Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın "Marifetname" adlı eserinde ne tür bilimsel özellikler vardır?

Tarih: 27.07.2012 - 06:24 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İbrahim Hakkı Hazretleri, pozitif bilimler ile dini bilimleri birbirinin tamamlayıcısı olarak ele alır ve her ilmin kendine has bir metodu olması gerektiğine inanır. O’na göre bilginin en yüksek derecesi Allah’ı bilmektir. Bu bilgiye ulaşmak için ise nefis ve nefsin taşıyıcısı olan bedeni tanımak gerekir.

Bu sebeple İbrahim Hakkı, anatomi, astronomi, matematik ilmini gerekli öncelik olarak görür. Bundan dolayı “Mârifetnâme” adlı eserinde fizik ve fizik ötesi konuları bir arada ele alır. Aritmetik, geometri, trigonometri, astronomi, fizyoloji, din psikolojisi, ahlâk, tasavvuf, kelam, eğitim gibi konuların bir arada verilmiş olması onun çok yönlü bir düşünür olduğunu göstermektedir.

İbrahim Hakkı, din ilimleriyle fen bilimlerini birleştiren, fen bilimlerini Allah’ı bilmeye basamak yapan bir ilim adamıdır.

İbrahim Hakkı, ilimleri kainatı kuşatan bir metotla ele almak istemiştir ve birlik içerisinde bütün bilimleri birbiriyle kaynaştırmaya çalışmıştır. Bilimleri bir cepheden evren ve beden bilimleri, diğer bir cepheden ise beden ve kalb bilimleri diye ikiye ayırmıştır. Ve bunların birbirlerini tamamlayan nitelikte olduğunu dile getirmiştir. Kendi ifadesiyle,

 "Kainat ilmi, beden ilmine yardımcı olduğu gibi, beden ilmi de kalb ilmine yardımcı ve yol göstericidir."

Yine ona göre insan Allah'ın eseri olan tabiatı ne kadar iyi anlarsa, Allah'ı da o kadar anlamış olur.

İbrahim Hakkı, pozitif bilimler alanında, çağına göre, ilgi çekici şeyler söylemiştir:

Astronomi konularını işlerken güneşten, dünyadan, aydan ve onun yapı şekillerinden bahseder. Dünyanın küre biçiminde olduğunu savunur. Bunu yaparken de akli ve nakli deliller getirir.

Dünyanın güneş etrafında döndüğünü dile getiren Kopernik sistemini savunur. Ona göre "Yer yuvarlaklığı çok büyük olduğu için düz görünür. Bu sebepten fiziki bilgileri az olanların aklı, gözünün gördüğünden öteye gidemez ve bulunduğu yerleri düz görmekle bütün Arz'ın düz bir alan olduğunu sanmıştır.

İbrahim Hakkı dünyanın hızı ile ilgili olarak da bilgi vermektedir.

Ay ve güneş tutulmasıyla ilgili görüşleri ise özet olarak şöyledir: Dünyamız güneşle ay arasına girince ayın ışığı kararır. Çünkü ay, ışığını güneşten alır. Dünya ise yuvarlaktır ve gök, dünyayı her yanından çevrelemiştir. Ay dünyanın gölgesine girerse güneş ışığını alamaz. Güneş tutulması ise ayın, dünya ile güneş arasına girmesidir.

İbrahim Hakkı pozitif bilimlerle ilgili düşüncelerini açık ifadelerle ortaya koyduğu gibi, uygulanabilir durumda olanlarla ilgili de aletler yapmaya çalışmıştır.

Onun, özel bir araba üzerine yerleştirdiği ağaçtan küresi buna bir örnektir. Yine onun yaptırdığı türbenin, kubbesindeki camdan gece ve gündüzün eşit olduğu 22 Mart günü güneş doğunca, camdan giren ışınlar Şeyhinin mezarını aydınlatmaktaydı. Her yıl Tillo'luların bu olayı hayretle seyrettiği söylenir. Bu sanat inceliği sonradan yapılan tamiratlarda bozulmuştur.

Yine İbrahim Hakkı Erzurum'da saat on iki iken diğer şehirlerde saatin kaç olacağını hesap etmiştir. Bu konuda yüz şehir için fark cetvellerini hazırlamıştır.

Çağın modem bilimlerine vakıf olan İbrahim Hakkı, eserinde Amerika'nın keşfine de yer verir ve nasıl keşfedildiğini anlatır.

İbrahim Hakkı Ruzname, Rub'ul Müceyyib, Usturlap gibi ilmi ve teknik alanda, dikkat, hassasiyet, kültür ve tecrübe isteyen bir kısım aletleri, o günün şartları içinde yapmayı başarmıştır. Yetiştirdiği örgenciler, çizdiği haritalar, çeşitli şekiller mükemmel laboratuarların bulunmadığı bir devirde onun bu konularda ne kadar ileri görüşlü ve başarılı bir bilgin olduğunu göstermektedir".

Geometri alanında da cisimlerin boyutlarını, yüz ölçümlerini, nokta, çizgi, yüzey ve tarifleri, üçgenler, dörtgenler, çokgenler, açılar, merkez ve çevresi, kiriş, yay, sinüs, küp, silindir, koni ve küre hakkında izahlar yapar ve çözümler getirir.

Klimatoloji, gök gürültüsü, yıldırım ve rüzgarın meydana gelişi, gökkuşağının oluşumu ve suyun dönüşümleri hakkında bugünkü bilgilere çok yakın bilgiler vermektedir.

Yine o, tıp alanında, hücrelerin öldüğünü ve yerine yenilerinin geldiğini, insan vücudunun bu yüzden beş senede bir yenilendiğini söylemiştir.

Anatomi ile ilgili olarak ise "Bedenlerin yapılışını bildiren ilimdir.” 20 ifadesini kullanır. Anatomi bilmenin faydalarını sıralarken,

"Seni yaratan Rabbinin adıyla oku.” (Alak, 96/1-3)

emrine uygun şekilde hareket eder. Yani eserden müessire, yapıdan yapana bakabilmektedir.

Kafatası kemiğinin parçalı oluşundan, on iki kaburga kemiğinin seyir yönleri ve çalışma özellikleri ile göz sinirleri ve küçük kan dolaşımı vb. hakkında verdiği bilgiler bugünkü bilgilerle paralellik arz eder.

Son söz olarak diyebiliriz ki, yaşadığı çağ, bulunduğu çevre dikkate alındığında; onun, yukarıda örneklerini vermeye çalıştığımız ilmi çalışmalardan haberdar oluşu ve onlar üzerinde görüşlerini, açıklayıcı bir şekilde, ortaya koyuşu durumu onun gerçekten de çağının büyük bir bilim adamı olduğunu göstermektedir.

Kaynaklar:

- Erzurum'lu İbrahim Hakkı, Marifetname, (Sad.:Turgut Ulusoy), Erzurum Hasankale İbrahim Hakkı Cami ve Külliyesini Yaptırma ve Yaşatma Derneği.
- Mustafa Yıldırım, “Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Bilimsel Yönü”, A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum, 1999, sy. 11, s, 27-30.
- Çelebioğlu, Âmil, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 1998, s. 8-9.
- Şaban Döğen, Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi 1-11, İstanbul, 1992, 5/208-209.
- Mehmet Bayraktar, İslam'da Bilim ve Teknoloji Tarihi, Ankara1985, s. 33.
- Şakir Diclehan, Erzurumlu İbrahim Hakkı, İstanbul 1980, s. 62-67.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun