Nikahtan sonra mehir değiştirmek olur mu?

Tarih: 30.12.2024 - 22:49 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Dini nikahımız kıyıldığında mehir konuşulduğunda bana sorulmadı ne istediğim. Eltimin mehiri ile kıyaslanarak 500g altın denildi kabul etmem gerekti. Maalesef din ile kültür karışınca ortaya böyle bir şey çıktı.
- Sonradan eşim ile anlaşıp değiştirebiliyor muyuz? Daha fazla veya daha az yapabilir miyiz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Mehir kadının hakkıdır, belirlenmiş bir mehir eğer henüz verilmemişse kadının kocasından alacağıdır, kocanın da karısına borcudur.

Kadın bu hakkından tamamen veya kısmen vazgeçme hakkına sahip olduğu gibi, koca da mehiri artırabilir, ama karısının rızası olmadan asla azaltamaz.

Bu kurala göre kadın kendi rızasıyla belirlenen mehiri azaltabilir, koca da kendir rızasıyla bunu artırabilir.

Kuran-ı Kerîm’de kendileriyle evlenilen kadınlara mehirlerinin verilmesi gerektiği belirtilmiş(1), hadislerde de mehirle ilgili fıkhî hükümlerin ayrıntıları yer almış, ayrıca evlenmeyi zorlaştıracak tarzda mehir miktarında aşırıya kaçılmaması öğütlenmiştir.(2)

İslam hukukunda nikâh kıyılması esnasında genelde taraflar kadına ödenecek mehrin miktarı ve ödeme şekli hususunda anlaşırlar; bu anlaşma nikâh akdinin yazı ile tespit edildiği durumlarda nikâh belgesinde de yer alır.

Kitap ve sünnette mehir ödemenin gerekliliği üzerinde durulmasına rağmen mehir hukukçuların çoğuna göre evliliğin şartlarından değil sonuçlarından biridir. Bu sebeple nikâh esnasında mehir belirtilmemiş, hatta verilmeyeceği şart koşulmuş bile olsa evlilik geçerlidir.

Kuran-ı Kerîm’de mehir belirlemeden evlenen çiftlerin boşanmaları hâlinin düzenlenmesi(3) mehir belirlenmeyen evliliklerin geçerli olduğunu göstermektedir. Bu durumda önceden kararlaştırılmış bir mehir (mehr-i müsemma) olmadığından benzer şart ve konumdaki kadınlara ödenen miktar (mehr-i misil) esas alınır. Belirlenen mehrin bir sebeple geçersiz olması hâlinde de misil mehir ödenir.

Mehrin, evliliğin sonuçlarından biri olarak düzenlenmesi nikâh akdinin bir satım akdi, mehrin de satış bedeli olarak görülmediğinin açık göstergesidir. Çünkü nikâh akdi bir satım akdi olarak görülmüş olsaydı mehir miktarının belirlenmesi akdin temel şartlarından biri olur ve belirlenmemesi durumu akdin geçerliliğini etkilerdi.

Nitekim satım akdinde semenin tespit edilmemesi akdin geçerli olarak doğmasını engeller. Kadınlara mehirlerinin verilmesini öngören ayet de(4) mehrin -bir yönüyle- bir bağış ve hediye olarak verilmesinden bahseder.

Mehir için Hanefîler 10, Malikiler 3 dirhem kadar gümüş değerini alt sınır kabul etmişlerdir; Şafiî ve Hanbeliler’de ise bir alt sınır belirlenmemiştir.

Evliliği kolaylaştırmak için mehrin çok yüksek olarak tespiti tavsiye edilmemişse de mehir için bir üst sınır da öngörülmüş değildir. Hz. Ömer’in (ra) bir üst sınır getirme yolundaki teşebbüsü Kureyşli bir hanımın,

“Eğer bir kadını bırakıp yerine başka bir kadın almak isterseniz ne kadar çok olursa olsun birincisine verdiğiniz hiçbir şeyi geri almayın.”(5)

mealindeki ayeti delil göstererek miktar sınırlamasına itiraz etmesi üzerine sonuçsuz kalmıştır. Bu sebeple;

- Mehrin tamamı nikâh anında ödenebileceği gibi tamamının veya bir kısmının ödenmesi daha sonraya da bırakılabilir. Bir kısmının peşin (mehr-i muaccel), kalanının daha sonra (mehr-i müeccel) ödenmesi genel bir uygulama gibi görünmektedir.

- Mehir bütünüyle kadının malıdır, onda dilediği gibi tasarruf edebilir.

Kaynaklar:

1) Bakara 2/236-237; Nisâ 4/4, 24, 25; Mâide 5/5.
2) Miftâḥu künûzi’s-sünne, nikâḥ md.
3) Bakara 2/236.
4) Nisâ 4/4.
5) Nisâ 4/20.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 69
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun