Noterlerin, İslami ölçülere aykırı işlemlerden kazandıkları haram mıdır?
- Noterlerin, İslami ölçülere aykırı, bazı faiz içeren ve miras paylaşımına dayanan sözleşmeleri onaylamaları durumunda, kazandıkları paralar haram olur mu?
Değerli kardeşimiz,
Her hangi bir mesleği icra etmenin caiz olup olmaması, yapılan işlerin dine uygun olup olmamasına bağlıdır. Dinen meşru olan işlerin yapılmasına vesile olan meslekleri icra etmek caiz; dinen meşru olmayan işlerin yapılmasına vesile olan meslekleri icra etmek ise caiz değildir.
Bu itibarla, söz konusu işleri yapıp yapmamak kişinin kendisi tarafından değerlendirilmesi gereken bir durumdur.
Bildiğimiz kadarıyla, noter kendiliğinden bir hüküm ortaya koymuyor. Kendisine gelen konuların hükümlerinin -hukuk bakımından- doğru olup olmadıkları da sorulmuyor. Bu sebeple, noterin imzası veya tasdiki, mevcut olan evrak üzerindeki bilgilerin doğru olup olmadığının onaylanmasıdır. Bu açıdan bunun karşılığında alınan ücretin haram olduğunu söylemek -kanaatimizce- isabetli değildir. Çünkü noter ne bir yasama ne de bir yürütme organıdır. İcra-yı faaliyeti -iyi veya kötü- mevcut evrakın içeriğinin doğruluğunu tasdikten ibarettir. Bu işin ruhsat tarafıdır, takva tarafı şüpheli şeylerden uzak durmaktır.
Noterlik mesleğine gelince:
Umumi manada Müslümanlık, bütün prensipleri, emir ve yasaklarıyla noterin yapmış olduğu “tevsik” (vesikalandırma) işini yapmaktadır. Bu açıdan İslam'ın hakikaten yaşandığı dönemlerde, bu türlü kurumlara hiç ihtiyaç duyulmamıştır.
Kur’an, Bakara suresi 282. ayetinde -ki bu, Kur’an’ın en uzun ayetidir- borçlanmalarda borcun mutlaka kaydedilmesini, orada “katib–i adl”in bulunmasını, alışveriş yapanların okuma yazma bilmemesi durumunda velilerinin devreye girmesini, şahid tutulmasını... ve bir sonraki ayette de yolculuk esnasında yapılan akitlerde nelere dikkat edilmesi gerektiğini uzun uzadıya anlatmaktadır. (bk. Bakara, 2/282–283)
İslam'da teferruat denilebilecek hususların bile güvence altına alındığını bu ayetlerden görmek mümkündür. Bu ayette geçen adil katibi “katib–i adl”i ise, günümüzdeki notere benzetebiliriz. Yalnız günümüzde noter, şahıs vasıfları itibariyle mülhid, ateist, fasık, yalancı, rüşvetçi... olabilir. Fakat İslam’a göre böylesi bir vazifeyi üstlenen şahsın tek kelimeyle adil olması gerekir ki, adil olan kimse elbette yalandan, rüşvetten, küfürden uzak olacaktır.
Hasılı; noter müessesesinin İslami hükümlerle çatışan bir yanı yoktur. Fakat gerek noterin vasıflarının, gerekse yapılan işlerin İslam genel–geçer prensiplere uygun olması şarttır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Noterlerin, İslami ölçülere aykırı, bazı faiz içeren ve miras paylaşımına dayanan sözleşmeleri onaylamaları durumunda kazandıkları paralar haram olur mu?
- Bir muhasebeci, vergi kaçıran mükelleflere göz yummaktan ve onlara yardımcı olmaktan dolayı sorumlu olur mu?
- Bayanlar için kuaförlük mesleği günah mı?
- At yarışları caiz mi?
- Avukatlık, savcılık ve hakimlik mesleğini öğrenmek ve icra etmek caiz midir?
- Rabbimizin birçok sıfatı vardır, bu sıfatlar arasında bir zıtlık var mıdır?
- Allah'ın el-Adl ismi var mıdır? Böyle bir isim Kuran'da geçiyor mu?
- El- Adl
- Sofestailere, kainatı ve kendilerini yok sayanlara nasıl cevab verilmeli?
- Âhirette kâfirler direkt cehenneme mi gidecek, yoksa onlar da hesaba çekilecek mi?