Nurlu dolunay zamanında, niçin polisiye suçlar artış göstermektedir?
- Kur'an-ı Kerim'de nurlu olduğu ifade edilen dolunaylı gecelerde, insanların nurdan isfifade etmesi ve hayırların da buna paralel olarak çoğalması gerekmez miydi?
Değerli kardeşimiz,
Bu konuda aydınlatıcı birkaç noktaya parmak basmakta yarar vardır:
Evvela, mübarek bir yerde kötülüklerin olmayacağına dair bir ayet veya hadis yoktur. Bilakis realiteler mübarek yerlerde de kötülüklerin olabileceğini göstermektedir. Örneğin, Kur’an’da Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Kudüs, mübarek bir mekân olarak tanıtılmaktadır.(İsra, 17/1). Buna rağmen yıllardır Siyonistlerin Müslümanlara her türlü zulüm ve ezayı reva gördükleri bir işkence kampına dönmüştür.
Kur’an’da Ay, Güneş, yer, incir, zeytin gibi bir çok nesneye yemin edilmiştir. Bu yeminlerin ana hedefi, bu nesnelerin sanat ve taşıdıkları harika nizama işaret etmek, barındırdıkları faydalara vurgu yapmak ve böylece -tesadüflerin pençesine esir düşmüş olan- gafil insanların başını gafletten kaldırıp Allah’ın sonsuz ilim, hikmet ve kudretine bakmasını sağlamaya yöneliktir.
İkincisi, Ay için “nurlu” sözcüğünün kullanılması, onun mübarek bir mekân olduğu anlamına gelmez. Bilakis, bu sözcüğün kullanılması, Ay’da ışığın olmadığını, yansıttığı ışığını güneşten aldığını göstermek içindir. Çünkü Arapça’da “ziya” kelimesi ışığın kaynağı olan nesneler için; “Nur” sözcüğü ise -ışık kaynağı olmayan- ışığını başka kaynaktan alan nesneler için kullanılır. Bu gerçeğe işaret etmek içindir ki, Kur’an’da prensip olarak Güneş için “ziya” ve türevleri kullanılırken, Ay için “nur” ve türevleri kullanılır. İlmin daha birkaç yıl önce keşfettiği bu gerçeğin on dört asır önce Kur’an’da yer alması şüphesiz bir ilmî i’caz parıltısıdır.
Ayın, belli periyotlarında denizler üzerinde med-cezir olayına sebebiyet verdiği gibi, insanların hissiyat denizleri üzerinde de “gel-git”lere sebebiyet vermesi ihtimal dahilindedir. Bu bir imtihan sırrı ve her zaman diliminde insanların daha dikkatli olmalarını sağlamaya yönelik bir med-cezir olayı olabilir.
İmam Ahmed, Tirmizî, Hakim ve daha başkaları Hz. Aişe (ra)'den şöyle rivayet etmişlerdir: Demiştir ki: Bir gün Resulullah (s.a.v.) Ay'a baktı da:
"Ey Âişe! Bunun şerrinden Allah'a sığın çünkü bu, o karanlığı çöktüğü zaman şerrinden korunması gereken nesnedir."
buyurdu. Tirmizî demiştir ki, bu hadis, hasen sahihtir.(bk. İbn Kesir, Felek,113/3. ayetin tefsiri).
Tefsirlerde genel olarak bu ayette yer alan “Çöktüğü zaman karanlığın” mealindeki ifade şu farklı yorumlara sahne olmuştur: “gelip çattığı zaman göz perdelenmesinin”, “tutulduğu zaman Ay'ın”, “battığı zaman Güneş'in”, “taştığı zaman şehvetin”, “soktuğu zaman yılanın”, “ümit kırdığı zaman musibetin şerrinden!” (bk.Taberî, Razî, İbn Kesir, Alusî, ilgili ayetin tefsiri).
Razî, ilgili hadiste geçen ifadeleri göz önünde bulundurarak ayette geçen “Gasık” ifadesini ayın bir ışık kaynağı olmadığına işaret ettiğini de belirtmiştir.(Razî, ilgili ayetin tefsiri).
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- MÜSÂFİR
- Hz. Âdem'e isimlerin öğretilmesini nasıl anlamalıyız?
- "Bildikleriyle amel edene bilmedikleri öğretilir." hadisine dayanarak, çok ilim öğrenmek yerine çok amel edilmesi gerektiğini söyleyenler var. Çok amel etmek, çok ilim yapmaktan üstün müdür?
- Kim muharrem ayının birinci gününde, her birinde besmele çekerek 1000 ihlas okursa Allah'ın huzuruna kul hakkı ile gitmeyecektir, deniliyor. Bu söz doğru mudur?
- Bir tartışma gördüm, Tanrı mı insanı yarattı insan mı Tanrı'yı?
- Akil baliğ / ergen olan çocukların bakımı, nafakası kime aittir?
- İbadet için kurulan ilk ev Kâbe olduğuna göre, İslam'ın ilk zamanlarında Mescid-i Aksa neden kıble olmuştur?
- Bazı alimlerin, on iki melek on iki burca hükmeder, sözü ne demektir?
- Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in şahsiyeti hakkında neler söyleyebilirsiniz?
- Allah kullarını niçin seviyor?