Hz. Ömer yere asasıyla vurmuş deprem son bulmuş, bu doğru mu?
1. Hz. Ömer (r.a) zamanında deprem olmuş ve Hz. Ömer yere asasıyla vurmuş deprem son bulmuş, bu doğru mu?
2. Yine Hz. Ömer’in yazdığı mektubun Nil Nehrine atıldığı ve suyun taştığı söylenir.
- Bu rivayetler kaynaklarda geçer mi, bunları nasıl değerlendirmek gerekir?
Değerli kardeşimiz,
1. Deprem Olayı
İlgili rivayet şöyledir:
Medine'de bir deprem olmuştu. Hz. Ömer kamçısını yere vurup, "Allah'ın izniyle dur!" dedi. O da durdu. Ve artık, bundan sonra Medine'de zelzele görülmedi. (Razi, Mefatih, Kehf suresi 19. Ayetin tefsiri)
Bu rivayetin sıhhati konusunda bir bilgi bulamadık.
2. Nil Nehri Olayı
Bu olayın sıhhati tartışılmakla beraber şöyle nakledilir:
Rivayet edildiğine göre Mısır'daki Nil Nehri, Cahiliye çağında, her yıl bir defa akmaz ve dururmuş. Derken ona, güzel bir kız kurban ederlermiş. İslamiyet gelince, Amr İbnu'l-As, bu hadiseyi Hz. Ömer'e bildirdi. Bunun üzerine Hz. Ömer de bir “Ey Nil, eğer Allah'ın emri ile akacaksan, ak! Yok eğer, kendi buyruğunla akacaksan, bizim sana ihtiyacımız yok." şeklinde bir mektup yazar. Bu mektup suya atılır ve Nil nehri daha ilk gece dolup taşarak toprağı bereketlendirdiğine oradakiler hep beraber şahit olurlar. (Razi, Mefatih, Kehf suresi 19. Ayetin tefsiri)
Kur'an-ı Kerim’de anlatılan Zekeriya aleyhisselamın Hz. Meryem’in yanına her gidişinde çeşit çeşit meyveler (kışın yaz ve yazın da kış meyveleri) görmesi (Al-i İmran, 3/37) ve Hızır kıssası (Hz. Musa ile yolculuk esnasında Hızır önce gemiyi delmiş, sonra çocuğu öldürmüş en sonunda da kendilerini misafir etmeyen ahalinin yıkılacak duvarını düzeltmişti) (Kehf, 18/60,82) gibi olaylar, kerametin hak olduğuna delil gösterilir.
Ayrıca;
- Benî İsrail’den Cüreyc adlı bir velinin işaretiyle beşikteki çocuğun konuşması, (bk. Buhari, Enbiya. 48; Müslim, Birr, 8)
- Hz. Ebu Bekir’in üç kişi için hazırladığı yemeğin bereketlenmesi ve artması, (bk. Buhari, Edeb, 88; Müslim, Eşribe, 176)
- Hz. Ömer’in, Nihavend’de savaşan ve düşman tarafından kuşatılan Sariye isimli kumandanına Medine’den seslenerek “Dağa çekil, dağa!” diye sesini duyurması da (bk. Acluni, Keşfu’l-Hafa, 2/532)
keramet olarak kabul edilmektedir.
İslam’da keramet hak olarak kabul edilmiş, fakat önemi fazla abartılmamıştır. Çünkü esas olan istikamettir. Bu sebepten istikamet daima kerametten üstün tutulmuştur.
Nitekim, Sehl b. Abdullah b. et- Tüsterî, “En büyük keramet, kötü bir huyu iyi bir huyla değiştirebilmektir.” demiştir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Evliyanın keramet göstermesini ayet ve hadislerle açıklar mısınız ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Veli insanlar kimlerdir?
- Hz. Musa ile Nil nehrini geçen İsrailoğullarının on iki kabileden oluştukları ve on iki farklı koldan Nil'den çıktıkları doğru mudur?
- KERÂMET
- Hz. Hızır hakkında bilgi verir misiniz?
- İstidrac ve keramet nedir?
- KEHF SURESİ
- Kur'an'da tekrar edilen Hz. Musa ve Hz. Hızır hadisesi nedir?
- Bulutları taşıyan hava mı rüzgar mı?
- Hz. Ömer, Medine'den çok uzaklarda, İran'da olan askerlerini gördüğü halde, hemen yanındaki katilini neden göremedi?
- Neden ayrı ayrı sure isimleri var ve bu sure isimleri neyi ifade ediyor?