Almanya'da oy kullanmanın bir sakıncası var mıdır?

Tarih: 24.03.2015 - 02:13 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Almanya'da yaşıyorum. Müslümanlar fırka fırka bölünmüş, birbirlerine selam bile vermeyenleri var. Bir kısmı günümüzdeki seçim sistemi ile devlet başkanı seçmeyi şirk görüyor. Oy verenlere de müşrik diyorlar.
- İslam’a göre oy kullanmanın hükmü nedir?
- Bu konuda bizi kaynakları ile aydınlatırsanız çok büyük bir fitneyi inşaallah ortadan kaldırmış olacaksınız.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hakkında nass, icma, kıyas, istihsan bulunmayan konularda insanların maslahatı varsa müçtehidin bunu temin edecek şekilde hüküm vermesi caizdir.(1) Buna maslahat-ı mürsele denir. Hz. Ebu Bekir zamanında Kur’an-ı Kerim’in tek mushafta bir araya getirilmesinin arka planında maslahat vardır.

Devletin başında bir başkan olması insanların maslahatınadır. Başkanın nasıl seçilecek olması ayet ya da hadisle tayin edilmediğinden, içtihatla tesbit edilmelidir.

Nitekim Hz. Ebu Bekir, Ömer ve Osman radiyallahu anhumun halife seçilmelerinde farklı usuller tercih edilmiştir. Halifelerin seçiminde farklı usullerin kullanılması Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’e aykırı olmayan sistemlerin, insanların maslahatı söz konusu olduğunda esas alınabileceğini gösterir.

Müslümanlar, gayri müslimlerden devlet başkanının seçimi dahil, herhangi bir teoriyi ya da pratik çözümü nassa veya şer’i bir kaideye aykırı olmama şartıyla alabilirler. Nitekim Allah Resulü “Ahzab Savaşında” İranlılar’a ait savaş tarzı olan “hendek kazma” fikrini kabul etmiş,(2) Bedir’de esir alınan müşriklerin okuma yazma bilenlerinden -şirk üzere olmalarına rağmen- müslümanların çocuklarına okuma ve yazmayı öğretmelerini istemiştir.

Günümüzdeki seçim sisteminin batılılar tarafından da kullanılması ya da mevcut haliyle onlar tarafından geliştirilmiş olması meşruiyetine bir zarar vermez. Çünkü devlet başkanının seçilmesi anarşi gibi cemiyeti rahatsız eden zararların ortadan kaldırılmasını temin eder. Bu ise, “zararın giderilmesi vaciptir/ed-darar-u yüzalu”(3) kaidesinin ve ümmetin maslahatının bir gereğidir.

Müslümanların kanunları yapacak güç ya da çoğunlukta olmadıkları toplumlarda da maslahatları gereği devlet başkanı seçimine katılmaları gerekir. Hatta Müslümanlar, haklarını savunacağına, eza ve sıkıntıyı onlardan gidereceğine dair kesin bir vaatte bulunan bir gayri müslime dahi oy verebilirler. Nitekim Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Taif’ten Mekke’ye dönerken müşrik olmasına rağmen Mutim b. Adi’nin korumasını talep etmiş ve Mekke’ye Onun himayesinde girmiştir.(4) Bu durum Müslümanların kendileri tarafından belirlenmeyen kanunlardan istifade edebileceklerini göstermektedir.(5)

Devlet başkanını seçerken dikkate alınması gereken hususlar, özellikle de oy vermek birçok açıdan “şahadet” sistemine benzer. Bu yüzdendir ki ergenlik, akıl, hürriyet, İslam, adalet gibi şahitte bulunması gereken şartlar, seçilecek kişide de bulunmalıdır.

“İçinizden (şahitliklerine güvendiğiniz.)(6) iki adil kimseyi şahit tutun.” (7) Kim şahitlik hususunda yeterli olmayan kişiye, yeterli diye şahitlik ederse yalan yere şahitlik etmiş gibi büyük günaha irtikab etmiş kabul edilir. Kur’an-ı Kerim yalan yere şahitliği Allah’a şirk koşmak ile birlikte zikretmiştir: “Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının.” (8) Böylesi kimseler lehinde oy kullanmak da bu cümledendir.

İnsanların oy vermekten sakınmaları, şahitlik etmekten yüz çevirmelerine benzer. Allah Teala “şahitler çağırıldıkları vakit (gelmekten) kaçınmasınlar.”, “şahitliği gizlemeyin. Kim şahitliği gizlerse şüphesiz onun kalbi günahkardır.” (9) buyurmaktadır.

Buna göre oy vermekten sakınan kişiler, ehliyetsiz kişilerin seçilip idareci olmalarına sebep olduklarından günahkar olurlar.

İlave bilgi için tıklayınız:

"Hüküm vermek ancak Allah'a aittir..." (Yusuf 12/40) ayetini nasıl ...
Seçimlerde oy kullanmanın hükmü nedir; nelere dikkat etmemiz gerekir?..

Dipnotlar:

(1) Abdulkerim Zeydan, el-Medhal, s. 170.
(2) Ayrıntı için bk. Yusuf el-Karadavi, el-Fetâvâ el-Muasıra, II, 643.
(3) Ahmed ez-Zerkâ, Şerhu’l-Kavaidi’l-Fıkhıyye, s. 179.
(4) İbn Sa’d, Et-Tabakâtu’l-Kübra, I, 212.
(5) bk. Halit Abdulkadir, Fıkhu’l-Ekalliyyati’l-Müslime, s. 619.
(6) Bakara, 2/282.
(7) Talak, 65/2.
(8) Hac, 22/30.
(9) Bakara, 2/282-283.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun