Sözü büyüğünüze bırak, ne demek?
Değerli kardeşimiz,
Ebû Yahyâ (veya Ebû Muhammed) Sehl İbni Ebû Hasme el-Ensârî (ra) şöyle dedi:
وعن أبي يحْيى وَقيل : أبي مُحمَّد سَهْلِ بن أبي حثْمة بفتح الحاءِ المهملة وإِسكان الثاءِ المثلثة الأَنصاري رضي اللَّه عنه قال :
انْطَلَقَ عبْدُ اللَّهِ بنُ سهْلٍ وَمُحيِّصَةُ ابْنُ مَسْعُودٍ إِلى خَيْبَرَ وَهِيَ يَوْمَئِذ صُلْحٌ ، فَتَفَرَّقَا .فَأَتَى مُحَيِّصةُ إِلى عبدِ اللَّهِ بنِ سَهلٍ وهو يَتَشَحَّطُ في دمهِ قَتيلاً ، فدفَنَهُ ، ثمَّ قَدِمَ المدِينَةَ فَانْطَلَقَ عَبْدُ الرحْمنِ بْنُ سَهْلٍ وَمُحَيِّصَةُ وَحُوِّيصةُ ابْنَا مسْعُودٍ إِلى النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فَذَهَب عَبْدُ الرَّحْمنِ يَتَكَلَّمُ فقال : «كَبِّرْ كَبِّرْ » وَهُوَ أَحْدَثُ القَوْمِ ، فَسَكَت ، فَتَكَلَّمَا فقال: « أَتَحْلِفُونَ وَتسْتَحِقُّونَ قَاتِلكُمْ »؟
Abdullah İbni Sehl ve Muhayyısa İbni Mes’ûd, sulh günlerinde Hayber’e gitmişlerdi. (İşlerini görmek için birbirlerinden) ayrıldılar. Neticede Muhayyısa, (buluşma yerine geldiğinde) Abdullah İbni Sehl’i kanlar içinde can çekişirken buldu. Onu defnetti ve sonra Medine’ye döndü. (Abdullah’ın kardeşi) Abdurrahman İbni Sehl (durumu öğrenince yanına) Mes’ûd’un oğulları Muhayyısa ve Huvayyısa’yı da alarak Peygamber (asm)’e gitti. Oradakilerin yaşça en küçüğü olan Abdurrahman, olayı anlatmaya başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm):
“Sözü büyüğünüze bırak, sözü büyüğünüze bırak!” buyurdu.
Abdurrahman sustu ve olayı ötekiler anlattı. Neticede Hz. Peygamber (asm):
“Kâtil üzerinde hakkınız olabilmesi için yemin eder misiniz? buyurdu... (Ebû Yahyâ, hadisin tamamını nakletti.) (Buhârî, Cizye 12, Edeb 89, Diyât 22; Müslim, Kasâme 1, 3, 6).
Hadiste anlatılan olay, Hayber Yahudileri ile Müslümanlar arasında sulh varken, iki sahâbînin akrabalarının hurma toplamasına yardım etmek üzere hadiste adı geçen Hayber’e gitmeleriyle başlamıştır. Arkadaşı, buluşma yerine geldiğinde Abdullah İbni Sehl’i -rivayete göre- boynu kırılmak suretiyle öldürülmüş olarak bulmuştur. Arkadaşını oraya defneden Muhayyısa, Medine’ye dönmüş, yanına öldürülmüş olan Abdullah’ın kardeşi ile kendi kardeşlerini de alarak Hz. Peygambere (asm) gidip olayı haber vermek istemiştir. Yaş bakımından en küçükleri olmasına rağmen maktulün kardeşi Abdurrahman, olayı anlatmak üzere söze başlamış, ancak Hz. Peygamber, büyüklerin hakkını gözetmek gerektiğine dikkat çekmiş ve “Sözü büyüğünüze bırak” buyurmuştur. Bu hadis-i şerife göre hukuki bir konuda bile sözü önce büyüklere bırakmak, böylece onların haklarına riayet etmek gerektiği ortaya çıkmış olmaktadır.
Herhangi bir kavme ya da topluluğa ait arazide bir Müslüman katledilir de onu kimin öldürdüğü bilinemezse, öldürülen kişinin yakınlarına, "o arazinin sahipleri yaptı" diye elli kere yemin etmeleri teklif edilir. Onlar yemin etmezlerse, bu defa zanlılar arasından seçilen elli kişiye o cinayeti işlemedikleri ve işleyeni de bilmediklerine dair yemin etmeleri teklif edilir. Böyle hareket etmeye İslâm hukukunda “Kasâme” adı verilir. Birinciler teklif edilen yemini yerine getirirlerse, öldürülmüş olan kişinin kan bedeli zanlıların tümü tarafından ödenir. İkinciler yemin ederlerse, bu bedeli ödemekten kurtulurlar.
Sonuç itibariyle bu hadis-i şerifteki olayda ne davacılar ne de davalılar yemin etmişlerdir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm) öldürülen Abdullah’ın diyetini kendisi vererek davayı halletmiştir. Hz. Peygamber (asm)böyle davranmakla Hayber Yahudilerinin Müslüman olmalarını teşvik etmek istemiştir.
Buna göre;
- Kasâme olayında kısas değil, sadece diyet gerekir.
- Müslüman ile kâfir arasındaki davada hüküm İslâm’a göre verilir.
- Dava açmakta ve savunmada sözü yaşça büyük olana bırakmak, büyüklere gösterilmesi gerekli saygının tabiî bir neticesidir.
- Müslümanların yakın çevrelerinde olup biten olaylara karşı duyarlı davranmaları gerekir. Aksi halde fâili meçhul cinayetlerin sorumluluğuna iştirak etmek zorunda kalırlar. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 352)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Abdullah bin Mesud hakkında bilgi verir misiniz?
- Abdullah bin Mes’ud (r.a.)
- Abdullah bin Atîk (r.a.)
- Mucize Haktır- 6. Bölüm: Efendimize (asm) ait Kur’an’da zikredilen mucizeler 3. Ayet-i Kerime
- Konuşma nasıl olmalıdır, konuşma adabı nedir?
- Abdullah bin Zülbicâdeyn (r.a.)
- Ashab-ı Bedir'in (Bedir savaşına katılan sahabelerin) isim listesi ve bunu okumanın fazileti hakkında bilgi verir misiniz?..
- Milyonlarca borç bırakan sahabi kim?
- Ey kadınlar, sadaka veriniz ne demektir?
- "Devlet malından bir hırka bile olsa aşıran, çalan şehit olmaz" diye bir hadis var mıdır?