Taha suresi 94. ayette geçen "(Harun) dedi ki: Ey anamın oğlu, sakalımdan ve başımdan tutma..." konusunu açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
"Dedi ki: Ey Harun!. Onların dalalete düştüklerini gördüğün zaman seni ne men etti."
"Ki benim ardımca gelmedin? Emrime isyan mı ettin?"
"Dedi ki: Ey anamın oğlu!.. Ne sakalımı ne de başımı tutma. Ben muhakkak senin, İsrailoğullarının aralarını dağıttın ve benim sözümü gözetir olmadın, diyeceğinden korktum."(Taha, 92-94)
Bu mübarek ayetler, Tur'dan avdet eden Hz. Musa (as)'nın Hz. Harun (as) ile aralarında cereyan eden muhavereyi ve Harun (as)'ın dermeyan etmiş olduğu mazereti beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Musa (as), İsrailoğullarının buzağıya tapmış olduklarını gelip anlayınca, kardeşine hitaben (dedi ki:
Ey Harun!) Sen ki, nübüvveti haizsin, sen ki benim kardeşim, vezirim ve halifemsin (onların) o İsrailoğullarının (dalalete düştüklerini gördüğün zaman seni ne men etti?) ki, onların aralarından ayrılmadın, öyle hidayet yolundan çıkarak buzağıya taptıklarını gördüğün halde yine aralarında kaldın?
Evet... Seni ne men etti (ki, benim ardımca gelmedin?) Gelip keyfiyeti bana haber vermedin veya benim yolumda hareket ederek onlara karşı bir gazap, bir hiddet göstermedin, onlar ile mücadeleye atılmadın, yoksa sen (emrime isyan mı ettin?) de vazifende selabet göstermedin, muktezayı hilafına muhalif harekette bulundun.
Hazreti Musa, kavminin öyle müşrikane hareketlerinden çok müteessir olduğu için, kardaşına karşı böyle bir hitapta bulunmaya ruhen bir ihtiyaç hissetmiş ve mübarek kardeşinin sakalını, başının tüylerini tutup bir gayreti diniye saikasiyle kendisine doğru çekerek, hadisenin kühnünü anlamak istemişti.
Harun Aleyhisselam da (dedi ki:
Ey anamın oğlu!) ey şefkatli kardeşim!. (ne sakalımı ve ne de başımı tutma) ben mazurum. Evet... (Ben muhakkak senin) Tur'dan avdet edince bana hitaben. Sen: (İsrailoğullarının aralarını dağıttın) onlar ile mücadelede bulundun, mukateleye saik olacak derecede şiddet gösterdin. (Ve benim sözümü gözetir olmadın) benim tavsiyeme riayet etmeyip aralarında ihtilaf zuhuruna sebebiyet verdin (diyeceğinden korktum)
Hz. Musa Tur'a giderken Hz. Harun'a demişti ki: Sen kavmim hakkında benim halifem ol ve ıslahta bulun, müfsitlerin yoluna tabi olma. Şimdi Hazreti Harun ileri gidip de mücadelede, mukatelede bulunmuş olsa idi, bu emre muhalefet etmiş olacaktı.
Bir de Harun (as) ana ve baba bir kardeşi olan Musa (as)'a: "Ey anamın oğlu!" demesi, onun daha ziyede mülayimetini, rikkatini celb içindir. Çünki, analar, babalardan daha ziyade evlatlarına karşı rikkat ve şefkat beslemekte bulunurlar. Artık öyle şefkatli bir mahlukun evladına düşen vazife de onun gibi şefkatli, merhametli bulunmaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- SAMİRİ
- İSRAİLOĞULLARI
- Hz. Harun'ın hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
- Tâhâ suresinin 87. ve 96. ayetlerinde geçen "Samiri'nin heykel yapma olayını" açıklar mısınız?
- Karun iman etmiş midir, nerede vefat etmiştir ve o da Kızıldeniz’den geçmiş midir?
- Müslümanlar Hz. İsa'ya nasıl bakıyor?
- ''Ele alınan nas, yapılan tevile müsait olmalıdır'' ifadesini nasıl anlamak gerekir?
- Kur'an'da tekrar edilen Hz. Musa ve Hz. Hızır hadisesi nedir?
- Hz. Musa'nın hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
- Araf Suresi 142. ayette?Musa'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilâve ettik? denilmektedir. Neden önce 30 sonra 10 eklenerek 40 güne çıkarılmış?