Allah, anne babaya dua etmemizi neden istiyor?

Allah, anne babaya dua etmemizi neden istiyor?
Tarih: 18.05.2017 - 01:37 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: «Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!» diyerek dua et." (Isra,24)
- Bu ayetin sonunda Allah' ın rahmetine sığınmamız gerektiğini anlıyoruz.
- Fakat neden "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen benim onlara (öyle) merhamet edebilmem için yardım et." denilmiyor, yani daha doğrusu bunun böyle olmasının hikmeti nedir?
- Çocuklar Anne ve Babaya merhamet etmeye mükellef değiller midir?
- Anne ve Babanın onlara yaptığı fiilleri, küçük bir miktar da olsa evlat geri vermeye çalışmamalıdır ki?
- Yoksa bu ayet den onları tamamen Allah'a havale etmemiz gerektiğini mi anlıyoruz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetlerin mealleri şöyledir:

“Rabbin şöyle buyurdu: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin. Anneye ve babaya güzel muamele edin. Şayet onlardan her ikisi veya birisi yaşlanmış olarak senin yanında bulunursa sakın onlara hizmetten yüksünme, 'Öf!..' bile deme, onları azarlama, onlara tatlı ve gönül alıcı sözler söyle. Şefkatle, tevazu ile onlara kol kanat ger ve şöyle dua et: 'Rabbim, onlar küçüklüğümde nasıl beni ihtimamla yetiştirdilerse, ona mükâfat olarak sen de onlara merhamet buyur!' " (İsra, 17/23-24)

Esasen burada ilk başta “Anneye ve babaya güzel muamele edin.” emri ile onların helal isteklerine uymak ve yerine getirmek de dahil, onlara her konuda güzel davranılması gerektiği ifade edilmiştir. Zira ayette geçen “ihsan”, itaat etmekten daha ileri bir görevdir ve itaati de içine alır.

Daha sonra özellikle yaşlandıklarında daha hassas davranılması istenmiş ve beş derecede bir iyilikte bulunulması emredilmiştir:

1. Sakın onlara hizmetten yüksünme, 'Öf!..' bile deme.

2. Onları azarlama.

3. Onlara tatlı ve gönül alıcı sözler söyle.

4. Şefkatle, tevazu ile onlara kol kanat ger.

5. Şöyle dua et: "Rabbim, onlar küçüklüğümde nasıl beni ihtimamla yetiştirdilerse, ona mükâfat olarak sen de onlara merhamet buyur!"

İlk dört derecede onlara yapılacak muamele bütün yönleriyle özetleniyor. Son olarak da onlar için dua edilmesi emredilyor. Bu da Allah’ın rahmetinin onlara verilmesini istmeketir.

Şu hadis-i şerif de evlatların anne-babası için yapacakları duanın önemini ve makbuliyetini göstermektedir:

"İnsan öldüğü zaman amel defteri kapanır. Ancak üç şey (barındıran amel defteri) bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih çocuk." (Dârimi, Mukaddime, 46)

“Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!” mealindeki ayette geçen dua etme emriyle ile ilgili birkaç konu vardır:

Birincisi: Allah, anne-babaya tatlı söz söylemeyi öğretmekle yetinmemiş, buna bir de fiilî olarak nasıl iyi davranılacağını ilave etmiştir.

Bu da çocuğun, anne-babası için Allah'ın rahmetini dua edip istemesi ve "Ya Rabbi, onlara merhamet et." demesidir.

Rahmet sözü, hem dinî hem dünyevî hususlardaki her türlü hayrı içine alan bir sözdür.

Allah, sonra da evlada ''Onlar beni çocukken nasıl terbiye ettilerse", yani "Ya Rabbi, onlar beni eğitip büyütürlerken, bana nasıl iyi davrandılarsa, sen de onlara öylece lütufkâr davran." demesini emretmiştir.

İkincisi: Esasen kafir olan anne-baba için dua edilmez. Bu nedenle kafir olarak öldüğü bilinen anne-baba işin dua edilmez. Ancak anne-baba kâfir olsalar bile hayatta oldukları sürece, evladın onlar için, Allah’tan hidayetini ve irşadını dilemesi, iman etmelerinden sonra da ilahi merhameti istemesi mümkündür.

Üçüncüsü: Emrin zahir manası, farz anlamındadır. Ayetteki, "...'Ya Rabbi, onlara merhamet eyle.' de" ifadesi de bir emirdir. Emrin zahiri ise, tekrarı (tekrar tekrar yapmayı) ifade etmez.

Buna göre, ayetin hükmüne göre, bu sözü bir defa söylemek (emrin gereğini yerine getirme bakımından) yeterli sayılır. İnsanın, anne-babasına ne kadar günde mi, ayda mı yılda mı böyle bir kere dua etmesi gerektiği hususu Süfyan'a sorulmuş, o da: "İnsanın, anne-babasına namazlarındaki tahiyyatlarının sonunda yapacağı duaların yeterli olacağını umarız." demiştir.

Allah, bu dua etme emrinden sonra, "Rabbiniz sizin içlerinizdekini en iyi bilendir." buyurmuştur. Bu ifade, "Biz, size bu ayette ibadetlerinizi sırf Allah için yapmanızı ve anne-babanıza iyi davranmanızı emrettik. Bu emirlere uymanız konusunda ihlaslı olup olmadığınıza dair gönüllerinizde sakladığınız niyet ve düşünceler, Allah'a saklı değildir. Biliniz ki Allah, sizin içlerinizi de bilir. Hatta o, bu şeylerinizi sizden daha iyi bilir. Çünkü insanın bilgisine bazen unutkanlık, yanılma ve tam kavrayamama karışır. Ama Allah'ın ilmi bütün bu hallerden münezzehtir. Durum böyle olunca, o, kalplerinizde olanı daha iyi bilir." demektir.

Allah, bundan sonra "Eğer siz iyi kimseler olursanız, şüphesiz ki Allah da dâima kendine dönenleri bağışlayandır." buyurmuştur.

Bu ifade, "Sizler, kalplerinizin halleri bakımından fesatlardan uzak olursanız, bütün işlerinizde Allah'a başvuranlar ve O'na yönelenler olursunuz. Allah'ın, böyle olanlar hakkındaki adeti, onları bağışlamak ve günahlarını affetmektir." demektir.

Bu ayetin maksadı şudur:

İlk ayet, anne-babaya her bakımdan itaat ve saygı göstermenin farz olduğuna delalet edip sonra da evladın, nadiren de olsa, onlara karşı itaati zedeleyecek şeyler zaman zaman sudur edeceği için, Allah, "Rabbiniz sizin içlerinizdekini en iyi bilendir." buyurmuştur. Yani, "O, sizin kalplerinizin hallerini bilir. Eğer bu kusur ve sürçmeler, anne-babanıza asi olmak niyetiyle değil de, beşerî zaaf ve yaratılışınız gereği ortaya çıkmış ise, bunlar affedilebilir." demektir. (bk. Razi, Mefatih, ilgili ayetlerin tefsiri)

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'an-ı Kerim'de neden anne babaya iyilik etmek geçiyor da, onlara ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun