Cennette Allah'ı görmek, Ona yön ve mekan isnat etmek anlamına gelir mi?

Tarih: 18.07.2015 - 00:57 | Güncelleme:

Soru Detayı

1. Müslümanlar Allah'ı bir yönde olmadan cennette görecek.
- Bu görme cennette mi olacak, yoksa cennetten mi?
- Cennette denilirse Allah için bir mekan söz konusu olmaz mı?
- Ayrıca Allah'ın bizi görmesi yönsüz bir şekilde mi olacak?
- Yön olmadan mı bizi görecek yani?

2. Allah ilmiyle her yerde demek doğru mudur?
- Her yerde ilmiyle demek mekan isnat etmek mi olur?
- Bu görüşün Mutezile'ye ait olduğu söyleniyor doğru mudur?

- Mesajınızda yazdığınız "yön" ve "mekan" kavramları kullar için söz konusudur. Haşa Yüce Allah için "yön" ve "mekan"dan bahsedilemez. Zira Allah Teala, zamandan, mekandan, yön ve cihetten münezzehtir.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

İslam literatüründeki ifade: “Müminler cennette Allah’ın cemalini görürler.” şeklindedir. Bu ifadeden maksat, “Allah’ın da cennete gelip görüneceği” manasına değil, “Müslümanlar cennete girip cennette ikamet ettikten sonra onun cemalini görürler.” anlamına gelir.

Hz. Peygamber (asm) mi'raçta onun cemalini bir yön olmadan gördüğü gibi, onlar da cennette bir yön olmadan onu görürler.

Allah’ın rü’yeti müjdeleyen bir âyet-i kerimenin meali şöyledir:

“Nice yüzler o gün ışıldar, parlar; Rabbine nâzır (O’nun cemâline bakmaktadır).” (Kıyamet, 75/22)

Müminlerin hem kıyamet gününde hem cennette Allah’ı göreceklerine dair hadisler vardır.

- Peygamber Efendimiz (asm):

“Saflarınızı tamamlayın. Zira ben sizi arka taraftan da görüyorum." (Buharî, Ezan, 75)

buyurması, göz olmadan da görmenin mümkün olduğunu ortaya koymuştur.

Demek ki rü’yet, sadece göz ile hasıl olan bir keşif değildir. Bu olayda zaman, mekân, cihet de söz konusu değildir.

- Peygamber Efendimiz (asm)  başka bir hadis-i şeriflerinde de şöyle buyururlar:

“Cennetlikler cennete girince Allah Teala Hazretleri: 'Bir şey daha istiyorsanız söyleyin, onu da ilaveten vereyim!' buyurur. Cennetlikler: 'Sen bizim yüzlerimizi ak etmedin mi? Sen bizi cennete koymadın mı? Sen bizi cehennemden kurtarmadın mı (daha ne isteyeceğiz?)' derler. Derken perde açılır. Onlara, yüce Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey verilmemiştir.” (Müslim, İman 297; Tirmizi, Cennet 16)

Rivayete göre, Hz. Peygamber (asm) bu sözlerinden sonra: “İyi iş, güzel amel yapanlara, daha güzel iyilik / karşılık bir de ziyade vardır.” (Yunus, 10/26) mealindeki ayeti okumuştur.

- Diğer bir rivayette “Müminlerin Adin Cennetinde (Fi Cenneti Adn) Rablerini görecekleri.” ifade edilmiştir. (bk. Müslim, İman, 296)

- Ehl-i Sünnet alimlerine göre, Peygamber Efendimiz Araplarla konuşurken onların akıllarını ve anlayışlarını göz önünde bulunduruyordu. Bu hadiste yer alan “Adin Cennetinde kibriya perdesi” gibi ifadeler mecaz olarak bu anlayış seviyesine uygun bir konuşmadır. (bk. Nevevi, Şerhu Müslim, 3/16)

- Şunu da belirtelim ki, rüyetle ilgili olarak “cennette” veya “cennetten” ifadesi, tek başına bir Ciheti/yönü ortadan kaldırmaya yetmez. Çünkü normal şartlarda, insan ister cennette isterse cennetten baksın mutlaka bir yöne bakar.. Çünkü cennetin dışına bakmak da bir yöne bakmaktır.

- Ancak, ehl-i sünnet alimlerine göre, ahirette müminler Allah’ı görürler, fakat bu görme işi, insanların normal bir şeyi görmesine benzemez. Burada bir ışık, bir boşluk, bir ittisal/bitişiklik, bir ayrılık, bir cihet/yön söz konusu değildir. (bk. Nevevi, Şerhu Müslim, 3/15-16)

Cevap 2:

“Allah’ın ilim ve kudretiyle her yerde hazır ve nâzır olduğu” sözü, bir hakikatin ifadesidir. Bunu mutezileler de söylese doğrudur. Mutezilenin söylediği her şey yanlış demek değildir. Nitekim, “hüsün-kubuh” meselesinde Hanefiler de -prensip olarak- mutezile gibi düşünür. Bunların akılla bilinen unsurlar olduğunu söylerler.

- Kur’an’da onlarca yerde: “Allah her şeyi hakkıyla bildiği”, “Allah’ın ilmi her şeyi kuşatmış olduğu”, “Allah her şeye kadir olduğu”  bildirilmiştir. Bunun en açık anlamı: “Allah ilmiyle her yerdedir, Allah kudretiyle her yerdedir” demektir.

- Allah, kayyumiyet sıfatıyla bütün varlıkları ayakta tutmaktadır. Bütün varlıkları ayakta/varlıkta tutması hakikati, onların hepsini bilmesi, görmesi gerektirdiği gibi, kudretinin de her yerde olmasını gerektirir.. Başka olamaz..

Rü'yet hakkında detaylı bilgi için tıklayınız:

Rü'yet hakkında İslâm alimlerinin görüşü nasıldır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun