Allah Kuran'da, Hz. İbrahim'e babasını ve yaşadığı ülkeyi terk edip başka bir ülkeye gitmesini buyurmuş mudur?

Tarih: 04.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, Hz. İbrahim (as), kavmine gereken tebligatı yaptıktan sonra ve inkârcılar tarafından atıldığı ateşten kurtulduktan sonra, oradan hicret etmek zorunda kaldı. Aşağıdaki ayetlerde bu gerçeğe vurgu yapılmıştır:

“Halkının ona / İbrahim’e verdikleri cevap: 'Öldürün onu!' veya 'Ateşe atın!' demekten başka bir şey olmadı. Ateşe attılar, ama Allah onu ateşten kurtardı. Elbette bunda iman edecek kimseler için ibretler vardır."

"İbrâhim onlara şöyle dedi: 'Siz dünya hayatında Allah’tan başka birtakım sevgili putlar edindiniz. Ama sonra kıyamet günü gelince birbirinizi red ve inkâr edecek, birbirinize lânet edeceksiniz. Barınacağınız yer ateş olacak ve kendinize hiçbir yardımcı bulamayacaksınız.'"

“İbrâhim’in söylediklerine Lût iman etti. İbrâhim: 'Ben' dedi, 'Rabbimin emrettiği yere hicret edeceğim. O, azîz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).” (Ankebut, 29/24-26).

- Hicret, genellikle insan takatinin üstüne çıkan eziyetler karşısında yapılan bir göç, gerçek sevgili olan Allah yolunda ev-bark, mal-mülk, hatta çoluk-çocuk gibi mecazî sevgililerden feragat etmek erdemliğidir.

- Hz. Muhammed (a.s.m) de Mekke’den Medine’ye bu şartlar altında göç etmişti.

- Kavim kelimesi, Kur’an’da, kişinin bağlı bulunduğu kabile, anlamında kullanıldığı gibi, herhangi bir topluluk, bir toplum anlamında da kullanılmıştır.

- Mühim olan Allah’ın gösterdiği yolda hizmet etmektir. Bir peygamberin görev yaptığı her topluluk, onun kavmi sayılır.

- Hz. İbrahim (as), kendi kavmine gereken tebliğini yapmış ve ateşe atılmıştı. Artık orada peygamberlik yapması, irşat etmesi, normal hayata devam etmesi bile imkânsızdı.

- Hz. Musa (as)’ın peygamberlik tebligatını yaptığı Firavun ve yandaşları da onun kabile olarak bağlı olduğu kavmi değildi.

- Şu ayette her topluluğa mutlaka bir peygamberin gönderildiği ifade edilmektedir:

“Evet, biz seni gerçeğin ta kendisine malik olarak, rahmetle müjdeleyen ve kâfirleri azapla uyaran bir elçi olarak gönderdik. Zaten kendisine bir uyarıcı / bir peygamber gelmemiş olan hiçbir ümmet / millet yoktur.” (Fatır, 35/24).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun