Deccala meydan okuyan genç kim?

Tarih: 25.05.2024 - 11:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu hadis-i şerifi açıklar mısınız, deccal ölüyü mü diriltiyor, deccale karşı çıkan genç mehdi mi, cennete veya cehenneme atılmak ne demek gibi hadiste geçen her konuya da tek tek cevap verirseniz memnun olurum:

- Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Deccâl ortaya çıkınca, mü’minlerden biri onun bulunduğu tarafa doğru gider. Deccâlin silâhlı adamları onun önüne çıkarak:

- Nereye gitmek istiyorsun? diye sorarlar.

- Şu ortaya çıkan adamın yanına, der. Deccâlin adamları:

- Sen bizim Rabbimize inanmıyor musun? diye sorarlar. O da:

- Bizim Rabbimizin gizli bir yanı yok ki onu bırakıp başkasına inanalım, der. Deccalin bazı adamları:

- Öldürün şunu, derler. Bir kısmı ise:

- Tanrınız, haberi olmadan bir kimseyi öldürmeyi yasaklamadı mı! derler ve o mümini deccalin yanına götürürler. O mümin deccâli görünce diğer müminlere:

- Ey müminler! Bu adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kendisinden bahsettiği deccâldir, diye seslenir. O zaman deccâl adamlarına:

- Bunu iyice bir dövün, der. Onu dövmek üzere tutarlar. Deccâl tekrar, “Yakalayın şunu, yarın kafasını”, der. Onun sırtını, karnını dayaktan geçirirler. Bu defa deccâl, “Bana iman etmiyor musun?” diye sorar. O mü’min:

- Sen yalancı Mesîh’sin, der.

Deccâlin emri üzerine onu testereyle baştan aşağı ikiye biçerler. Deccâl o zatın ikiye bölünen cesedinin arasından yürüyüp geçtikten sonra ona:

- Ayağa kalk! der. O da doğrulup kalkar. Deccal tekrar:

- Bana iman ediyor musun? diye sorar.  O da:

- Senin hakkındaki kanaatim iyice pekişti, dedikten sonra halka dönerek, ‘Ey insanlar! O benden sonra artık kimseyi öldürüp diriltemez’, der. Deccal onu kesmek için yakalar. Fakat Allah Teâlâ o müminin boynundan köprücük kemiğine kadar olan kısmı bakır haline dönüştürür; bu sebeple deccal ona bir şey yapamaz. Bunun üzerine deccal onun ellerinden ve ayaklarından tutup fırlatır. Halk onu cehenneme attığını zanneder. Halbuki o cennete atılmıştır.”

- Resûlullah sözünü şöyle tamamladı:

“İşte bu mümin, alemlerin Rabbine göre insanların en büyük şehididir.”

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Soruda geçen hadis-i şerif hadis kaynaklarında sahih olarak geçmektedir.(1)

- Deccala meydan okuyan genç, bazı alimlere göre, Hz. Hızır'dır.(2)

Bu gibi rivayetleri de nazara alarak denilebilir ki, “Deccalın öldürmek istediği genç Hz. Mehdi’dir.”

Burada geçen “iki parçaya ayırır” ifadesi Mehdi'nin cemaati ile ilgilidir. Deccal zihniyetiyle ilgili cemaat parçalanır, fakat tekrar toplanır ve Deccalı daha yakından tanımaya başlar.

Fitneyi en büyük koz olarak kullanan Deccal, medeniyetin zevk ve eğlencelerini, nefsin hoşuna gidecek her şeyi taraftarlarının, dostlarının önüne serer, onları makam, mevki ve maddi imkânlarla el üstünde tutar, refah ve saadet sunar, yani onlara bir nevi cennet hayatı yaşatır. Kendini tanımayan kimseleri yokluk, azap, işkence ve sıkıntılara atar, hayatlarını zindana çevirir. Hapishaneler onun zamanında bir nevi cehenneme döner.

Alimler, bu hadisleri yorumlarken, Deccalın kendisine boyun bükmeyen müminleri eziyet ve işkencelere atacağını belirtirler. Aliyyü'l-Karî, "Onun suyu nimet ve lezzet, ateşi de meşakkat, azap ve elemdir."(3) der. Deccalı tanımayan müminlerin sıkıntı, bela, çile ve meşakkat içerisinde kalacaklarını, buna rağmen Allah'ın lütuf ve ihsanıyla rıza, şükür ve sabır gösterecekleri anlatır.(4)

Bir hadis-i şerifte bu durum anlatılırken, Deccalı tanımayan, reddeden topluluğun kıtlığa maruz kalacağını, mallarına el konulacağını, aksine onu kabul edenlerin nimetlere mazhar olacakları açıkça bildirilmektedir.(5)

Askalanî de cennetten maksadın lezzet ve nimet, cehennemden maksadın da işkence ve azap olabileceğini belirtmektedir.(6)

Elindeki maddi güç ve imkânla, zekâ ve kurnazlığıyla istibdat kuran Deccal, kendini kabul etmeyen bir kavmi kıtlık belasına atar, ellerinde hiçbir mal bırakmaz.(7)

Evet, fitneyi en büyük koz olarak kullanan Deccal, medeniyetin zevk ve eğlencelerini, nefsin hoşuna gidecek her şeyi taraftarlarının, dostlarının önüne serer, onları makam, mevkî ve maddi imkânlarla el üstünde tutar, refah ve saadet sunar, yani onlara bir nevi cennet hayatı yaşatır. Kendini tanımayan kimseleri yokluk, azap, işkence ve sıkıntılara atar, hayatlarını zindana çevirir. Hapishaneler onun zamanında bir nevi cehenneme döner.

Onun zamanında okullar huri ve gılmanın çirkin bir sureti, hapishane de azap yeri ve zindan hâline dönerken, onun merkebinin, yani bindiği trenin bir kulağı, yani bir tarafı dostları için ziyafet alanı, diğer kulağı da ateş ocağı olur.(8)

En iyisini Allah bilir.

Bu konuda Bediüzzaman Hazretlerinin açıklamalarını dinlemekte fayda görüyoruz:

Sual:

Rivayetlerde gelmiş ki: "Deccal'ın bir yalancı cenneti var; kendine tabi' olanları ona atar. Hem yalancı bir cehennemi var; tabi' olmayanları ona atar. Hatta o kendi merkebinin de bir kulağını cennet gibi, bir kulağını da cehennem gibi yapmış. Azamet-i bedeniyesi bu kadardır, şu kadardır..." diye tarifat var?

Elcevab:

Deccal'ın şahs-ı surîsi insan gibidir. Mağrur, firavunlaşmış, Allah'ı unutmuş olduğundan; surî, cebbarane olan hâkimiyetine, uluhiyet namını vermiş bir şeytan-ı ahmaktır ve bir insan-ı dessastır. Fakat şahs-ı manevîsi olan dinsizlik cereyan-ı azîmi, pek cesîmdir.

Rivayetlerde Deccala ait tavsifat-ı müdhişe ona işaret eder. Bir vakit Japonya'nın başkumandanının resmi, bir ayağı Bahr-i Muhit'te, diğer ayağı on günlük mesafedeki Port Artür Kal'asında tasvir edilmiş. O küçük Japon Kumandanının bu surette tasviriyle, ordusunun şahs-ı manevîsi gösterilmiş.

Amma Deccal'ın yalancı cenneti ise, medeniyetin cazibedar lehviyatı ve fantaziyeleridir. Merkebi ise, şimendifer gibi bir vasıtadır ki bir başında ateş ocağı bulunur, kendine tâbi' olmayanları bazan ateşe atar. O merkebin bir kulağı, yani diğer başı cennet gibi tefriş edilmiş, tâbi' olanları oraya oturtur. Zaten sefih ve gaddar medeniyetin mühim bir merkebi olan şimendifer, ehl-i sefahet ve dünya için yalancı bir cennet getirir. Bîçare ehl-i diyanet ve ehl-i İslâm için medeniyet elinde cehennem zebanisi gibi tehlike getirir, esaret ve sefalet altına atar.”(9)

Rivayette var ki: "Ahir zamanın müstebid hâkimleri, hususan Deccal'ın yalancı cennet ve cehennemleri bulunur." َالْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِ bunun bir tevili şudur ki:

Hükûmet dairesinde karşı karşıya kurulan ve birbirine bakan vaziyette bulunan hapishane ile lise mektebi, biri huri ve gılmanın çirkin bir taklidi, diğeri azab ve zindan suretine girecek diye bir işarettir.”(10)

Kaynaklar:

1) bk. Müslim, Fiten 113. Ayrıca bk. Buhârî, Fiten 27.
2) bk. Nevevi, Şerhu Müslim, 18/72; İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 6/434.
3) ez-Zebidî, Zeynüddin Ahmed bin Ahmed bin Abdi’l-Latif, çev. Kâmil Miras, Sahih-i Buharî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi (Ankara: DİB Yayınları, 1973), 9/184.
4) Aliyyü'l-Karî, Mirkat, 5/196.
5) Müslim, Fiten: 110.
6) el-Askalanî, Fethü'l-Barî, 16/214.
7) İbni Kesir, Muhtasar-ı Tefsir-i İbni Kesir Tercümesi, (Beyrut: İhyâü Türasi’l-Arabî, s. 491.
8) bk. Şualar, s. 583.
9) Mektubat, s. 58.
10) Şualar, s. 583.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun