Peygamberimiz nasıl yargılama yapardı?
- Hz. Peygamber iki kişi arasında nasıl hüküm verirdi?
- Bu konuda hadislerden bir örnek var mıdır; açıklamasını yapar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
Konuyla ilgili bir hadis-i şerifi yazıp açıklamasını verelim.
Ümmü Seleme (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (asm) şöyle buyurdu:
« إِنَّمَا أَنَا بشَرٌ ، وَإِنَّكُمْ تَخْتَصِمُونَ إِلَيَّ ، وَلَعَلَّ بَعْضَكُمْ أَنْ يَكُونَ أَلْحنَ بحُجَّتِهِ مِنْ بَعْض ، فأَقْضِي لَهُ بِنحْو ما أَسْمَعُ فَمَنْ قَضَيْتُ لَهُ بحَقِّ أَخِيهِ فَإِنَّمَا أَقْطَعُ لَهُ قِطْعَةً مِنَ النَّارِ »
“Ben sadece bir beşerim. Sizler bana yargılanmak üzere geliyorsunuz. Belki sizin biriniz, delilini getirmekte diğerinizden daha becerikli ve daha üstün anlatımlı olabilir. Ben de dinlediğime göre o kimsenin lehinde hüküm veririm. Kimin lehine kardeşinin hakkını alıp hüküm vermişsem, ona cehennemden bir parça ayırmış olurum.” (Buhârî, Şehâdât 27, Hıyel 10, Ahkâm 20; Müslim, Akdiye 4).
Hz. Peygamber (asm), birçok vesileyle kendisinin bir beşer olduğunu hatırlatmıştır. Kur’ân-ı Kerîm de Hz. Peygamber'e bunu bildirmesini emreder:
“De ki: Ben de sizin gibi bir insanım...” (Kehf, 18/110).
Hz. Peygamber’in (asm) sözünün hemen başlangıcında beşer, insan olduğunu söylemesi, insan olmanın bir sonucu olarak, hata ve nisyandan tamamen uzak kalmasının söz konusu olmayacağını tenbih içindir. Beşerî konular, işlerin görünürdeki şekline göre hükmetmeyi gerektirir.
İnsan, Allah Teâlâ bildirmedikçe, gaybı ve olayların arka planını bilemez. Peygamber Efendimiz’in (asm) de başkaları gibi görünürdeki hale göre hükmetmesi gerekmektedir. O halde, şahitlerin ifadesi, gösterilen deliller ve yemin gibi esaslara dayanarak hüküm vermekle mükellef kılınmıştır. Bu yönde ümmete örnek olması da ancak böylece mümkün olabilir.
Bu hadis-i şeriften anlaşıldığına göre, Rasûl-i Ekrem Efendimiz (asm), zahire göre verdiği hükümde bazı kere isabetli olmayabilir. Oysa İslâm âlimleri, özellikle fıkıh usulü uleması, ahkâm konusunda Hz. Peygamber’in hata üzerine bırakılmayacağını söylerler. Burada bir zıtlık, bir çelişki yoktur. Çünkü âlimlerin, fıkıh usulcülerinin bu sözleriyle kasdettikleri, Hz. Peygamber’in kendi ictihadı ile verdiği hükümlerle ilgilidir. Oysa bu hadiste söz konusu edilen hükümler, ictihadla ilgili olmayıp, bir kimsenin, mahkemede davasını iyi anlatması, dinlenilen şahitlere veya verdirilen yemine itibar etmesi gibi delillere dayanan hükümlerdir. Böyle bir hükme hata denilmesi söz konusu olamaz. Çünkü insanlar arasında hükmetmenin yol ve yöntemleri kullanılarak âdil bir tarzda bu hükme varılmıştır. Bu niteliği itibariyle de insanlar arasında nasıl hüküm verilmesi gerektiğinin misâlini teşkil eder.
Bu konunun, Hz. Peygamber’in (asm) sözlerinde, hareketlerinde ve diğer hallerinde ma’sum oluşu, yani günahlardan korunmuşluğu ile de alakası bulunmamaktadır. Çünkü masumiyet, günah sayılan ve kasıt aranan şeylerle ilgilidir. Oysa burada günah işleme ve maksatlı davranma söz konusu olamaz. Allah Teâlâ, hakkında vahy indirmediği ve bütün toplumu ilgilendirmeyen iki kişi arasındaki bir dava konusunda tamamen mevcut delillere dayanarak verdiği hükümde yaptığı hata sebebiyle peygamberini mükellef tutmaz. Nitekim Ümmü Seleme’nin rivayet ettiği bir hadiste Rasûlullah (asm) şöyle buyurmuştur:
“Ben, bana vahy indirilmeyen konularda, aranızda kendi reyimle hükmederim.” (Ebû Dâvûd, Akdiye 7).
Hz. Peygamber’in (asm) reyiyle hükmederken, birtakım delillere dayandığını yukarıda açıklamıştık. Şu kadar var ki, Hz. Peygamber din ile ilgili bir hükümde yanılırsa, bu Cenâb-ı Hak tarafından düzeltilir ve hata üzere bırakılmaz. Ümmetin fertlerine düşen görev, bu yönde Hz. Peygamber (asm)'in metot ve usulüne uymaktır.
Özet olarak;
- Peygamber Efendimiz (asm) de bir beşerdir.
- Hz. Peygamber (asm), risaletin tebliği, haramları işlememe ve günaha düşmemede masumdur.
- Peygamberimiz (asm), kendisine vahiy nazil olmayan konularda zahire göre ve şeriatın öngördüğü kâidelere riâyet ederek hüküm verir. Bu hüküm, zahirî kâidelere uygun ve adil bir hükümdür. Kişi veya şahitler yalan söylemiş, yalan yere yemin etmişlerse, hüküm veren hükmünde hata etmiştir denilemez.
- Haksız yollardan biriyle başkasının hakkını gasbeden ahirette cehennemi hak eder. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., H. No: 221)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Dünya neden aldatıcıdır?
- Baştan ayağa testere ile kesilmişler mi?
- Ölmeyi istemek günah mı?
- Hayber nasıl fethedildi?
- Bir yıl on iki aydır, hadisini açıklar mısınız?
- Yapmadıklarını söyleyen kimseler... hadisini açıklar mısınız?
- İyilik sadece insanlara mı yapılır?
- Çocuğun ölümünü kocasından gizlemiş mi?
- Kişinin diktiği ağacın meyvesi sadaka mı?
- Peygamber'in ibadetlerini azımsayanlar var mıydı?