Peygamberler en karizmatik otoriteler olarak görülüyor; bu durum onların fiziksel özelliklerinde mi kaynaklanıyordu?..

Tarih: 15.07.2011 - 00:09 | Güncelleme:

Soru Detayı
- Peygamberlerin başarıları karizmatik kişiliklerinden midir? - Peygamberlerin fiziksel özellikleri bu kadar güzel olmasaydı yine ona bu kadar bağlanıp severler miydi? - Onların verdikleri haberler doğru çıkmasaydı ne olurdu?..
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Peygamberlerin otoritesi, maddi, fiziksel güzelliklerine, karizmatik kişiliklerine bağlı değil, onların ahlakî, ilmî, insanî ve nebevî karakterlerine bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Fiziksel güzelliğin ahlakî, ilmî güzellik ve kemalatın yanında çok az bir değere sahip olduğunu bilmeyen yok gibidir.

Kur’an’da hiçbir peygamberin fiziksel güzelliğine vurgu yapılmaması, buna mukabil onların ahlakî değerlerine dikkat çekilmesi ve özellikle Hz. Muhammed (asm) için,

“Sen muhakkak ki çok yüksek bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 68/4)

denilerek ona övgüde bulunulması, peygamberlik otoritesinin kaynağını ortaya koymaktadır.

Peygamber olduğunu söyleyen bir kimsenin verdiği haberlerin doğru çıkmaması demek, onun hak peygamber olmadığı anlamına gelir. Böyle bir durumda insanların onu terk etmesi aklın ve vicdanın bir gereğidir. Çünkü, ahlakın temel esasını teşkil eden doğruluk ve dürüstlüğün kaybolması, ahlaksızlığın en çirkin sahnesi olan yalancılığın ortaya çıkması, değil peygamberlikle, normal bir insanın değerleriyle de bağdaşmaz.

Diğer taraftan, peygamberlere "karizmatik şahsiyetler" demek ve peygamberlik hakikatini de karizma ile izah etmeye çalışmak doğru değildir. Hatta peygamberlere -bazılarının söylediği gibi- dâhi demek de aynı ölçüde yanlış anlaşılabilecek bir ifadedir. Güya bu karizmatik özelliklerinden ve dâhi olmalarından dolayı insanları etkilemişler ve ona göre hareket etmişler gibi bir anlam akla gelebilir. Bu da dini açıdan yanlış bir anlayışa neden olur.

Peygamberler, şahsi becerilerine, sıradışı özellik ve hususiyetlerine -isterseniz buna karizmatik özellikler diyebilirsiniz- bağlı olarak hayatlarını sürdürmemişlerdir. Evet, onlar ne sevk ve idarede ne de hayatın diğer alanlarındaki çalışmalarında ferdi becerilerine, şahsi istek ve arzularına veya kararlarına göre değil, Allah’ın yönlendirmesine göre ve Onun verdiği izne uygun olarak hareket etmişlerdir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun