Orucunuz Hangi Cinsten ?

Hepimiz oruç tutuyoruz, bunun için de Rabbimize hamdediyor,
şükürde bulunuyoruz.



Nice kimseler var ki, böyle bir mükellefiyeti ifa saadetinden mahrumdurlar.
Ciddî sebeblerden dolayı mahrumdurlar, hiçbir sebeb olmayıp iman za’fından dolayı
mahrumdurlar.



Meşrû sebeblerden dolayı oruç tutmayanlar bir bakıma mahrum sayılmazlar. Zira
onlar için, mania gidince oruçlarını tutmaları mümkün olur. Yahut da her oruç
başına bir fidye vermekle yine de oruç tutmuş sevabına erişirler, huzur duyabilirler.




Ama iman za’fından, pis boğazlıktan dolayı oruç tutmayanlar cidden bedbahttırlar,
zavallıdırlar, ziyandadırlar.



Cenâb-ı Hakk’ın ihsan ettiği bunca nimetlere karşılık, muayyen bir zaman içinde
midesini alışkanlıklardan koruma cihetine girmeyişi, nefsinin arzularına sed
çekme iradesini göstermeyişi, Mü’min için telâfisi zor bir mahrumiyettir. Pişmanlığı
âhirete varmadan bayram gününde başlayacaktır.



Biz bunlardan olmadığımız için Rabbimize hamd ve şükür ediyor, onları da ayıplamaktan
ziyade ibretle seyrediyoruz. Allah ıslah etsin, İslâmî şahsiyet nasip etsin...




Biz oruç tutmuş olmanın verdiği huzur ve saâdet içinde mübarek günleri yaşarken,
acaba hiç düşünmüş müyüz: – Nasıl oruç tutuyoruz?



Diyeceksiniz ki:

– Orucun da nasılı olur mu? Normal oruç tutuyoruz işte. Orucu bozucu şeyleri
yemiyor, içmiyor, kitaplarda orucu bozucu olduğu bildirilen hususlardan uzak
duruyoruz.

– Doğrudur. Orucu bozucu şeylerden uzak kalınca oruç tutulmuş, borçtan kurtulunmuş
olunur. Ancak böylesi oruç (avam) orucudur. Bir de (havas), ondan sonra da (havassü’l-havas)
orucu vardır. Acaba bunlardan da hissemiz var mı? Yoksa sadece (avam) orucu
ile mi iktifa etmiş oluyoruz?

Zannederim, bu tasnifi pek işitmediniz. Birazcık açayım.



Üç türlü oruç vardır: Avâmın orucu, havâs’ın orucu, havassü’l-havas’ın orucu.


1 – Avâmın orucu bizimkidir. Sadece orucu bozucu yemek-içmek gibi maddî şeylerden
kaçınırız.

2 – Havas’ın orucu sadece bunlardan kaçınmakla kalmazlar. Onlar bütün (uzuvlarıyla)
oruçludurlar. Meselâ, oruçlu ağızlarıyla asla gıybet etmezler, yalan söylemezler,
birinin ayıbına bakmazlar, bilseler bile açıklamazlar. Ayaklarıyla haram yola
gitmezler. Elleriyle haram şey tutmazlar. Yani özel bir hayatları olur oruçlu
iken...

3 – Havassü’l-havas’ın oruçları ise, aynı şeyleri yaptıkları gibi kalpleriyle
de aynı titizliğe sahip olurlar. Kalblerine Allah’tan, Allah rızasından gayrı
birşey getirmemeye gayret gösterirler.

Mübah olan dünyevî sohbetler bile onlara orucu bozucu hallerden sayılır. Gönüllerine
dünya endişesi sokmazlar. Âhiret saâdetinden gayrı şeyi akıllarına getirmemeye
ehemmiyet verirler. Şayet dünya endişesi, para arzusu, mal, can hissi kalblerine
gelirse çok üzülürler, oruçlarını yaraladıklarını kabul ederler...



Şimdi, sizler, bizler, yani hepimiz bir düşünelim:

– Orucumuz kimin orucu cinsindendir? Avam’ınkinden mi? Havas’sınkinden mi, yoksa
siz daha da ileri gitmişsiniz de havassü’l-havas’ın orucundan mı nasiplisiniz?


İsterseniz bir deneyin. Siz de muayyen bir zaman gayret edin. Havas orucu tutun.
Sadece yiyip içmeyi değil, gıybeti, çekememezliği, hasedi, münakaşayı ve kötü
düşünceyi de terketmeye çalışın. Kalbinizi dünya sevgisinden tecrid edin, bütün
varlığınızla, âhireti düşünmeye yönelin! Bakalım neler hissedeceksiniz?

İmam-ı Gazalî Hazretleri, sadece avam orucu tutan iki kadının, Resûlüllah’a
gelerek susuzluğa dayanamayıp, oruçlarını bozmak istediklerini anlattığı bir
kıssada söze şöyle devam eder:

– Hazret-i Resûlüllah, bu kadınlara: “Tükürün bakayım” dedi. Onlar tükürdüklerinde
ağızlarından kıpkırmızı kan çıktığını gördüler. Resûlüllah (sav) buyurdu ki:


– Sizi susatan oruç değil. Müslüman kardeşinizin yediğiniz etidir. Gıybetini
etmiş, etini yemişsiniz. İşte bu kan da o etin kanıdır. Orucu sadece midenizle
değil, ağızlarınızla, dilinizle, kalbinizle de tutun ki, kurtulasınız” buyurmuştur.
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun