Düşmanlık yasak ise, neden şeytana düşmanlık ediyoruz?
- Hz. Allah kin tutmaktan bizleri men etmesine rağmen neden, şeytan sizin düşmanınız sizde ona düşman olun buyuruyor?
- Eğer sebep şeytanın Müslüman olmaması ise gayrimüslimlerde ebedi kaybedenlerden, konunun hikmeti nedir?
Değerli kardeşimiz,
“Şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman kabul edin. O kendi taraftarlarını, cehennemlik olmaya davet eder.” (Fatır, 35/6)
mealindeki ayette, açıkça “şeytana kin besleyin” diye bir ifade yoktur.
İlgili cümlenin meali şöyledir: “Siz de onu düşman edinin / düşman kabul edin.”
Bu ifadeyle, insanların en azılı düşmanları olan şeytanın düşmanlığını unutup da yanlışa götüren telkinlerine kulak asmamalarına dair bir uyarı yapılmıştır.
- Bu ayette bir önceki ayette yer alan “Sakın o çok aldatıcı (olan şeytan) sizi Allah(ın affını, rahmetini hatırlatmak) ile sizi aldatmasın” mealindeki ifadenin bir açıklaması gibidir. Şöyle ki:
Görünürde “Allah’ın affını, rahmetini hatırlamak” güzel bir şeydir. Fakat, bunu hatırlatan şeytan ise bunda bir hile, bir tuzak vardır. Çünkü şeytan -kadimden beri- sizin düşmanınızdır. Bu azgın düşmanınızı iyi tanıyın, onun size karşı beslediği düşmanlığı asla unutmayın...
Öyleyse, şeytanın size telkin ettiği şeylerin mutlaka zararlı olduğunu bilin ve onlardan uzak durun...
Siz de onu düşman belleyin ki, onun mani olmak istediği salih amelleri işlemeye devam edin... (krş. Razi, Beydavi, ilgili ayetin tefsiri)
Razinin belirttiği gibi, bir düşmanla iki şekilde muamele edilir:
Birincisi: Onu razı edip düşmanlıktan vazgeçmesini sağlamak. Bu yol şeytan hakkında kapalıdır.
İkincisi: Düşmanı düşman olarak görüp şerrinden korunmaya çalışmak.
Birinci şıktaki tedbirin geçersizliği, ayetin son cümlesinde “O kendi taraftarlarını, cehennemlik olmaya davet eder.” mealindeki ifadeyle ders verilmiştir. (bk. Razi, ilgili ayetin tefsiri)
- Demek ki, şeytana karşı müminin kin ve nefreti, onun yalnız dinsizliği tercih ettiği için değil, aynı zamanda müminlere zarar vermeyi meslek haline getirdiği içindir.
Bununla beraber, şeytan ebediyen imana gelemez, insanlara olan düşmanlığı bitmez, asla doğru yola gelmez.
Allah’ın açık beyanıyla böyle bir azılı düşmana karşı kin beslemek ile başka insanlara kin beslemek arasında çok fark vardır. Çünkü, kin beslemek, düşmanlığı esas almak, diyalog kurmaya, gerçekleri tebliğ etmeye manidir.
Şeytanın tebliğ gibi bir konuya muhatap olması söz konusu değildir. Fakat en azılı bir kâfirin dahi imana gelmesi mümkündür.
O halde -belli şahıslar itibariyle- insanlara karşı kin beslemek, samimi bir şekilde tebliğ görevini yerine getirmeye de engeldir.
Bu sebeple, iki kin arasında dağlar kadar fark vardır.
Kaldı ki Müslümanlar olarak “Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur.” (Hutbe-i Şamiye, s. 88)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hristiyanlar ve Yahudiler Allah'a düşmanlık mı ediyor?
- Araplara düşmanlık kâfirlik mi?
- Cehennemde bulunan bir mümin, orada ne kadar kalacağını bilecek mi?
- Hz. Adem’in unuttuğu şey nedir?
- Nefisle cihad hakkında bilgi verir misiniz? Nefisle mücadelenin çeşitleri nelerdir?
- Sevgi ve düşmanlık bir arada olabilir mi?
- Kin ve düşmanlık, İslamiyete göre neden zulümdür?
- Sevmediğimiz birisinin yakınlarına da düşmanlık beslememiz ne derece doğrudur?
- Kin ve düşmanlık bir hak mı?
- Kin ve düşmanlık, hak ve hakikate zulüm müdür?