Onları kendi hallerine bırak, ayetine göre, inkar edenlere İslamı anlatmaya gerek yok mu?
"Kendilerine bildirilen o hesap gününe kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak, batıllarına dalsınlar, varsın oyalansınlar."
- Kur'an'da, inanmayanlar, inkar edenler için böyle bir ayet var, "onları kendi hallerine bırakın" diyor. Ben youtubede inkar edenleri ikna etmek için uğraşıyordum ve sonradan bu ayeti gördüm, ikna etmek için çalışmak doğru mudur?
- Yorumlarında tartışıyoruz ateistler ile kafirler ile..
Değerli kardeşimiz,
“Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.” (Zuhruf, 43/83)
mealindeki ayette, Hz. Peygambere (asm) bir teselli, o kâfirlere büyük bir tehdit ve peygamberin tebliğden başka bir sorumluluğunun olmadığına bir ilandır.
Bu ayetin ifadesi, Hz. Peygamber (asm)'in o kâfirleri kendi hallerine bırakıp karışmaması; İslam’ı onlara anlatmaması, tebliğ görevi yapmaması anlamına gelmez. Bilakis, bu büyük bir tehdit ifadesidir. Allah’a çocuk isnat edenler karşısında Hz. Peygamber (asm) oldukça üzülmüştür. Allah da onun üzülmesine gerek olmadığı, o müfterilerin yakın bir zamanda hak ettikleri cezaya çarpılacaklarına dikkat çekmiştir. (krş. el-Meraği, ilgili yer)
Kur’an’da Hz. Peygamber (asm)'in tebliğle yükümlü olduğunu belirten ayetlerin şehadetiyle, bu ayetin maksadı, kâfirleri şiddetli tehdit etmek ve uyarmaktır.
“Resûlüm! (İnsanlara) öğüt ver / gerçeği öğret. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak kim yüz çevirir inkâr ederse, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.” (Ğaşiye, 88/21-26)
mealindeki ayetlerin ifadelerinden söylediğimiz hakikati anlamak mümkündür.
Sorudaki ayetin geçtiği surenin,
"Allah, Peygamber'in 'Ey Rabbim! Bunlar iman etmemekte direnen bir topluluk.' dediğini de biliyor. Onları bırak ve 'Sizinle kavgam yok.' de. Yakında bilecekler!" (Zuhruf, 43/88-89)
mealindeki son ayetleri, bütün tebliğciler için geçerli bir ilkeyi ifade etmektedir:
Tebliğcinin vazifesi bildirmektir; yapılacak her şey yapıldıktan sonra inkârda direnenler kendi hallerine bırakılır, insanları zorla imana getirmek için savaşılmaz, farklı inanç taşıyanlarla barış içinde yaşanır. Savaşın sebebi karşı tarafın hukuk tanımazlığıdır, insan hak ve hürriyetlerine saldırmalarıdır. Bunlar engellenir, hak ve özgürlükler kurtarılır, hür düşünceleri ve iradeleri ile inkârı seçenlerin gerçeği anlamaları ya zamana veya âhirete bırakılır.
İlave bilgi için tıklayınız:
-
-
-
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- “Çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hallerine bırak.” anlamındaki ayetten maksat kıyametin kopması mıdır?
- İncil'in tahrif süreci hakkında bilgi verir misiniz?
- Beni yarattığım kişiyle baş başa bırak.(Müddesir, 74/11) ayeti ne demektir, günümüze nasıl bakar?
- Mu'minun Suresi 23/53-54. ayetlerde tarif edilen "fırkalara ayrılan ve gaflet içinde olmasına rağmen doğru yolda olduğunu sanan ümmetlerden" olup olmadığımızı nasıl bileceğiz?
- Kim Rahman'ın zikrinden gafil olursa... ayetini nasıl anlamalıyız?
- Rad suresi, 33 ve 34. ayetlere göre sapan kişi ölünceye kadar iman edip kurtuluşa eremez mi?
- 17. Tefsir: Kadı Beyzâvî'den bir işârî tefsir örneği
- TEMETTU'
- İslam ile dalga geçenlere muhatap olmak lazım mı?
- Tevbe suresi 30. ayette geçen Yahudi ve Hristiyanların geçmişte sapmış kimselere benzeyerek Allah'a çocuk isnad etmelerini açıklar mısınız?