Allah'ın varlığına kanıt göremiyorum?

Tarih: 18.03.2013 - 09:15 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Ben önceden Müslümandım, Kur'an'ı kendi dilinde de okudum Türkçe mealini de. Beş vakit namaz da kılardım. Sabah namazlarına dahi camiye giderdim. Ama son üç-dört sene içinde önce dine olan inancımı sonra da Allah'a olan inancımı kaybettim. Kaybetmemek için çok çabaladım, çok dua ettim ama olmadı.
- Herkes bana şunu söylüyor: "İnanmak için etrafına bak yeter, her şey nasıl oluştu." diyor. Ben evrimle oluşmuş olabileceğine ihtimal veriyorum, tam emin olmamakla birlikte.
- Bir de Allah kendini neden göstermesin, diyorum. "Gösterse herkes inanır, o zaman bu sınavın ne kıymeti kalır?" diyorlar.
- Olay bu mu yani; herkesin inanması kötü bir şey mi? Görmeden neden inanmak zorunda olayım?..
- Bana din ve Allah'la ilgili her şey bir uydurma olarak geliyor. Tamam, bu evren güzel bir sistem dahilinde işliyor, ama dışarıdan bir müdehale görmüyorum ben. Fizik kuralları dahilinde her şey.
- İlk dini inancımı kaybettiğim zamanlar, Allah'a inanıyordum ve Allah'a yalvarıyordum. Dedim "Allah'ım bana ufacık bir mucize, sana olan inancımı kaybetmek istemiyorum, ama varlığına inanamıyorum."
-  Ne bileyim masamdaki kalem şuan kendiliğinden bir kaç santim kımıldasa, o benim için bir mucize olacaktı ve inancımı kaybetmeyecektim. Her şeyi gören bilen denilen Allah, bana kendisine inanmam hususunda bile yardım etmedi. İnanmak istediğim halde.
- Neyse bir de cin çağırma olayını denedim. Yöntemlerini uyguladım kaç kez, cin min de yok ortada. Yani inanmam için bana metafizik bir olgu lazımdı olmadı. Bunların sonucunda Allah'ın da olmadığı inancım kuvvetlendi.
- Gelelim "Her şey nasıl oldu?" sorusuna: Cevabım, bilmiyorum, belki bilim ilerde açıklar. Her şeyi bilme imkanımız da yok belki.
- Allah'a inandın diyelim. Allah nasıl oluştu diye sorduğunda o hep verdi denilecek. Heplik kavramını biz biliyor muyuz?
- Yine de hiçbir şeye kendimi tamamen kapamadım. Her türlü fikre açığım. İnanana saygım sonsuz.
Eğer bana metafizik bir olay yaşatabilirseniz yine inanırım.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Diyorsunuz ki, "Herkesin inanması kötü bir şey mi?"  Evet kötü bir şeydir. İnanmak kötü bir şey değil, fakat “herkesin mecburen inanacağı kadar basitleştirilmiş" bir imtihanın değeri düştüğü için, imtihan kalitesini düşürdüğü için kötü bir şeydir.

Acaba, çok ciddi olması gereken bir imtihanı herkes kazansın diye en basit soruları sormak; örneğin; üniversite imtihanına girmiş olan herkesin kazanması için ilkokul öğrencilerine sorulan soruları sormak sizce komik olmaz mı?  Böyle bir imtihanın olmaması, olmasından daha makul olmaz mı?  Peki imtihan olmasın mı? Herkesi vali yapalım mı? Herkesi doktor yapalım mı? Herkesi mühendis yapalım mı?  Size tuhaf gelmiyor mu?

Bu takdirde en çalışkan en zeki en kaliteli bir öğrenci ile en tembel bir öğrenci aynı kefeye konmuş olmuyor mu?

Farz edelim ki, eleman alan bir kuruma bir profesör ile bir ilkokul mezunu birlikte müracaat etmiş. Belli bir bilgi seviyesine göre elemanın alındığı bu kurumun açtığı imtihanda ilkokul seviyesinde sorular sorulsa ve ilkokul mezunu arkadaş bu imtihanı kazansa sizce âdil olur mu?  İnsaflı bir yargıya göre, böyle bir imtihan ne bizce ne de dünyanın herhangi bir ülke insanınca âdil olmaz.

Şimdi “Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?” diyen yüce Allah’ın, cennete en kaliteli, en değerli insanları almak üzere açtığı bir imtihanda, bu imtihanın altını üstüne çeviren bir kopyayı vermesi düşünülebilir mi?

- Allah’ın kendini göstermesi meselesine gelince; bu mesele sadece imtihanla ilgili değildir. Bunun en açık delili, imtihana tabi olmayan meleklere de Allah’ın kendini göstermemesidir.

Büyüklerin herkese görünmemesi, insanlar için de kabul gören bir prensiptir. Herkesin, istediği zaman cumhurbaşkanlarının, başbakanlarının evlerine gidememesi, aralarda özel kalem müdürler türünden perdedarların bulunması bunun açık göstergesidir. Hele, ülkede yegane hâkim ve sultan olan padişahların, kralların halk ile kendi aralarına çok perdeler koymaları, onların azamet ve yücelikleriyle atbaşı gidiyor.

Bundan anlaşılıyor ki, azamet ve kibrya / büyüklük ve yücelik, celal ve cemal / mehabet ve güzellik gibi harikulade sıfatlar, öyle basit bir şekilde herkese kendini göstermezler.

Bu pencereden bakıldığında şunu söyleyebiliriz ki, Allah bütün evrenin yegâne hâkimi ve sultanıdır. Bir padişah-ı ezeli olarak kendi celal ve cemal sıfatlarının kaynağı olan Zat-ı Akdesini gizli tutması, -imtihan için de önemli olmakla beraber- onun nihayetsiz azametinin, eşsiz ululuğunun, benzersiz büyüklüğünün bir gereğidir.

Bununla beraber, her türlü kusurdan ve noksanlıklardan münezzeh; bütün mükemmellikler ve güzelliklerin kaynağı olan Allah’ın -imtihanın bitmesine rağmen, ahiret aleminde- sadece cennete gidecek olan kullarına kendini göstereceğine dair ayet ve hadislerin verdiği bilgiye bakılınca, aslında aklı başında herkesin görmeye çok müştak olduğu Allah’ın, sevmediği dinsizlere, inkârcılara kendini ne dünyada ne de ahiret aleminde göstermek istemediği anlaşılmaktadır.

Allah’ın kendini gizlemesinin tam hikmetini bilemeyebiliriz. Belki de bilsek akıl ve vicdanımız çok rahat edecektir.

Ancak, Allah’ın varlığını, birliğini bilmek sadece onu görmeye bağlı değildir.

Milyonlarca ilim ve din adamının değişik delillerle Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğuna iman etmişlerdir. Mesela:

1. Kur’an on beş asırdan beridir, insanlara meydan okuyor ve kendisinin Allah’ın kelamı olduğunun göstergesi olarak, hiç kimsenin bir tek suresine benzer bir sureyi ortaya koyamayacağını ilan ediyor. Ve bu meydan okuyuş şimdi de devam etmektedir.

2. Kur’an’da, İranlıların Bizanslılarla -bir kaç yıl içerisinde- savaşa başlayacakları ve Bizanslılar İranlılara galip geleceklerini haber vermiş ve bu haberler olduğu gibi ortaya çıkmıştır. (Rum, 30/3)

3. Mekke fethinden iki yıl önce, Mekke’nin fethedileceğine dair kesin olarak haber vermiş ve bu haber de aynen çıkmıştır. (Fetih suresi)

Mesela:

1. Hz. Muhammed (asm)’in peygamberliğini tasdik eden yüzlerce mucizesi vardır. Bunları en sağlam hadis, siyer ve tarih kaynaklarında yer almaktadır.

2. Hayatı boyunca herkesten daha fazla Kur’an’a tabi olması, herkesten daha çok Allah’tan korkması, ona saygı ve sevgiyle bağlanması onun gerçekten peygamber olduğunun göstergesi değil de nedir?

3. Başka insanlardan farklı olarak, kendisine gece namazı kılmanın Allah tarafından farz kıldığını söylemiş ve hayatı boyunca her gece kalkıp rabbine ibadet etmiştir. Bu kadar zahmet ve meşakkate katlanmasının dünya menfaati açısından ne ile izah edilebilir?

Mesela:

1. Siz diyorsunuz ki, “Masamdaki kalem şuan kendiliğinden birkaç santim kımıldasa, o benim için bir mucize olacaktı...” Allah’ını seversen bir iyi düşün, sen mi önemlisin, yoksa kaleminin kımıldanması mı?  Sen kımıldıyorsun, güneş kımıldıyor, ay kımıldıyor, yerküresi kımıldıyor, evren baştan başa kımıldıyor... Ve sen hâlâ kalkıp “Kalemim kımıldasa!..” diyorsun. Bu mantık size biraz tuhaf gelmiyor mu?

2. Diyorsun ki, “Tamam, bu evren güzel bir sistem dahilinde işliyor, ama dışarıdan bir müdahale görmüyorum ben. Fizik kuralları dahilinde her şey...”

Bu nasıl bir fizik bilgisidir?

Fizik, mevcut olan varlıklardan söz eder; mevcut olmayan varlıklardan söz etmez, edemez...

Evrenin bir kaç milyar yıl önce var olduğu bugün kesine yakın bir bilgidir. Peki evren yokken fiziksel nesneler var olabilir mi?  Fiziksel nesneler yokken, fizik kanunları bulunabilir mi? Fiziksel kanunlar yokken, herhangi bir yokluğa varlık verip, onları harika bir düzene sokabilir mi? Bu gibi sorularının hepsinin cevabı bilimsel olarak havada kalır.

3. Bütün kâinatta, mevcut olan fizik, kimya, astro-fizik, quantum fiziği şeklinde adlandırılan hiçbir kanun kainattan önce var değildir. Ve bunların hiçbiri bir şey var etme gücünde değildir. Ve bunların hiçbirinin diğer kanunlardan daha güçlü, daha akıllı, daha bilgili olduğunu söylemek mümkün değildir. O halde, bu sağır, kör, cansız, sonradan var olan kanunların bir kanun koyucuya ihtiyaçları vardır. Sonradan var olduklarına göre bir yaratıcıya ihtiyaç duyarlar.  

- Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi:

 “(Kanunların bir tarlası olan) tabiat dedikleri şey, olsa olsa ve hakikat-ı hariciye sahibi ise; ancak bir san'at olabilir, Sani  olamaz. Bir nakıştır, Nakkaş olamaz. Ahkâmdır, hâkim olamaz. Bir şeriat-ı fıtriyedir, Şâri' olamaz. Mahluk bir perde-i izzettir, Hâlık olamaz. Münfail bir fıtrattır, Fâtır bir fâil olamaz. Kanundur, kudret değildir; kâdir olamaz. Mistardır, masdar olamaz.” (bk. Asa-yı Musa, s. 167)

- Bu hususta size can-ü gönülden destek olmak istiyoruz. Önce bu konuda size Bediüzzaman Hazretlerinin Risale-i Nur adlı eserlerini okumanızı tavsiye ederiz.

Bizim imanınızın kurtulmasından başka hiçbir gaye ve maksadımız yoktur. Böyle bir hizmeti bir menfaat vesilesi yapmaktan Allah’a sığınırız. Tek menfaatimiz bu hizmetimizle, Allah’ın rızasını kazanmak, günahlarımızın bağışlanmasını temin etmek ve kendimizin affını sağlamaktır.

Bu yolu denemeniz  önce biraz zor gelebilir, fakat denemeye değer. Zira Hz. Ali’nin inanmayan bazı kimselere söylediği gibi, biz de deriz ki:

“Eğer sizin dedikleriniz doğru ise, bizim bir zararımız olmaz. Hepimiz yok olup gideriz. Ya bir de bizim dediklerimiz doğru ise, o zaman bütün zarar ve ziyan omuzlarınıza biner...”

Evet, zararsız yolu / veya zararsız olma ihtimali kuvvetli olan bir yolu, zararlı / veya zararlı olma ihtimali kuvvetli olan bir yola tercih etmek, aklın gereğidir.

Rahman ve Rahim olan Rabbimiz, hepimiz için akl-ı selimin yolu olan hidayet yolunu bizlere açsın... Nefsin vesveselerinden, şeytanın telkinlerinden, kuvve-i vahimenin evhamından bizleri kurtarsın inşallah.

İlave bilgi için tıklayınız:

Allah var mı; bunun mantıki delilleri nelerdir?
İnsanı aldanmaya götüren sebepler nelerdir?
Allah'ın varlığının delilleri nelerdir?..
Allah'a imanın maddi ve manevi faydaları nelerdir?
Eğer Allah görünseydi, herkes iman etmek zorunda kalırdı ve ...
Evrimi sadece dine inananlar kabul etmemektedir. Evrimi kabul edenler, nasıl yanılabilir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+

Yorumlar

Jokerstyle

Allahdan (c.c.) acil sifalar diliyorum.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularlaİçtihad

saveme kullanıcı adlı kardeşim, sizlere Risale-i Nur okumanızı tavsiye ediyorum, sorduğunuz soruların cevaplarını ve hatta aklınıza dahi gelmeyecek soruların cevapları inşaallah orada bulacaksınız.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
veysel512

Aslında arkadaşımızın buraya soru sorması da Allah'ın arkadaşa verdiği önemi gösteriyor. Allah kimseyi zorla iman dairesine sokmaz fakat arkadaş hiç araştırmayabilirdi yada şu anda girdiği yanlışlığı mutlak doğru düşünüp aramaktan vazgeçebilirdi.
Bence arkadaşımız kalemin hareket etmesini bırakıp kendisini burası gibi mükemmel bir siteye yönlendiren Allahı tanımak için daha fazla zorlamalıdır. Görecektir ki tüm kainat Allah demektedir.
Allah bizleri doğru yoldan ayırmasın amin.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
unnamed220

Kuran'ın bir benzerinin yapılamaması bile islamiyetin dolayısıyla Allah'ın varlığına delildir. Daha yüzlercesi var ama en temeli baz alarak söyledim. Diğer taraftan Kuran'ın mucizelerini bugün bilimin gelişmesiyle fark ediyoruz, bu demektir ki Allah 1400 yıl öncesinden bilim ve teknolojinin oluşacağını/gelişeceğini de bildirmiş oluyor ve bir nevi insanları bilim ve teknolojiyle sınava tabi tutuyor.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
mevzuuu

Arkadasimiz Icindeki vicdanın haykırışını dinleyip bu soruları sorması onun pes etmediğinin bir göstergesı olabilir. Rabbim en yakın zamanda ihtiyacını gidersin ve bundan sonra dim dik durmasını nasip eylesin. Amin

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Tuğrul GÜNGÖR

Arkadaşımız Diyorki ; "Dedim Allahım bana ufacık bir mucize, sana olan inancımı kaybetmek istemiyorum ama varlığına inanamıyorum. Ne bileyim masamdaki kalem şuan kendiliğinden bir kaç santim kımıldasa o benim için bir mucize olacaktı ve inancımı kaybetmeyecektim"
Burada imtihana tabi tutulan biziz.Allah (C.C.) bu tür şeylerden münezzehtir.Allah Hepimizize Tahkiki iman nasip etsin.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
birsorumvar1

İnancını kaybetmesine sebep olan olay üzerinde yoğunlaşılmalı ve bu olayın arkasından gelen inanç zayıflığıyla beraber inancını kaybetmesini düşündürten olaylar çözülebilir bence. Kesinlikle bu arkadaşımda bir iman kırıntısı var. Fakat yeterince örnek sunulamıyor. Bazen insanlar gerçekten bir zulüm karşısında inkara yönelebiliyor. Arkadaşım eğer bunu okuyorsan inancını kaybetmene sebep olan olay var olduğuna inanıyorum. Bunun üzerinden yola çık. Sen bizlere buzdağının görünen yüzünü söylüyorsun, buzdağının altı sende. onu ancak sen çıkarabilirsin gün yüzüne. Ne yaşadığını sen biliyorsun. Hidayetler dilerim.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun