Ölüye telkin verilmesinin hikmeti nedir?
Bir Müslüman kabrinde gömüldükten sonra orada, bir deve boğazlanıp paylaşılacak kadar bir zaman bekleyip Kur'ân okumak güzel görülmüştür. Genellikle Mülk, Vakıa, İhlâs ve Muavvizeteyn sûreleri, sonra Fatiha ile Bakara sûresinin başı okunur. Sevabı da, cenazenin ve diğer iman sahiblerinin ruhlarına bağışlanır. Ölünün bağışlanması için Yüce Allah'a dua edilir.
Cenaze toprağa gömülür gömülmez din kardeşlerinin hemen oradan dağılmaları uygun değildir. Cenazenin ruhu, onların bulunuşu ile alışkanlık kazanır, yöneltilecek sorulara hazırlanmış olur ve Yüce Allah'ın mağfiretini gözetlemiş bulunur.
Resulü Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), bir cenaze gömüldükten sonra hemen geri dönmezdi. Bir müddet mezarı başında durur ve cemaata karşı şöyle buyururdu:
"Kardeşiniz için Yüce Allah'dan mağfiret isteyiniz ve kendisine sükûnet ihsan buyurmasını dileyiniz. O, şimdi sual görecektir." (Ebu Davud, Cenaiz 69)
Mükellef çağına girip de gömülen bir Müslümanın mezarı başında "telkîn" verilmesi meşru görülmüştür. Şöyle ki; mezara gömüldükten hemen sonra, iyi hal sahibi bir kimse kalkıp ölünün yüzüne karşı durur. Ona hitaben: Ya falan; Yebne fülane! (Ya Osman! Ya Zeyneb'in oğlu, gibi) diye üç kez seslenir. Ölünün ve anasının adlarını bilmezse: "Yâ Abdellah; Yebne Havva!" denilir. Sonra da şöyle söylenir:
"Ya Abdellah! Yebne Zeyneb; Üzkür ma künte aleyhi min şehadeti en lâ ilahe illallah ve enne Muhammeden Resûlüllah ve enne'l-cennete hakkun vennare hakkun ve ennelba'se hakkun ve ennessaete atiyyetün lâ reybe fîha ve ennellahe yebasü men fil kubûr. Ve enneke rezîta billahi Rabben ve bil-İslâmı dinen ve bi-Muhammedin (sallallahu aleyhi ve sellem) nebiyye'en ve bilkur'ani imamen ve bilkâbeti kıbleten ve bilmü'minine ihvana. Rabbiyellahu lâ ilâhe illâ hü. Aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbü'l-Arşi'l-azîm."
Anlamı:
"Ey Abdullah! Ey Zeyneb oğlu! Hayatında inandığın ve devam ettiğin şekilde: 'Eşhedü en lâ İlâhe illallah ve enne Muhammeden Resûlüllah' şehadet kelimesini söyle. Şübhesiz cennet hakdır (mevcuttur). Cehennem hakdır, öldükten sonra dirilmek hakdır, kıyamet haktır; bunda şübhe yoktur. Yüce Allah kabirlerde olanları diriltip mahşer yerinde toplayacaktır. Sen hatırla ki, Allah'ın Rab olduğuna, dinin İslam oluşuna, Muhammed Aleyhissalatü vesselamın peygamber olduğuna, Kur'ân'ın imam, Kâbe'nin kıble ve müminlerin kardeş olduğuna razı bulunmuş idin."
Üç kez de şöyle denilmesi âdet olmuştur:
"Ya Abdellah! Kul lâ ilâhe illallah. Kul Rabbiyellahu ve diniyel-İslamü ve nebiyyi Muhammedün. Aleyhi's salâtü vesselam. Rabbi, la tezerhü ferden ve ente hayrü'l-varisin."
Anlamı:
"Ey Abdullah; De ki: Allah'dan başka ilâh yoktur. De ki, Rabbim Allah'dır. Dinim İslâm'dır. Peygamberim Muhammed Aleyhisselâm'dır. Ya Rabbi! Bu ölüyü yalnız bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın."
Umulur ki, bu gibi okuyuşlar ve telkinler sebebiyle Yüce Allah ölüyü bağışlar ve kabir sualinin cevabını kolaylaştırır.
Hanefi fıkıh alimlerinin bir görüşüne göre, gömüldükten sonra telkîn yapılması ne emredilir, ne de yasaklanır.
Malikîlere göre, telkîn ölüm döşeğinde mendubdur. Gömüldükten sonra yapılması mekruhtur. Şafiîlerle Hanbelîlere göre telkîn yapılması müstahabdır.
Bir Müslüman kıldığı namazın, tuttuğu orucun, okuduğu Kur'ân'ın, verdiği sadakanın sevabını, ister hayatta olsun ve ister olmasın, bir Müslümana veya bütün Müslümanlara hediye edebilir; bu caizdir. Bu sevab onlara verilir ve her birinin aynı sevaba kavuşacağı Allah'ın ihsanından beklenir.
Kabirden çıkan toprağın fazlasını kabrin üzerine atmak mekruhtur, fakat İmam Muhammed'e göre bunda bir sakınca yoktur. Definde bulunanların kabir üzerine üçer avuç toprak atmaları ilk defasında: "Minha halaknaküm (sizi topraktan yarattık)", ikincisinde: = "Ve minha nuîdüküm (sizi toprağa çevireceğiz)", üçüncüsü: = "Ve minha nuhricüküm tareten uhrâ (diğer bir defa daha sizi topraktan diriltip çıkaracağız)", demeleri müstahabdır.
Kabir üzerine su serpmekte de bir sakınca yoktur.
BENZER SORULAR
- Cenazelerin kabirlerine konulması ve ölülere telkin verilmesi?
- Adam öldüren kimse tövbe ederse affedilebilir mi?
- "Müşteri kızıştırmayınız. Bir kimse kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın... Hiçbir kadına, kız kardeşinin çanağındaki nimetin kendi kabına konması için, onun boşanmasını istemesi helâl olmaz." hadisi ne demektir?
- Şafii mezhebinde oruçlu iken serum yapılması veya iğne yapılması orucu bozar mı? Şafii mezhebine göre hangi durumlarda oruç tutulmayabilir? Orucu bozan ve bozmayan şeyler nelerdir?..
- “Zalimlere en ufak bir meyil göstermeyiniz, yoksa size de cehennem ateşi dokunur..." (Hud 11/113) mealindeki ayeti nasıl anlamak lazım?
- Altıncı Şua'daki Tahiyyat duası, namazı anlatan kitaplardan farklı mıdır? Böylesi daha mı faziletli, doğrusu nedir?
- Bu dünyada günah olan şeyler cennet hayatında serbest olacak mı?
- "Ayette يَا مَعْشَرَالْجِنِّ وَالْإِنسِ" / "Ey cin ve ins topluluğu!" şeklinde olan hitapta, "cin" kelimesinin insandan önce gelmesinin hikmeti nedir?
- Kadınlara cuma namazı farz mıdır?
- Hamd ve Sena, Medih ve Minnet; O'na Mahsustur.