Kadir Gecesi'nin 27. gece olduğu hakkında rivayetin sıhhati nedir?

Tarih: 29.06.2017 - 00:20 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bize Muhammed b. Hatim ile İfani Ebî Ömer ikisi bir­den İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni Hatim (Dedi ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Abde ile Âsim b. Ebun-Necûd'dan naklen rivayet etti. Onlar da Zır b. Hubeyş'i şöyle derken işitmişler:
«Übeyyu'bnü Ka'b (Radiyallahû anh)'a sordum, dedim ki: Kardeşin İbni Mes'ûd: Kim bir yıl ibadetle kaaim dursa, Kadir Gecesine rastlar, diyor. Übey (Radiyallahû anh), o insanların buna güvenmemelerini kastetmiştir. Yoksa kendisi bu gecenin Ramazan'da olduğuna, Ramazan'ın da son on gecesinde, o gecenin de yirmi yedinci gece olduğunu pek âlâ bilir, dedi. Sonra bu ge­cenin yirmi yedinci gece olduğuna istisnasız yemin etti.
Ben: Bunu neye istinaden söylüyorsun ya Ebe'l-Münzir, dedim. Übey (Radiyallahû adh): Alametine, yahut Resûlüllah (Satlallahü Aleyhi ve Sellem)'in bize haber verdiği nişana istinaden söylüyorum. O gecenin sabahında güneş şuasız olarak doğarak çıkar, cevabını verdi. (Müslim, Oruc, Bab 40, Hadis no: 220, 762)

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu rivayet, sahihtir, ancak Hz. Übey’e ait bir kanaattir. Peygamber Efendimiz (asm)'in sözü değildir. (bk. Müslim, Salatu'l-musâfirîn 179, Sıyâm 219; Tirmizî, Savm 71, Tefsîr'us-sure 97/2; Ahmed b. Hanbel, I, 406, 457; V, 130-324)

Kur'an’da Kadir Gecesinin varlığı ve fazileti bizzat Allah tarafından beyan buyrulmuş, ancak bunun hangi gece olduğu bildirilmemiştir. hadis-i şeriflerde ise, kesin olarak belirtilmemekle birlikte, muhtemel bazı gecelere işaret edilmiştir.

Her ne kadar Ramazan ayının yirmi yedinci gecesinin Kadir Gecesi olabileceğine dair ümmetin genel bir kabul ve tercihi bulunmakta ise de bunun sadece ihtimallerden birisi olduğunu söyleyebiliriz.

İnsanların boşluk yaşamamaları ve bu gecenin varlığını unutmamaları, faziletlerle dolu bu geceyi öncesiyle ve sonrasıyla hatırlamaları için pek çok ihtimallerden birisi olan Ramazanın 27. gecesine değer atfedilmiş, geçmişten günümüze Kadir Gecesi olması ümidi ve telakkisiyle ihya edilmiştir.

Esasen Ramazan gecelerini ihya etmenin fazileti çok büyüktür. İhya edilen gece, Kadir Gecesi olmasa bile, her halükarda Ramazan gecesi ihya edilmekte ve katiyen boşa gitmemektedir.

Kadir Gecesi'nin alâmetleri hakkında ise gece gökyüzü şöyle olur yahut böyle olur şeklinde bazı haberler yer almaktadır. Ancak bu tür alâmetlerin her seneki Kadir Gecesi için geçerli olduğu söylenemez. Nitekim soruda da geçen rivayetle meseleyi tahlil edelim:

Tabiin ravilerinden Zir b. Hubeyş anlatıyor: "Ben, ashabdan Ubey b. Ka'b (r.a.)'a dedim ki: Bana Kadir Gecesinden bahseder misin? Zira sahabeden İbn Mes'ûd (r.a.)'a bu gecenin mahiyeti sorulduğun da 'Kim bir yılı ihya ederse ona rastlar.' diye cevap vermektedir."

Bunun üzerine Übey (r.a.) şöyle dedi:

"Allah, İbn Mes'ud'a rahmetiyle muamele buyursun, zira o, Kadir Gecesi'nin ramazan ayında bulunduğunu biliyordu. Muhakkak ki o (Kadir Gecesi) ramazandadır ve yirmi yedinci gecesindedir."

Muhaddislerden Müsedded, bu hususa şu yorumu getirmiştir:

"Öyle anlaşılıyor ki, İbn Mes'ud, halkın ibadet u taatte gevşemelerini istemediği için bütün senenin günlerini ihya etmeyi tavsiye etmektedir."

Zir b. Hubeyş sözünü şöyle sürdürür: Ben, Ubey b. Ka'b'a, "Peki bunu nasıl biliyorsun?" diye sordum. Ubey (r.a.), Resûlullah'ın bize bildirdiği alâmetle biliyorum, diye cevap verdi.

Bu rivayeti nakleden tebe-i tabiin ravisi Âsım, Zir b. Hubeyş'e bu alametin ne olduğunu sorar. O da şöyle cevap verir:

Bu gecenin sabahında güneş tas gibi doğar, yükselinceye kadar pırıltısı olmaz. (Müslim, Salatu'l-musâfirîn 179, Sıyâm 219; Tirmizî, Savm 71, Tefsîr'us-sure 97/2; Ahmed b. Hanbel, I, 406, 457; V, 130-324)

Kadir Gecesinin alametleriyle ilgili kaydedilen bu tür hususlar, bizzat merfu yani Peygamberimize ait olmayıp, mevkuf / sahabi ve maktu/tabiin rivayetleridir.

Öyle ki, bir defaya mahsus olarak Hz. Peygamber (asm)'in hayatında Kadir Gecesi yağmurlu geçmiştir. O gecenin sabahında güneş, puslu bir ufukta idi ve parlak vaziyette değildi. Ancak yükseldikten sonra parlaklığı belirgin hale gelmişti.

Dolayısıyla sonraki seneler için böyle bir alamet görülmediği gibi bu alametin sürekli olması da söz konusu değildir.

Kadir Gecesinin tespitiyle ilgili olarak Hz. Peygamber’in hadislerinde kesin ve net olarak hangi gece olduğu ifade edilmemekle birlikte Ramazan ayının bütününe veya bazı gecelerine özellikle de son on geceye, hatta bunlardan tek gecelere atıfta bulunulmuştur.

Kadir Gecesinin Gizlenmesindeki Hikmetler

Kadir Gecesinin gizlenmesinde pek çok hikmetler vardır. Bu hikmetlere geçmeden önce konuyla ilgili Enes b. Mâlik (r.a.)’ın Ubâde b. Sâmit (r.a.)’den naklettiği şu rivayeti kaydedelim:

“Rasûlullah (asm) bize Kadir Gecesini haber vermek üzere mescide çıkmıştı. Ancak mescidde iki şahıs tartışmaktaydı. Derken Rasûlullah (asm) onlarla meşgul oldu ve daha sonra bize şöyle buyurdu:

“Ben size Kadir Gecesini haber verecektim, ama bu iki şahsın tartışması sebebiyle bana o gecenin hangi gece olduğu unutturuldu. Umulur ki böylesi sizin için daha hayırlıdır. İyisi mi siz Kadir Gecesi'ni (Ramazanın son) dokuz, yedi ve beşinci gecelerinde arayınız.” (Buharî, Leyletu’l-Kadr 5)

Bu rivayette de görüldüğü üzere Cenabı Hak, bazı şeyleri bir takım hikmet ve maslahatlara binaen gizlemiştir. Bizim için sır olan bu şeylere bazen sürpriz mükâfatlar vaat etmiştir.

Nitekim Ramazan ayında Kadir Gecesini gizlediği gibi, Cuma gününde icabet saatini, beş vakit namaz içerisinde Salât-ı Vustâ’yı, yüzlerce ismi arasında İsm-i A’zamı gizlemiştir. Rızasını taat ve ibadetler içerisinde, gazabını haramlar ve isyanlar içerisinde, eceli de yaşanan bir ömür içerisinde saklamıştır.

Bunlar gizli kaldıkça sair efrad dahi kıymettar kalır, ehemmiyet verilir. İnsanlara net olarak bildirilmeyen bu gaybi hususlarda birçok hikmet ve maslahatlar bulunmaktadır.

Bununla beraber kullara düşen şey;
- İbâdet ve tâate ciddiyetle devam etmek,
- Allah’ın rızasını kazanma istikametinde azim ve sebat göstermek,
- Bir ömür boyu gaflete düşmeden sürekli teyakkuz halinde bulunmak,
- Yasaklardan mümkün olabildiğince kaçınmak,
- Salih amellere devam etmek,
- Yüksek fazilete ulaşmak,
- Neticede Allah’ın rıza ve rıdvanına nail olmak…
gibi hususlar bunlardan bazılarıdır.

Hadisin ifadesiyle:

“Allah katında salih amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı yapılandır.” (Buharî, Rikâk 18; Müslim, Salâtu’l-musâfirîn 216)

 Ramazan ayını oruç tutarak, namaz kılarak, Kur’an okuyarak, evrad ve ezkâra devam ederek dua ve ibadetlerle ihya eden kimse, salih amellerle manevi hayatını süslemektedir.

Bu ibadetlere bütün Ramazan boyunca devam eden ve din kardeşlerini duasına ortak eden kimse, Kadir Gecesinin bereketine nail olur. Bizzat Kadir Gecesini ihya edemese bile, ihya eden din kardeşlerinin duasına dâhil olduğu için o gecenin faziletinden hissedar olur.

Kadir Gecesinin kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir Gecesinin bildirilmesi halinde fertler, sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi.

Hâlbuki kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir Gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur.

Ayrıca Kadir Gecesinin bildirilmemesi yoluyla fertlerin bilerek ona saygısızlık göstermeleri veya tazimde aşırıya kaçmaları önlenmiş olur. (Fahreddin er-Râzî, Mefâtihu’l-gayb, Kadir Suresinin tefsiri)

Bu geceye ihtimam ve tazim gösteren müminler, Kadir Gecesinin hayır ve bereketine ermek için muhtemel geceleri ganimet bilip ihya etmeyi; dua ve niyazlarını umumîleştirerek bütün din kardeşlerini dualarına dâhil etmeyi yeğlemektedirler.

Sonuç:

Kaydedilen rivayetleri Buhari ve Müslim gibi en sahih kaynaklarda yer alan hadisler ışığında değerlendirecek olursak şu sonuca varabiliriz:

Ramazan ayının son on gecesine ve hususiyle tek gecelere işaret eden hadisler, sıhhat bakımından daha sahih rivayetlerdir.

Bu gecenin gizlenmesindeki hikmet ve maslahatlar da gözetilerek müminlerin Ramazan gecelerini bütünüyle ihya etmeleri, hiç olmazsa son on geceyi dolu dolu değerlendirmeleri ve böylece Kur’an’da haber verilen bin aydan -ki seksen üç sene dört ay yahut otuz bin gece demektir- daha hayırlı bir zaman dilimini kazanmaları mümkündür.

Esasen her hususta ümmetine örnek olduğu gibi, Kadir Gecesini değerlendirme konusunda da en güzel örneği Hz. Peygamber (asm) bizlere sunmaktadır. Nitekim o, ramazan ayının son on gününü ve gecesini itikâfta geçirmek suretiyle en isabetli yolu tutmaktadır. (bk. Buhari, İtikâf: 1; Müslim, İtikâf: 2)

Hz. Peygamber (asm), itikâfta bulunduğu süre içerisinde Allah’a ibadet u taatte bulunmakta, dua, tevbe ve istiğfar etmekte, evrad, ezkar, Kur’an tilaveti, namaz ve niyazlarla dopdolu bir kulluk yolunu temsil etmektedir.

Böylece hem Ramazan ayını dolu dolu geçirmekte hem de Kadir Gecesi olması muhtemel geceleri değerlendirmektedir. Yakınlarını uyandırmakta, ashabına ve dolayısıyla sonradan gelecek ümmetine de bilfiil örnek olmaktadır.(Detay için bk. Kadir PAKSOY, Rivayetler Işığında Kadir Gecesi, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl: 17, Sayı 27, Ocak–Haziran 2012)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun