişe’nin "Vallahi Rabbinin senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum."[3] sözüne bile sabretmesinden de bu zaten anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber (asm) buna herhangi bir karşılık vermedi, onu cezalandırmayıp fıtratındaki aşırı kıskançlığından dolayı mazur gördü.”[4]
Nevevi de ilgili hadisi şu şekilde yorumlamıştır:
“Hz. Aişe’nin yaptığı bu durum onun kıskançlığından kaynaklanmıştır ve bu da kadınlar hakkında affedilmiş bir olaydır.”[5]
Hatta Malikî mezhebinin imamı Malik b. Enes ve Medine uleması demişlerdir ki:
“Eğer bir kadın kocasına kıskançlığından dolayı zina iftirasında bulunmuş olduğu anlaşılsa bile buna had cezası uygulanmaz.”[6]
Hz. Aişe radıyallahu anha kıskançlığını zaten kendisi de dile getiriyordu. Müslim’in rivayet ettiği bir hadiste kendisi şöyle demiştir:
"Resulullah aleyhissalatü vesselam bir gece yanımdan çıkıp gitmişti. (Benim nöbetimde) hanımlarından birinin yanına gitmiş olabilir diye içime kıskançlık düştü. Geri gelince halimi anladı ve:
"Kıskandın mı yoksa?" dedi. Ben de:
"Evet! Benim gibi biri senin gibi birini kıskanmaz da ne yapar?” dedim.[7]
[1] Ayni, Umdetü’l-kârî, 19/249.
[2] İbn Hacer, Fethu’l-Bâri, 12/344; Ayrıca geniş bilgi için bk. https://sorularlaislamiyet.com/bal-serbeti-olayinda-yalan-soylenmis-olmuyor-mu
[3] İlgili rivayet için bk. Müslim, Rada, 49.
[4] İbn Battâl, Şerhu Sahihi’l-Buhârî, 7/333.
[5] Nevevî, Şerhu Müslim, 15/210.
[6] Nevevî, Şerhu Müslim, 15/203.
[7] Müslim, Münafıkun, 70.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bal şerbeti olayında yalan söylenmiş olmuyor mu?
- PEYGAMBERİMİZİN, BİR AY HANIMLARINDAN UZAK KALMASI: İ'LÂ HADİSESİ
- Peygamber Efendimizin Hz. Mariye yemininden bahseder misiniz?
- Hz. Aişe’nin faziletiyle ilgili hadis var mı?
- Peygamberimiz vefat ettiğinde, Hz. Aişe'nin odasına defnedildiğine göre, ondan sonra Hz. Aişe nerede ikamet etmiştir?
- Peygamber Efendimiz'in, "Vahiy bana Aişe’nin yanındayken geliyor." sözünü nasıl anlamalıyız, bu işin hikmeti nedir?
- "İ'lâ Hadisesi" olarak tarihe geçen; Peygamberimizin Ezvâc-ı Tâhirat'tan bir ay uzak durmak üzere yemin etmesi olayı nasıl neticelenmiştir?
- Hz. Aişe validemizin vahyolunan ayetleri eleştirdiği olmuş mudur?
- Hz. Aişe Peygamberimize hitaben, "Vallahi Rabb'in, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum." dediği ve bu sözle cinsel arzuların yerine getirildiği iddiasına ne dersiniz?
- Peygamberimizin eşlerini diğer eşlerinin yanında övmesi, onları kıskançlığa sevk etmez mi?