Çok evlilik neden kalkmadı?

Tarih: 27.10.2022 - 08:06 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Cahiliye döneminde İslam’ın tebliğ edilmesiyle ve hükümlerle bir çok hüküm ilga olmuştur ama çok evlilik neden İslamla birlikte kalkmadı?
- Bu da cahiliye adetiydi, neden cahiliye dönemi adetlerin bazıları kalkıp bazıları kalkmadı çok evlilik gibi, çünkü bunu müşrikler de yapıyordu.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslâm'ın ahkamı iki kısımdır: Bir kısmı şeriat tarafından doğrudan tesis edilen “müesses” hükümlerdir. Bu kısmı vaz eden şariat “müessis” olarak anılır.

Diğer bir kısmı ise, eskiden beri mevcut olan hükümlerin insanların tabiatına uyarlanan, çirkin bir suretten güzel bir şekle çevrilen “muaddel” hükümlerdir. Bu gibi eski hükümleri tadil eden şeriat ise “muaddil” olarak isimlendirilir.

İlahî hikmet, bu tür hükümleri yeniden tesis etmek yerine, onları mevcut hallerinde var olan çirkinliklerden arındırıp, daha güzel bir şekilde tadil etmeyi uygun görmüştür. Çok evlilik de bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Konuyla ilgili Bediüzzaman Hazretlerinin tespitleri şöyledir:

“İslâmiyet'in ahkamı iki kısımdır:

Birisi: Şeriat ona müessistir, bu ise hüsn-ü hakikî ve hayr-ı mahzdır.

İkincisi: Şeriat, muaddildir. Yani gayet vahşi ve gaddar bir suretten çıkarıp, ehven-üş şer ve muaddel ve tabiat-ı beşere tatbiki mümkün ve tamamen hüsn-ü hakikîye geçebilmek için zaman ve zeminden alınmış bir surete ifrağ etmiştir. Çünkü birden tabiat-ı beşerde umumen hükümferma olan bir emri birden ref' etmek (bir işi birden kaldırmak), bir tabiat-ı beşeri birden kalbetmek iktiza eder. Binaenaleyh şeriat vâzı-ı esaret değildir (köleliği getirmemiştir), belki en vahşi suretten böyle tamamen hürriyete yol açacak ve geçebilecek surete indirmiştir, tadil etmiştir.” (Münazarat, s. 81)

Mesela, gündüz uyumak manasına gelen Kaylule, eskiden beri Hicaz bölgesinde cari bir âdet-i kavmiye idi. Bu durum bu uykunun bir sünnet-i nebevi olmasına zımnen katkı sağlamıştır. Ancak İslam dini, bunun vaktini ve gayesini belirlemiş olarak konuyu nefsanilikten çıkarıp ruhani bir işe dönüştürmüştür.

Bu konuda, Bediüzzaman Hazretlerinin özetle ifadesi şöyledir: 

“Kaylule uykusu sünnet-i seniyedir. Duha / kuşluk vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına (teheccüd namazına) sebebiyet verdiği (kalkmayı kolaylaştırdığı) için sünnet olmakla beraber, Ceziretü'l-Arab'da vakt-üz zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir tatil-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o sünnet-i seniyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku hem ömrü hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek ömrüne hergün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor.” (Lem'alar, s. 270)

- Bunun gibi çok evlilik de kadimden beri insanlık camiasında var olagelen bir âdettir. Ancak İslam dini -ne kemiyet ne de keyfiye bakımından- kural tanımayan bu âdeti insanın erdemlerine uygun bir formatla yeniden düzenlemiş ve güzel bir hale getirmiştir. Bu konuyu da asrın müceddidi ve hakiki söz sahibinden dinlemekte yarar vardır:

“Hem de dörde kadar taaddüd-ü zevcat (çok evlilik) tabiata, akla, hikmete muvafık olmakla beraber, şeriat bir taneden dörde çıkarmamış, belki sekiz-dokuzdan dörde indirmiştir. Bahusus taaddüdde öyle şerait (şartlar) koymuştur ki; ona müraat etmekle hiçbir mazarrata müeddi olmaz. Bazı noktada şer olsa da ehven-üş şerdir. Ehven-üş şer ise bir adalet-i izafiyedir. Heyhat!.. Âlemin her halinde hayr-ı mahz olamaz.” (Münazarat, s. 82)

İlave bilgi için tıklayınız:

Çok evlilik konusunda bilgi verir misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun