Ehl-i fetret hangi konularda sorumlu tutulmazlar, kul hakkında sorumlulukları var mıdır? Fetret dönemindeki insanlar direkt mi cennete girecekler, yoksa hata ve günahlarını çektikten sonra mı cennete girecekler?
Değerli kardeşimiz,
Fetret ehli ve bu hükümde olanların dinin ibadetler, muamelât ve cezalar gibi fürûa ait ahlâkî- amelî meselelerde herhangi bir sorumluluğun bulunmadığı noktasında genel olarak bir ittifak hasıl olmuştur. Meselâ, Ebû Hanîfe davet ulaşmayanları âkil oldukları takdirde sadece Allah'a imanla sorumlu tutarak, diğer dinî hükümlerden mesul olmayacaklarını belirtmiştir. Ona göre şirk diyarında veya Türk yurdunda bulunan bir kimse Kur'ân-ı Kerîm'den ve dinî hükümlerden hiçbir şey bilmese bile, Allah'ın varlık ve birliğine iman ettiği takdirde mümindir.
İmam Mâturîdî ve Mâturîdîler, ibadetleri ve sair dinî hükümleri bilmenin yegâne yolunun peygamberlerin tebliği yani din olduğunu, hak dinin davetinin ulaşmadığı kimselerin akıllarıyla Allah'ın varlık ve birliğini bilmek mecburiyetinin dışında diğer bütün şer'î hükümlerin din ile sabit olduğunu, dolayısıyla böylelerinin dinî amelî hususları bilmemekte mazeret sahibi olduklarını kabul etmişlerdir.
Eş'arîlere göre de kendilerine hak din ulaşmayanların itikâdî sorumluluklarının bulunmamasına ilaveten, onlar şer'î hükümleri bilmemekten dolayı da mazurdurlar.
Fetret ehli ve İslâm daveti ulaşmayan kimselerin dinin fürû'una yönelik herhangi bir dinî sorumluluğu bulunmadığı konusunda görüş birliğinde olan İslâm âlimlerinin bu görüşü, dine muhatap olmayan insanların muamelât, cezâî-ahlâkî ve insanî-sosyal hiçbir sorumluluğu olmadığı, böylelerinin âdetâ hayvani bir hayat yaşayabilecekleri şeklinde anlaşılmamalıdır. Zira gerek tartışma konusu olan fetret ehli ve bu hükümde bulunanların inanç sorumlulukları gerekse tartışma konusu olmayan dinin fürû'una ilişkin yükümlülüklerinin bulunmayacağı hususları, dinin temel haklarından olan ulûhiyet (Allah) haklarına ilişkin konulardır.
Binaenaleyh İslâm âlimleri fetret ehlinin hükmünü itikat ve amelî konuları içeren ulûhiyet hakları çerçevesinde ele almışlar; mîras, nikâh gibi muamelât, hırsızlık ve cinayet gibi cezâî insan haklarına yönelik sorumluluklarının bulunduğunu belirtmişlerdir. Yoksa hiçbirisi insanoğlunun dinle muhatap olmadığı zaman her türlü kayıttan uzak bir hayat yaşayabileceklerini ileri sürmemişlerdir.
Hangi dinden olursa olsun, Müslüman olmayan kişilerin çocukları da fetret ehli hükmünde sayılmış, İslâm âlimlerinin çoğunluğunun kabulüne göre mükellef olmadıkları için cennetlik kabul edilmişlerdir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- FIKIH
- Şeriat nedir, nasıl yaşanır; bu asırda şeriat geçerli midir?
- FÜRÛ'
- Mekke'de doğan bir çocukla, dünyanın herhangi bir yerinde doğan İslam'dan habersiz bir çocuk, manevi mesuliyet yönünden bir tutulabilir mi?
- Mekke'de doğan bir çocukla, dünyanın herhangi bir yerinde doğan İslam'dan habersiz bir çocuk, manevi mesuliyet yönünden bir tutulabilir mi?
- Fetret ne demektir?
- Hristiyandan şehit olur mu? "Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazreti İsa'ya mensup Hıristiyan mazlumların çektikleri felaketler, onlar hakkında bir nevi şahadet denilebilir!" (Bediüzzaman, Kastamonu L., s. 111) Bazı insanlar "bu nasıl olur
- Usül, fürû, ve efal-i mükellefin, müstehap, sünnet, helal-haram, mekruh, tahrimen mekruh,.. kavramlarını açıklar mısınız?
- Ülke yönetiminin şeriat veya laiklik olup olmaması konusunda bilgi verir misiniz?
- İmam-ı Gazali Hazretlerinin, fetret ehli ve benzerlerinin durumlarıyla ilgili görüşler hangi kitabında geçmektedir?