YALAN
Yalanı iş edinme, çok yalan söyleme. Yalan, kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesidir. Yalancılık çok çirkin bir huydur. Dinimiz yalanı haram kılmış ve şiddetle yasaklamıştır.
Yalan rûhî bir hastalıktır, müslümanların kendilerini bundan korumaları gerekir. Çocuklar daha küçükken doğru sözlülüğe alıştırılmalı, yalanın zararları kendilerine anlatılmalıdır.
Cenab-ı Hakk, "Yalan sözden kaçının" (Hac, 22/30) diye emrettiği halde basit dünya menfaatleri için yalan söyleyenler vardır. Özellikle yalan yere şahitlik yapmak çok kötü bir davranış ve büyük bir günah sayılmıştır. Gerçek bir müslüman kendi aleyhinde de olsa, doğru söylemeli ve asla yalana yaklaşmamalıdır. Çünkü Allah Teâla şöyle buyurmuştur:
"Ey iman edenler! Hak üzere durup adaleti yerine getirmeğe çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyleyen şâhidler olun. Velev ki, o şahitliğiniz nefisleriniz yahut ana babanızla yakın akrabanız aleyhine olsun. İster üzerine şahitlik yapılan kimseler zengin veya fakir bulunsun" (Nisa, 4/135).
Peygamber Efendimiz de, yalan söylemenin ve yalan şahitlik yapmanın büyük günahlardan olduğunu ısrarla belirtmiştir (Riyazü's-Sâlihîn, III, 138). Ayrıca yalanın münafıklık alâmetlerinden olduğunu haber vermiştir (Müslim, İman, 107).
Dinimizde sadece üç yerde yalan söylemeye izin verilmiştir:
a) Zulüm ve haksızlığa uğramış bir adamın can, mal veya namusunun zarar görmekten kurtarılması için;
b) Dargın olan karı-kocayı veya iki kişiyi barıştırmak için. Çünkü Rasûlullah, İnsanlar arasını düzelten, bunun için hayırlı söz söyleyen ve hayırlı söz ulaştıran kimse yalancı değildir" (Müslim, Birr ve Sıla, 27) buyurmuştur.
c) Harpte düşmanı yenmek için.
Ancak bu yalanların da açık ve sarih yalan değil kinayeli olmasına dikkat etmek gerekir.
Hadislerde geçen "insanların arasını bulmak için yalan söylemek yalancılık sayılmaz" sözü, "bu yalanda günah yoktur" anlamındadır. Çünkü hadiste yalan, yalan olmaktan çıkarılmamakta, sadece bu çeşit yalana günah terettüp etmediği bildirilmektedir. Şüphe yok ki yalan, gerek arayı düzeltmek için, gerekse başka amaçla söylenmiş olsun yine mahiyeti itibâriyle yalandır. Ancak burada yalanın söyleniş amacının başkasını kandırmak olmadığından günah sayılmamıştır. Hattâ böyle yapan kimseler Hz. Peygamber'in ifadesiyle faziletli bir iş yapmış olup oruç tutmuş, namaz kılmış veya sadaka vermiş kadar da sevap kazanırlar (Ebu Dâvud, Edeb, 50). Ayrıca birbirine dargın olan iki kişinin arasını bulurken, "falan adam senin için dua ediyor" dese de, bununla o adamın, "Allah'ım, bütün müslümanları affet" demiş olduğunu kasdetse, yalan bir beyanda bulunmuş olmaz denilmektedir (Tecrid-i Sarih Tercemesi, VIII,111-112). İmam Beyhaki'nin rivayet ettiği bir hadiste de Hz. Peygamber: "Tevriyeli, kinayeli ifadelerle yalandan kurtulup rahatlama vardır" buyurarak bu meseleye açıklık getirmişlerdir (et-Tâc, V, 55).
Yalanın kötülüğüne gelince, Peygamberimiz (s.a.s.);
"Yalan kötülüğe, kötülük Cehennem'e götürür. İnsan yalancılık yapa yapa, nihayet Allah katında yalancılardan yazılır" (Buharî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103-105) buyurmuştur. Yalanın en büyük kötülüğü işte budur. Yani, insanı Allah Teâla'nın rızasından uzaklaştırıp Cehennem'e götürmesidir. Ayrıca yalan insanları birbirine düşürür, güven duygusunu yok eder, toplum içinde karışıklıklara sebep olur; dostlukları yıkar, yerine düşmanlık tohumları eker. Yalan er geç ortaya çıkacağından, yalancılar, kendilerine güvenilemeyen, saygı duyulmayan ve sevilmeyen insanlar durumuna düşerler. Kısaca yalan, insanı dünyada da ahirette de felâkete sürükler.
İA
BENZER SORULAR
- YALAN
- Yalan söylemek, yalan yere şahitlik etmek ve cezası hakkında bilgi verir misiniz?
- NEMİME
- YALAN SÖYLEMENIN CAIZ OLDUĞU YERLER VAR MIDIR
- Kinayeli anlatım yalana girer mi?
- Yalan söylemek haramdır; ancak zor durumda kaldığımızda ne yapmalıyız?
- Müslüman'ın Müslüman'a kin duyması, küsmesi hakkında bilgi verir misiniz?
- Yalan söylemek büyük günah mıdır?
- Kadın kocasına yalan söyleyebilir mi?
- Sosyal medyada çıkan haberler karşısında nasıl davranmalıyız?