Cinler, bir insandan başka bir insana, çamaşırını giyme, vs. yollarla geçer mi?

Tarih: 19.11.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cinlerin ve bütün mevcudatın üstünde halife olarak gönderilen insan, mahiyet ve yaradılış özelliğinin yanı sıra, zeka, akıl, hafıza, muhakeme ve ibadet bakımından cinlere nazaran üstündür. Semavi bir dinden ders almayan bazı cinler, şeytandan aldıkları ders ile karakter itibariyle insanların bu üstünlüğünü kabul etmezler; onları kıskanırlar. Bununla ilgili olarak Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de,

"Şüphesiz biz insanı ahsen-i takvimde yarattık." (Tin, 95/4)

buyurmakla, insanın sadece cinlerden değil, bütün varlıklardan daha üstün olduğunu bildiriyor.

Cinler, insanların üstünlüğünü tanımadıkları gibi, onları güç durumda bırakır ve kendilerine muhtaç olmaları için ellerinden geleni yaparlar.

Cinlerin mahiyetini ve yapılarını bilmeyenler, cinlerden medet umarlar. Cinci ve üfürükçüler, bu safdilleri ve bilgisizliği iyi değerlendirirler. Cinlerin mahiyetini, yapılarını ve bünyelerini bilmeyen kişiler, bazen onları gözlerinde çok büyütürler. Yani cinleri her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, üstün kabiliyetli, insanların fevkinde görürler veya gösterirler. Bu tamamen bir hezeyandır.

Cinler ve şeytanlar insana zarar verebilirler; ancak istediği her insana zarar veremez. İbadetten uzak yaşayan, günahlarla çok meşgul olan insanlara şeytan ve cinler zarar verir. Cinler ve şeytanlar, insanların günahlarıyla açtıkları menfezlerden girer ve insanı çepeçevre kuşatırlar. Bu menfezler kapanmalıdır ki, onlar içeri giremesinler ve insan da, onların şerrinden korunmuş olsun.

Ehl-i keşfin müşahedesiyle cin ve şeytanların mü'minlere musallat olmaları, daha ziyade onların bazı manevi yönlerden açık ve zayıf olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu da; cünüplük, hayız, nifas halleri, abdestsizlik, su-i edep içinde gafilâne davranışlar sergileme gibi durumlardır ki, ruh bozuklukları ve fizyolojik olmayan cinnetler, ekseriyetle böyle boşlukların ardından insana ârız olurlar. Eğer bunlarda cin ve şeytanın parmağı varsa -ki vardır- onlar, mü'minin içine mutlaka, onun bir günahından yol bulup girmişlerdir.

Evet, eğer sen bir kale gibi isen, bu kalenin kapıları açık olursa ezeli düşmanın elbette o kapılardan girecek ve senin vücud kaleni teslim almaya çalışacaktır. Eğer böyle bir akibete düşmek, ma'ruz kalmak istemiyorsan, mutlaka günahlardan kaçınmalı, dikkatli bir hayat yaşamalı ve kalenin içten fethedileceğini de asla unutmamalısın...

Habis cinler ve şeytanlar, her çeşit günahı alet olarak kullanırlar. İçki, kumar ve fuhuş, onların sıkça kullandıkları aletlerdir. Bu günahları irtikab edenler, şeytan tuzağına düşmüş sayılırlar.

Cinlerin metafizik alemden şehadet yani görünen, fiziki aleme geçişinde çeşitli sebepler vardır. Ya bizim alemimizde manyetik bir hadise vuku bulur, ya iki alem arasında bir menfez, koridor meydana gelir ya da medyum özelliğine sahip bir kişi, bilerek veya bilmeyerek bünyesi gereği buna vesile olur. Yoksa hiçbir cin kendi aleminin hudutları dışına kendi iradesiyle çıkamaz. Aynı dünyada olmamıza rağmen boyut farklılığı bir hakikattir. Cinler, canları istediği zaman metafizik alemden, fizik aleme geçemezler.

Cinler, kendi alemlerinden, şehadet alemine geçtiği zaman, rasgele kişilere musallat olamıyor, herkese tesir edemiyor. Ancak, doğuştan medyumluk özelliği olan insanlarla muhatap olabilir veya bünyesinde bir menfez, bir açık, bir rahatsızlık bulunan kişilere musallat olurlar. Bu kişiler de genellikle içine kapanık, korkak, çekingen, psikolojik olarak dengesiz, şizofreni ve beyin yönünden bir rahatsızlığı olan kişilerdir. Bu bakımdan bir yerde bir çok kişi olsa bile, cinler bu özellikte olan kişilerle temas kurabilir. Diğer insanlara zarar veremez. Bu da gösteriyor ki, cinler bir insandan diğerine geçmesi normal durumlarda mümkün değildir.

Cinler kendi alemlerinden şehadet alemine devamlı kalmak üzere geçemez. Muhakkak belli bir zaman sonra geri dönmek zorundadır. Nasıl ki, komaya giren bir insanın belli bir zaman sonra uyandırılması gerekiyorsa, suya giren bir insan belli bir müddet sonra sudan çıkmak zorundaysa, cin de bir vakit sonra kendi alemine dönmek zorundadır. Tek imkanı vardır o da, ya medyumluk özelliğe sahip manyetik enerjili bir insan bulmak ve onunla muhatap olup enerjisinden istifade etmek, ya onun içine girip bir müddet vaziyeti idare etmek, ya zayıf ve hasta bünyelerden enerji hırsızlığı yapmak ya da herhangi bir sinek, böcek vs. hayvanın içine girip zaman kazanmaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun