A'raf suresi 206. ayette geçen "ibadet etme konusunda kibirlenmek büyüklenmek" ne anlama gelmektedir?
Cevap
Değerli kardeşimiz,
Araf Suresi, 206. Ayet meali:
"Rabbinin katında bulunanlar bile O'na kulluk etmek hususunda kibre kapılmazlar, O'nu tesbih ederler ve yalnız O'na secde ederler."
Mekke müşrikleri Hz. Muhammed (asm)'in dinine uyarak Allah'a kulluk etmeyi ve özellikle Allah'ı tesbih edip O'nun huzurunda secdeye kapanmayı nefislerine yediremezler, kibirleri akıllarına galip gelirdi. Müfessirler çoğunlukla "Rabbinin katında bulunanlar" ifadesinde meleklerin kastedildiğini düşünürler. (Taberî, IX, 168.)
Şu halde Allah'a yakınlıkları, "Rabbinin katında bulunanlar." diye ifade edilecek kadar ileri derecede olan melekler bile kulluk etmekten geri durmayıp tesbih ve secde ederek kulluk faaliyetlerinde bulunduklarına göre her an günah işleme durumunda bulunan insanların ibadete daha çok ihtiyaçları bulunduğu açıktır.
Öte yandan bu âyet bize ibadetin, behîmî sınırları aşarak meleklerle ortak davranış düzeyine ulaşmış insanlara mahsus bir makamı ifade ettiğini göstermektedir. Nitekim burada meleklerin üç özelliği sıralanmaktadır:
İbadet, tesbih, secde. İbadet, kulun Allah'ı Rab tanıyıp O'nun huzurunda belli davranışlarla saygısını ifade etmesi; tesbih, O'nu her türlü eksiklikten tenzih edip yüceltmesi; secde ise herkese karşı dik tuttuğu başını sadece Allah'ın huzurunda eğmesi, yere koymasıdır.
Böylece A'râf sûresi, dolaylı bir ifade ile bize, Allah'a kulluğu en büyük şeref bilip dilimizle ve kalbimizle O'nu tesbih etmemizi, O'nun karşısında tam bir tevazu ile secdeye kapanmamızı; Allah'ın rızâsını nefsimizin isteklerinden üstün bilip O'nun İsteklerini nefsanî arzularımızdan daha önemli görmek suretiyle meleklere yaraşır bir kulluk şuuruna ve yaşayışına ulaşmamızı, diğer bir ifade ile yönümüzü insanlık düzeyinin aşağısına çevirerek sadece nefsimizin hayvanlarla ortak tarafını oluşturan arzu ve ihtiraslarını tatmin peşinde koşmak yerine, zihnimizi ve kalbimizi yukarılara çevirip Allah'a iman ve kulluk ederek meleklerle ortak çizgiyi paylaşmamızı telkin eden âyetle son bulmaktadır.
(bk. Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: II/515.)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Yazar:
Kategori:
Yorum yapmak için giriş yapın
veya kayıt
olun
BENZER SORULAR
- RAHMAN SURESİ
- Kur'an-ı Kerim'de sıkça geçen "Allah'ı tesbih et." ne demek; "Allah'ı tesbih etmek" fiili nasıl gerçekleştirilir?
- Müddessir suresi 30 ve 31. ayetleri açıklar mısınız?
- TESBİH
- OTUZ İKİ FARZ
- Bir insan Allah’a hakkıyla kul olabilir mi?
- MÜZZEMMİL SÜRESİ
- Vahy meleği Cebrail bir anda nasıl geliyor?
- Hûd suresinin 107 ve 108'inci ayetlerinde "ebedi kalacaklardır" ifadelerinden sonra "Ancak Rabbinin dilemesi başka." denilmesinin hikmeti nedir? Eğer Rabbimiz dilerse ebedi kalmamıza istisna tanıyabilecek midir?
- Mutlu olanlar ise cennettedirler. Senin Rabbinin dilemesi hariç gökler ve yer durdukça orada ebedî kalacaklardır... Hud suresi 108. ayeti açıklar mısınız?