Duanın kesin kabul olması ne anlama geliyor?
- Allah, dua edin karşılık vereyim diyor zaten, elbette karşılığını göreceğiz bu dünyada veya ahirette fakat neden, sanki (haşa) Allah ile pazarlığa girermişçesine "kesin kabul olacak" gibi bir tabir kullanılıyor?
Değerli kardeşimiz,
Ayette duaların kesin kabul edileceğine dair bir ifade yoktur.
Meallerde genellikle: “Rabbiniz şöyle buyurdu: 'Bana dua edin, duanızı kabul edeyim.' Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!” (Mümin, 40/60) mealindeki ayette, “duanızı kabul edeyim” şeklinde yer alan ifade isabetli değildir.
Ayette “kabul” kelimesi değil, “icabet” kelimesi kullanılmıştır. İcabet, cevap vermektir, kabul etmek değildir. Bu ayetin tam anlaşılması için yine asrın reçetesi olan Risale-i Nur’a müracaat edeceğiz:
“Dua-yı kavlî-i ihtiyarînin makbuliyeti, iki cihetledir. Ya aynı matlubu ile makbul olur veyahud daha evlâsı verilir.
"Meselâ: Birisi kendine bir erkek evlâd ister. Cenab-ı Hak, Hazret-i Meryem gibi bir kız evlâdını veriyor. 'Duası kabul olunmadı.' denilmez. 'Daha evlâ bir surette kabul edildi.' denilir. Hem bazen kendi dünyasının saadeti için dua eder. Duası âhiret için kabul olunur. 'Duası reddedildi.' denilmez, belki 'Daha enfa' bir surette kabul edildi.' denilir. Ve hâkeza..."
"Madem Cenab-ı Hak Hakîm'dir; biz ondan isteriz, o da bize cevab verir. Fakat hikmetine göre bizimle muamele eder. Hasta, tabibin hikmetini ittiham etmemeli. Hasta bal ister; tabib-i hâzık, sıtması için sulfato verir. 'Tabib beni dinlemedi.' denilmez. Belki âh ü fîzârını dinledi, işitti, cevab da verdi; maksudun iyisini yerine getirdi.” (bk. Mektubat, Yirmi Dördüncü Mektup'un Birinci Zeyli, s. 301)
“Eğer desen: Birçok defa dua ediyoruz, kabul olmuyor. Halbuki âyet umumîdir, her duaya cevab var ifade ediyor?.."
"Elcevab: Cevab vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her dua için cevab vermek var; fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu vermek Cenab-ı Hakk'ın hikmetine tabidir. Meselâ: Hasta bir çocuk çağırır: 'Ya Hekim! Bana bak.' Hekim: 'Lebbeyk.' der.. 'Ne istersin?' cevab verir. Çocuk: 'Şu ilâcı ver bana.' der. Hekim ise; ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez."
"İşte Cenab-ı Hak, Hakîm-i Mutlak hazır, nâzır olduğu için, abdin duasına cevab verir. Vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir. Fakat insanın hevaperestane ve heveskârane tahakkümüyle değil, belki hikmet-i Rabbaniyenin iktizasıyla ya matlubunu veya daha evlâsını verir veya hiç vermez.” (Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, s. 317)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Duadaki ince sır nedir? Her dua kabul olur mu?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Psikolojik rahatsızlıktan dolayı adam öldüren idam edilir mi?
- Kadın mehir karşılığında boşanabilir mi?
- Kırmızı kurdele cinlere karşı korur mu?
- Hastalıklarımızın gitmesi için yaptığımız dualar neden kabul edilmiyor?
- Filistin için yapılan dualar neden kabul olmuyor?
- Kur'an’da bütün dualara cevap verileceği belirtiliyor. Hâlbuki dualarımızın çoğu kabul olmuyor?
- Ahiret için yaptığımız hayır duaları mutlaka kabul olur mu? Allah (cc), kullarının her duasına icabet eder, kişinin duasını hakkında hayırlıysa dünyada verir veya cenette dileğini verirmiş?..
- Allah kendisine sığınan kulunu yalnız bırakmaz ne demek?
- Dua ederken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
- "Üd'ûnî estecib lekum. / Bana dua edin size icabet edeyim." (Mü'min, 40/60) ayetini izah eder misiniz?