Ahirette günah ve sevap durumu nasıldır? Sevabı günahından çok olanlar, günahlarının cezasını çektikten sonra mı cennete girecektir?
Değerli kardeşimiz,
İnsan, iyilik ve kötülüğe kabiliyeti dolayısıyla varlıklar arasında en mükemmel mevkie çıkabildiği gibi, en düşük dereceye de düşebilmektedir. Böyle bir fıtratta yaratılan insanın, elbette bütün yaptıklarının kaydedilmesi gerekir. Her şeyi muhafaza eden Cenab-ı Hakk'ın hafıziyeti, amel ve fiillerinin muhafazasını gerektirir. Muhafaza edilen bu amellerin adalet terazisinde tartılması, ona göre hakkında mükâfatın veya cezânın verilmesi zarurîdir.
İşte bu hakikata işaret eden âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:
“O gün amelleri tartacak terazi haktır. Kimin sevapları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kimin de sevapları hafif gelirse, işte onlar âyetlerimizi inkâr ettiklerinden dolayı kendilerini ziyana sokanlardır.”1
Amellerinin tartılmasında İlâhî adaletin bütün haşmeti ile tecelli edeceğine işaret eden,
“Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez.”2
meâlindeki âyet-i kerimede de yine bu hakikat dile getirilmektedir.
O hâlde kıyamette Allah insanların amellerini tartarken, iyi veya kötü oldukları hükmünü açıklarken, iyilik ve kötülüklerin ağırlığına göre yapacaktır. Lem’alar’da Allah’ın haşirde büyük mizanı ile insanların amellerini tartacağı ve iyiliklerin kötülüklere galibiyeti veya mağlubiyeti noktasında hükmedeceği meselesi, yukarıda geçen âyet-i kerimeye dayanmaktadır.3
İtikad ile ilgili bütün kitaplarımızda, âhirette amellerin tartılması meselesinin hak olduğu açıkça kaydedilmektedir. Fakat bu tartının mahiyetini dünyadaki ölçülerimizle ifade etmemiz mümkün değildir. Ancak şurası muhakkaktır ki, Cenâb-ı Hak bütün insanların amellerinin muhasebesini en kısa zamanda hâlledip, iyilik ve kötülüklerini ortaya çıkaracaktır.
Bu hususta Muhammed Ali es-Sâbunî şöyle der:
“Amellerin, iyilik ve kötülüklerin bizzat tartılması akıldan uzak bir hadise değildir. Modern ilimler, sıcağı, soğuğu, rüzgârı ve yağmurları ölçtüğü hâlde, sonsuz kudret sahibi olan Cenab-ı Hak insanların amellerini tartmaktan âciz mi olur?”4
Buna rağmen, amellerin nasıl tartılacağı hususunda kesin bir şey söylememiz mümkün değildir. Çünkü ahiret ve cennet ahvâli bu dünyadaki ölçülerimizle ifade edilemez. Nitekim el-Bidaye’de şöyle denmektedir:
“Mizân (tartı aleti), amellerin miktarlarını tesbite yarayan bir şey olup, akıl onun mahiyetini bilmekten âcizdir. Dünya terazilerine benzetilmesi mümkün değildir. Bu hususta nakle (Kur’ân ve hadisteki naslara) teslim olmak en selâmetli yoldur.”5
O halde Cenab-ı Hak amelleri mutlaka tartacaktır. Keyfiyetini bilmediğimiz bir mizan ile insanların iyilik ve kötülüklerini tartacak, muhteşem adaletini tecellî ettirecektir. Şayet iyilikler fazla, kötülükler az olursa, o kimse ehl-i necat olur. Tersi ise, azaba müstahak olur. Fakat Allah, rahmeti ile yine affedebilir. İmanı var, fakat günahı da varsa cezasını çektikten sonra yine cennete girer. Allah’ın sonsuz rahmetine mazhar olur.
Bununla beraber amellerin tartılmasının, hesaba çekilmenin kolay olmadığını Resulullah Efendimizin (a.s.m.) bazı hadislerinden anlamaktayız. Dualarında sık sık “Allah’ım, bana hesabımı kolaylaştır.” buyurduğu rivayet edilmektedir.
İnsanın o gün Allah’ın rahmet ve mağfiretine daha çok muhtaç olduğu, hesap esnasında Onun rahmetinin sonsuz genişliği olmasa, insanın zor durumda kalacağını yine hadis-i şeriflerinden anlamaktayız.6
Hülâsa, o gün amel defterindeki her muamele en ince noktalarına kadar hakkıyla tartılıp, herkesin kâr ve zarar bilançoları çıkarılıp hesapları kapanacaktır. İyilikleri kötülüklerinden, kârları zararlarından fazla çıkarsa, o kimse kurtuluş ehli olacaktır. Sevapları günahlarından eksik çıkarsa, o kimse zarara uğrayacaktır.
Mümine düşen vazife, iyilikleri kötülüklerine, kârları zararlarına galebe çalacak şekilde ameller yapması, ona göre hesap gününe iyi hazırlanmasıdır. Ve “Allah’ım, hesabımı kolaylaştır.” diyerek Allah’a yalvarmasıdır.
Kaynaklar:
1. A'raf,7/ 8.
2. Nisa, 4/40.
3. Lem'alar, s.81.
4. Safvetü't-tefâsir , I/437.
5. el-Bidaye fîusuli'd-dîn, s.92.
6. Müsned, VI/48.
(bk. Mehmed PAKSU, Meseleler ve Çözümleri -II)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İnsanlar öldükten sonra hangi safhalardan geçecektir? Mahşerde insanların çıplak ve yalın ayak olmasını açıklar mısınız?
- İnsan ölmüş olan birisini görebilir mi; ölülerle görüşmek mümkün müdür?
- Peygamberimizin şemaili / siması, dış görünüşünü (fiziksel özelliklerini) anlatır mısınız?
- Halk arasında bir düşünce var: Yalnızca peygamberler direkt cennete gidecek, diğer herkes cehenneme girdikten sonra cennete girecek. Bu ne derece doğru?
- Ahirette en küçük günahımızdan dolayı azap görecek miyiz? Yani burada attığımız adımın bile hesabı sorulacakken azabıda olacak mı?
- Sadece namaz kılarak cennete gidilebilir mi?
- Bir insan öldükten sonra cennet veya cehenneme gideceği hemen belli olur mu, yoksa kıyamet koptuktan sonra mı belli olur? Ne zaman sorguya çekilir?
- İnsanlar ahirette nasıl hesaba çekilecektir? Sevabı günahından fazla ise durumu nasıl olacaktır?
- Allah'ın kullarına olan şefkatini anlatan hadisi şerifi açıklar mısınız?
- Ahirette az olan günahlardan dolayı hesaba çekilecek miyiz?