Cebrail, vahyi bizzat Allah’tan mı, yoksa Lehvi Mahfuzdan mı alır?
- Allah'tan alıyorsa Kur'an ve diğer Kutsal kitapların ses ve harf ile gelmiş olmasını nasıl anlamalıyız?
- Allah ise Ses ve Harf ile konuşmaz diye biliyoruz
Değerli kardeşimiz,
Kur'an'ın vahyi konusunda Allah, Cebrâil ve Hz. Muhammed (asm)'in tebliğ ve tebellüğü söz konusudur.
Vahyin asıl sahibi olan yüce Allah, Kur'an'ı Hz. Cebrâil vasıtasıyla Hz. Muhammed (asm)'e indirmiştir. Bu hususta Müslümanlar arasında en küçük bir ihtilaf yoktur. Ancak âlimler bu vahyin nasıl geldiği ve bu iletişimin nasıl kurulduğu hususunda farklı üç görüş bildirmişlerdir:
En kuvvetli iki görüş şöyledir:
- Hz. Cebrâil, Kur'an'ı doğrudan doğruya Allah'tan almış ve Hz. Muhammed (asm)'e aynı lafızlarla aktarmıştır.
- Hz. Cebrâil, Kur'an'ı Levh-i Mahfûzdan ezberlemiş ve olduğu gibi Hz. Muhammed (asm)'e aktarmıştır. (bk. Mennâ', el-Kattân, Mebahis, fi ulûmi'l-Kur'an, 35)
Bu iki görüşe göre de elimizdeki Kur'an, lafzı ve mânâsı ile birlikte vahiy edilmiş Allah'ın kelâmıdır. Ne Hz. Cebrâil'in ve ne de Hz. Muhammed (asm)'in, tebliğ ve tebellüğden başka hiçbir müdahaleleri söz konusu değildir. Bu iki görüş arasındaki tek fark, Hz. Cebrâil'in Kur'an'ı doğrudan Allah'tan mı, yoksa Levh-i Mahfûzdan mı aldığı hususudur.
Alimler, vahyin Levh-i Mahfûzdan alındığına dâir görüşe fazla itibar etmemektedir. Bunun müşahhas bir delili olmadığı gibi, Kur'an'ın diğer gaybî şeyler gibi Levh-i Mahfûzda yer alması da vahyin oradan alındığını göstermez. (bk. ez-Zerkânî, Menâhilu'l-İrfân, I/49; el-Kattân, 36)
- Cebrail Allah’tan vahiy alırken, nasıl aldığını bilemiyoruz. Allah’ın Hz. Musa ile konuşurken de nasıl bir şekilde konuştuğunu kesin olarak bilemiyoruz.
"... Ve Allah, Mûsa ile gerçekten konuştu." (Nisâ, 4/164)
âyeti gibi daha pek çok âyette, kelâm sıfatı açıkça Allah'a izâfe edilmiştir.
İbn Hacer'in de ifade ettiği gibi, konuşanın (mütekellimin) sözü, yalnız ona nisbet edilir. Birinin sözü bir başkasına izafe edilemez. Her konuşanın sözü kendi sözüdür. Bu sebeple, yüce Allah, İbn Müğire'nin Kur'an hakkındaki hezeyanlarından biri olan "O bir insan sözüdür." (Müddessir,74/25) şeklindeki ifadesini reddetmiş ve onun büyük bir azaba uğrayacağını haber vermiştir. (krş. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, XIII/454)
- Selefilerin -bazı hadislerin zahirine dayanarak- ortaya koyduğu görüşe göre, Allah için ses ve harf söz konusudur. Kelamcıların çoğuna göre, Hz. Cebrail’in Allah’tan Kur’an’ı fehim ve idrak yoluyla alıp, sonra onu lafız ve mana ile /ses ve harflerle Hz. Muhammed (asm)’in kalbine ilka etmiştir.
“Allah’ın bir benzerinin olmadığını.” ifade eden ayete göre, Allah için “ses ve harfler”in isnat edilmemesi gerekir.
Bu sebeple, bu konuyu detaylandırarak zihinleri bulandırmanın faydası olmadığını düşünüyor, işin hakikatini Allah’ın ilmine havale etmeyi uygun görüyor ve bu konuyu da “mahiyetini bilemediklerimiz” listesine kaydediyoruz...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Cennette Allah'ı görmek, Ona yön ve mekan isnat etmek anlamına gelir mi?
- Kur'an'ın manası gibi lafızları da Allah'ın kelamı mı?
- Kur'an "Allah'ın kelâmı" olarak ne ifade etmektedir?
- Yunus suresi 37. ayet levh-i mahfuzdan mı bahsediyor?
- Peygamberimizi överken, "Levhi Mahfuz'daki ilim ona verilen ilminin bir kısmıdır." deniliyor. Bu doğru mudur?
- Kuran nereden indi?
- Cebrail (as) sidretü'l-müntehâdan öteye geçemediği halde, Cenab-ı Allah ile nasıl görüşüp Kur'an-ı Kerim'i indirmiştir?..
- Kuran gökten indi diyenin durumu nedir?
- Levh-i mahfuzda ahiret hayatında sonsuza kadar olacaklar da yazılmış mıdır?
- İncil'in Hz. İsa'ya yüce Allah tarafından vahyi / tebliğ ediliş şekli nasıldır?