Peygamber, Aziz Agustine’den cenin ile bilgileri kopyaladı mı?

Tarih: 15.08.2025 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Aziz Agustine 400 yıllarda yazdığı bir mektupta insan cenini 46 günde şekillenir ilk 6 gün süt şekline benzer sonraki 12 günde kana dönüşür sonra 20 günde sertleşip et şekline gelir geri kalan sekiz günde uzuvları şekillenir.
- Bazıları buradan yola çıkarak Aziz Agustine Kuran-ı kerime benzer şeyler söylüyor diyorlar özellikle meni süt şeklinden kana dönüşmesi kısmı eski tefsirlerde de var. Buradan yola çıkarak Alak kan anlamına gelir diyorlar.
- Peygamberin Aziz Agustine ile aynı bilgileri kullandığını iddia ediyorlar nasıl cevap verilebilir peygamber nasıl Aziz Agustine bilsin?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, Allah her millete peygamber göndermiştir. (bk. Fatır, 35/24)

Şu halde bir millette veya kütürde görülen bir güzellik veya özellik, İslam’da da varsa, bunların aynı vahiyden alındığını gösterir. Bu inceliği ve gerçeği bilenler, bütün gerçeklerin ve hakikatlerin, aslında peygamberler vasıtasıyla insanlığa verildiğini anlarlar.

Kaldı ki, Kuran’ın bildirdiği mucizelerle ilgili bazı bilgiler eski milletlerde görülmüşse, bunların bir taklit değil, aksine Allah’ın onlara da bazı bilimsel mucizeleri haber verdiği anlamına gelir.

Ayrıca, Hz. Muhammed (asm) en son peygamberdir, Kuran ise ona indirilmiş ve lafzıyla-manasıyla mucize olan en Son Kitap'tır. Bu vesileyle bazı gerçeklere dikkat çekmekte fayda mülahaza etmekteyiz:

a) Mantık ilminde bir kaide vardır: “Herhangi bir delilden neşet etmeyen bir ihtimalin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.” Bunun tatmin edici bir delili var mı? Yoktur.

b) “De ki: bu Kuran’ı Ruhu’l-kudus (Cebrail) Rabbinden hak ve hakikati ortaya koymak üzere peyderpey indirmiştir. (Peyderpey indirmekle) iman eden kimseleri (hak üzere) sabit kılmak ve Müslüman olan kimselere de bunu bir hidayet rehberi ve bir müjde olarak takdim etmek istemiştir. Kaldı ki, ‘Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor.’ dediklerini de elbet biliyoruz. Öğretmen olarak gösterdikleri insanın dili bile Arapça değildir. Oysa bu Kuran çok açık ve fesahatli bir Arapça lisanıdır.” (Nahl, 16/102-103)

Bu ayette işaret edilen noktalar şunlar olabilir:

Birincisi: Farz edelim ki, bazı insanlar Hz. Muhammed’e (asm) Kuran’ın bazı ifadelerini bilmana öğretmişlerdir. Oysa Kuran lafzıyla da mucizedir. Arapça dilinin mana cihetiyle belagatini en iyi bildiği gibi, lafız cihetiyle de fesahatin zirvesindedir.

İkincisi: Kuran’ın meydan okuduğu insan ve cinlerden hiç kimse benzeri bir Kuran’ı hatta bir tek sureyi ortaya koyamamıştır. Bunun en sadık şahidi yaklaşık 15 asırlık bir tarihtir.

Üçüncüsü: “Ona bu Kuran’ı / bu ayeti / bu ifadeyi / bu cümleyi öğretenlerin isimleri arasında özellikle Aziz Agustine adında bir şahıs yer almamaktadır.

Dördüncüsü: Bu konuda isimleri zikredilen adamlar şunlardır: Yaiş adında bir köle, Addas adında bir köle, Cebr adında bir köle, Ebu Meysere adında Rumice / Süryanice konuşan bir Hristiyan ve Selman-ı Farısi...

Bunların hemen hepsinin köle olması, bu iddiaların kendilerinin değil, Hz. Peygamberin (asm) düşmanları olan efendileri tarafından uydurulduğunu göstermektedir.

Bunların hiçbirinin Arap olmaması, acem olması bu iddianın çürüklüğünün ayrı bir delilidir. (krş Razi, Kurtubi, İbn Aşur, Meraği ilgili yer)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun