Uyuşturucu bütün kötülüklerin anası mı?

Tarih: 01.01.2025 - 11:33 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Alkol için söylenen bu ifade, uyuşturucu için de söylenebilir, ama maksat, “bütün kötülüklere değil, birçok kötülüğe sebep oluyor” demektir. Yani çokluktan kinayedir.

Bir gün Hz. Osman (ra) halka şöyle seslendi:

Ey insanlar! İçkiden uzak durun. Zira o, bütün kötülüklerin anasıdır.

Sizden önceki kavimlerden birinde ibadete düşkün bir adam vardı. Kadınlardan uzak dururdu.

Bir gün insanları yoldan çıkarmayı meslek edinmiş bir kadın ona musallat oldu. Kendisine haber göndererek, bir meselede şahitliğine ihtiyacı olduğunu bildirdi.

Adam, kadından haber getiren hizmetçi kızla birlikte kadının yanına gitti. Eve girdiğinde, girdiği her kapı hizmetçi kız tarafından üstüne kapatıldı. Bu şekilde adam, süslenip hazırlanmış olan kadının yanına kadar vardı. Kadının yanında içki dolu bir kase, bir de çocuk vardı.

Kadın şöyle dedi:

Vallahi seni şahitlik için çağırmadım.

Seni ya bana sahip olman veya şu içkiden bir bardak içmen yahut da şu çocuğu öldürmen için çağırdım. Eğer bunlardan birini yapmazsan bağırarak insanları başına toplar, seni rezil ederim dedi.

Adam, kadının söylediklerinden birisini yapmaktan başka çaresi olmadığını görünce (en az zararlı seçenek olduğunu düşünerek) içkiden bir bardak içmeyi kabul etti. Kadın ona bir bardak verdi. Adam içkiyi içince (içkinin tesiriyle) bir bardak daha istedi. Kadın bir bardak daha verdi.

Derken adam sarhoş oldu ve hem çocuğu öldürdü hem de kadınla zina etti.

Bu sebeple içkiden uzak durun! Allah’a yemin ederim ki, iman ile içki alışkanlığı bir kalpte bir arada bulunmaz. Eğer bir adamda bunların ikisi de varsa, çok geçmez biri diğerini dışarı atar. (Nesai, Eşribe, 44; Abdürrezzâk, Musannef, 9/236; İbn Hibban, Sahîh, 12/168)

Alkol için burada anlatılanlar uyuşturucuda da fazlasıyla vardır.

İnsanın dünya ve ahiret mutluluğu İslam’ın ana hedefini teşkil ettiğinden din, can, akıl, nesil ve mal emniyetinin sağlanması şeklinde özetlenen temel prensipler çerçevesinde düşünüldüğünde, sadece alkollü içkilerin değil beden ve ruh sağlığını tehdit eden her zararlı maddenin yasaklanmasının söz konusu prensiplerin gereği olduğu aşikârdır.

Aklî ve ruhî dengeyi bozan, kişinin iradesini elinden alan, düşünme gücünü yok eden, bedenini harap eden, dolayısıyla hem yükümlülüklerini yerine getirmesini engelleyen hem de kötülükler karşısında zaafa düşüren uyuşturucu maddelerin ve yeryüzünde fesat çıkarma kapsamında yer alan uyuşturucu ticaretinin haramlık hükmünü alması tabiidir.

Ancak bu hükmün beklenen sonucu verebilmesi için maddi-manevi, psikolojik-biyolojik, özel-sosyal, ailevi-toplumsal… çok boyutlu önleyici ve ıslah edici tedbirlerin alınması gereklidir.

Fıkıhta genel bir kural olarak "bir haramı işleyen kadar onu işlemeye teşvik eden veya üretim, taşıma, satış gibi çeşitli şekillerde işlenmesine yardım edenler" de o harama ortak sayılır ve bundan menedilmeleri gerekir.

Günümüzde uyuşturucu kullanımı bireysel bir sorun olmaktan çıkmış, bütün ülkeleri ve toplumları tehdit eden bir boyuta ulaşmıştır. Büyük yatırım gerektirmeden yüksek kârlar elde etmeyi sağlayan uyuşturucu ticaretinin bir yandan silah satışı, fuhuş ve kumar sektörleriyle, bir yandan da mafya, terör ve sömürgecilik faaliyetleriyle iç içe geçtiği, bazı ülkelerin ekonomisine hâkim olduğu ve uyuşturucu ile mücadelenin hemen her ülkenin ana gündeminde yer aldığı görülmektedir.

Mevcut şartlarda uyuşturucuyla mücadelenin sonuç verebilmesi için konunun eğitimden sağlığa, güvenlikten uluslararası ekonomik ve diplomatik ilişkilere kadar çok boyutlu olarak ele alınması ve gerçekçi adımların atılması kaçınılmazdır.

Özellikle manevi açıdan bize emanet verilen ruh ve bedenimizi korumamız gerektiği konusu, yaptığımız her şeyden az-çok, büyük-küçük ne varsa hepsinden hesaba çekileceğimiz bilinci doğumla beraber her yavrumuza verilmesi gerekir.

Koruyucu hekimlik gibi, ruh ve bedenimizi manevi olarak alkol ve uyuşturucu başta olmak üzere her türlü günahtan korumamız ve rol model olmamız gerekir.

Ayrıca her insan kendi konumuna, durumuna, etkisine ve yetkisine göre aile ve toplumun korunması için gerekeni yapmakla sorumludur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 88
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun