Allah her yerde hazır ve nazır olduğu hâlde, Ona rücu, yani Allah'a dönme ne demektir?

Tarih: 22.12.2005 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Rücu" kelimesinin sözlük anlamı, geri dönmedir. Rücu ile ilgili âyet-i kerimeler, “Sonunda bize döndürüleceksiniz.” Yahut, “Sonra da döndürülüp, Ona götürüleceksiniz,” şeklinde biter. Her işini, Allah’ın kendisine verdiği kuvvet ve kudretle ve diğer imkânlarla gören insanoğlunun, Rabbinin tasarrufu dışına çıktığı bir tek an dahi düşünülemeyeceğine göre, rücuyu nasıl anlayacağız?

Üzerinde en fazla durulan mana, kendisine cüz’i irade verilmekle bu dünyada bir imtihana tabi tutulan insanların, ahirette ömürlerinin hesabını vermek üzere Allah’ın huzuruna çıkmaları şeklindedir.

Ezel aleminde ruhlarımıza bir hitap gelmişti; “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye... Bu soruya; “Evet, sen bizim Rabbimizsin.” şeklinde karşılık vermiştik. 

Dünya imtihanına atılınca sebepler âlemiyle karşı karşıya kaldık. Her güneş doğduğunda ortalık aydınlandı, her bahar geldiğinde çiçekler açtı. Buğdayımızı, sebzemizi hep topraktan; meyvemizi, daima ağaçtan aldık. Bu hâl insanların bir kısmına gaflet verirken, diğer kısmını şükre sevk etti.

İmtihan âlemi kapandıktan, kabir safhası geçilerek mahşere çıkıldıktan sonra; bu iki gurup insan da Rablerine döndürülecekler. Yine O’nun huzurunda toplanacaklar. İşte bu içtima, bu toplanma bir rücudur. Bu rücu, irademiz dışında olacaktır. “Döndürülmek” tabiri bize bu dersi verir.

Bize rücu ile ilgili ders veren bir başka âyet-i kerime ise:

“Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz ki; ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra sizleri yine öldürecek. Sonra sizleri yine diriltecek. Sonra da döndürülüp O’na götürüleceksiniz.” (Bakara, 2/28) ayetidir.

İnsan ölü iken, yâni maddesi ölü elementler âlemindeyken diriltilerek insan hâline getiriliyor. Sonra yine ölüyor ve beden tekrar aslına rücu ediyor, tümüyle element oluyor. Bu safhayı yeniden diriltilme ve mahşere çıkma takip ediyor. İşte iki ölüm, iki diriliş ve iki ayrı rücu: Biri ölümden ölüme... Diğeri, hayattan hayata…

Rücu ile ilgili bir diğer âyet-i kerime:

“Biz Allah içiniz ve muhakkak Ona rücu edeceğiz.”(Bakara, 2/156)

İtaat edenler de isyan edenler de öte âlemde yine O’nun huzurunda toplanacak ve O’na rücu edecekler. O’nun kulu olarak yaşayan ve bu imtihan âlemini iman ile terk eden bir kulun, ahirette Rabbine rücuu bir bayramdır. Allah’ın mülkünde O’nu tanımadan ve emirlerine uymadan yaşayan insanlar da Rablerine küfür ve isyan üzere rücu edeceklerdir. O hâlde, rücu denilince, gözümüzde mahşer canlanmalı... Her iki tabloyu da hayalen olsun, nefsimizin önüne koymalıyız. Tâ ki rıza çizgisinden ayrılmasın, dünyanın geçici lezzetlerine kapılmasın ve haramlardan uzak kalsın.

“O gün emir yalnız Allah ındır.” (İnfitar, 82/19)

âyetinden ders alsın. O günü beklemeden, bugünden O’nun emri altına girsin, hükmüne razı olsun. Peygamber Efendimiz (asm.)'in “Ölmeden evvel ölünüz.” emrine böylece uysun ve Rabbinin gösterdiği istikamet yoluna dünyada rücu etsin. Ta ki, ahiretteki rücuu saadetle sonuçlansın.

Zamandan ve mekândan münezzeh olan Allah, biz kullarını mekâna yerleştirmiş ve zamana taksim etmiş. Öyle ise insan, hangi mekânda ölürse ölsün, mekândan münezzeh olan Rabbine rücu eder. Keza, hangi zamanda can verirse versin, zamandan münezzeh olan Rabbine kavuşur...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun