Kişileri barıştırmak için yalan söylenir mi?
Değerli kardeşimiz,
Ümmü Külsûm Binti Ukbe İbni Ebû Muayt (ra), Resûlullah (asm)'’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
سمِعْتُ رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَقُولُ :
« لَيْسَ الْكَذَّابُ الذي يُصْلحُ بَيْنَ النَّاسِ فَيَنْمي خَيْراً ، أَوْ يَقُولُ خَيْراً »
وفي رواية مسلمٍ زيادة ، قالت :
وَلَمْ أَسْمَعْهُ يُرَخِّصُ في شَيْءٍ مِمَّا يَقُولُهُ النَّاسُ إِلاَّ في ثَلاثٍ، تَعْنِي :
الحَرْبَ ، وَالإِصْلاَحَ بَيْنَ النَّاسِ ، وَحَدِيثَ الرَّجُلِ امْرَأَتَهُ ، وَحَديثَ المَرْأَةِ زَوْجَهَ
“İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz söyleyen) kimse yalancı sayılmaz.” (Buhârî, Sulh 2; Müslim, Birr 101).
Müslim’in rivayetinde şöyle bir fazlalık vardır:
Ümmü Külsûm dedi ki, Peygamber (asm)’ın halkın söyleyip durduğu yalanlardan sadece üçüne izin verdiğini işittim. Bunlar da:
Savaşta (düşmanı aldatmak için),
İki kişinin arasını bulmak maksadıyla,
Kocanın karısına, karının da kocasına (aile düzenini korumak düşüncesiyle) söylediği yalandır.
Yalan söylemek büyük günahlardan biridir. Yalan söylemenin ve yalan yere şahitlik yapmanın ne korkunç bir davranış olduğunu Peygamber Efendimiz (asm) pek heyecanlı ifadelerle ortaya koymuştur. Bir kimse yalan söylemekle kendi namına bazı menfaatlar sağlasa bile, diğer insanların hakkını çiğneyerek onları birçok zarara sokmuş olur.
Yalan, insanlara zarar verdiği için çirkindir. Fakat onlara faydalı olmak, uğradıkları zararı ortadan kaldırmak, onları birbirine kaynaştırmak için yalan söylemenin kimseye zararı yoktur. Hatta ara bulmak maksadıyla yalan söylemenin faydaları vardır.
Dinimiz bu iznin kötüye kullanılmaması için sadece üç yerde yalan söylemeye izin vermiştir. Bunlardan birincisi, savaşta düşmanı aldatmak için söylenen yalandır. Düşmanın savaşı kazanması, İslâmiyet’in, İslâmî değerlerin ve Müslümanların aleyhine olacağına göre, buna meydan vermemek için elden gelen yapılmalıdır. Düşman kuvvetleri tarafından yakalanan bir kimsenin, Müslümanların sayıca çok olduğunu, modern silahları bulunduğunu, yakında orduya taze güçler katılacağını söyleyerek düşmanın moralini bozması İslâm ordusunun lehinedir. Zaten savaş hileden ibaret olduğuna göre düşmana yalan söylemenin sakıncası yoktur.
Yalan söylemeye izin verilen ikinci konu, araları bozulan iki kimsenin dargınlığını gidermektir. Müslümanların birbirine dargın olmasının zararını İslâm toplumu çeker. İşte bu düşünceyle, dargınları barıştırmanın yollarını aramak gerekir. Dargın olduğu Müslüman hakkında iyi şeyler düşünmeyen birine bu konuda yanıldığını ileri sürmek, küstüğü adamın kendisi hakkında kötü bir kanaati olmadığını iddia etmek ve böylece onun gönlündeki katılığın yumuşamasına, kırgınlığın azalmasına çalışmak kimseye zarar vermez.
Yalan söylemenin zararsız sayıldığı üçüncü konu, karı kocanın, daha mutlu olmaları için, aslı bulunmasa da birbirine güzel şeyler söylemesidir. Eşlerin birbirine, gerçekten öyle olmadığı hâlde, “Seni çok seviyorum.”, “Şu dünyada en çok sevdiğim sensin.” gibi iltifatlarda bulunmasından kimse zarar görmez. Çoğu insanın söylemekte cimrilik ettiği bu nevi sözler, eşlerin birbirine daha fazla ısınmasını, o yuvada sevginin yeniden çiçeklenip boy atmasını, dolayısıyla o ailede yaşayan herkesin daha huzurlu olmasını sağlayacaktır.
Bir zalimin elinden canını kurtararak kaçan ve gelip kendisine sığınan kimsenin hayatını kurtarmak maksadıyla, onu görmediğini, nerede saklandığından haberi olmadığını söylemenin bütün âlimlere göre hiçbir günahı yoktur. Ayrıca gerektiğinde böyle davranmak kaçınılmaz bir görevdir.
Yalanın her türlüsüne karşı olan âlimler de vardır. Onlara göre yukarıda sayılan üç konuda bile açıkca yalan söylemek doğru değildir. Ama bu üç konuda, kelimenin en uzak anlamını kastederek (tevriyeli bir şekilde) konuşmanın sakıncası yoktur.
Burada şunu hatırlatmakta fayda var: Sözü edilen üç konuda yalan söylenebilir demek, bu konularda yalan söyleyen günah kazanmaz demektir. Yoksa yalanın mahiyeti değişmez. Haram helâl olmaz. Yalan aslında ne ise yine odur.
Yalan konusunda şu hadis-i şerifi de zikredelim:
Abdullah İbni Mes'ûd (ra)'den rivâyet edildiğine göre Nebî (asm) şöyle buyurdu:
« إنًَّ الصِّدْقَ يهْدِي إلى الْبِرِّ وَإنَّ البرِّ يهْدِي إلى الجنَّةِ ، وإنَّ الرَّجُل ليَصْدُقُ حتَّى يُكتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدّيقاً، وإنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلى الفُجُورِ وإنَّ الفُجُورًَ يهْدِي إلى النارِ ، وإن الرجلَ ليكذبَ حَتى يُكْتبَ عنْدَ اللَّهِ كَذَّاباً »
"Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık yoldan çıkmaya (fucûr) sürükler. Fucûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır." (Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105).
Özetle;
- Yalan söylemek büyük günahlardan biridir.
- İnsanların iyiliği için bazı konularda yalan söylenebilir.
- Harpte düşmanı aldatmak için gerçek dışı sözler söylenebilir.
- Araları bozulmuş iki kimseyi barıştırmak için, onların birbirleri hakkında iyi düşündüklerine dair yalan söylenebilir.
- Karı koca, sevgilerini pekiştirmek için, düşündüklerinin aksini birbirine söyleyebilirler.
- Yalanı küçük gören ve işlemeye devam eden ona alışır ve sonunda yalancılar defterine yazılır.
- İman ile yalan birbirine tamamen zıddır. Müslüman mümkün mertebe yalandan uzak kalmalı, doğru sözlülüğü ve dürüst davranışı seçmelidir. (Ayrıca bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., H. No: 251, 1545, 1550)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- YALAN
- Yalan söylemek haramdır; ancak zor durumda kaldığımızda ne yapmalıyız?
- Yalan söylemek, yalan yere şahitlik etmek ve cezası hakkında bilgi verir misiniz?
- YALAN
- Patronun / iş verenin talimatıyla yalan söylemek durumunda kalınırsa günah olur mu?
- Şefkat tokadı nedir?
- Kadın kocasına yalan söyleyebilir mi?
- NEMİME
- Ayat-ı hırz (korunma / sığınma ayetleri) hangi ayetlerdir ve faydalarını sıralar mısınız?
- Camiye abdestli gitmek şart mı?