Kur'an-ı Kerim'de recm ayeti var mı? Recm ayeti ile ilgili bilgi verir misiniz?
Değerli kardeşimiz,
Kur'an ayetlerinde her hangi bir eksiklik veya fazlalık yoktur. Peygamberimize (asm) gelen her emir ve yasak, Allah'ın vahiyle bildirmesi sonucu oluyordu. Ancak bu emir ve yasakların bir kısmı sadece mana olarak geliyordu. Peygamber Efendimiz (asm) de onları ümmetine anlatıyordu. Diğerleri ise hem mana hem de lafız olarak geliyor ve Peygamber Efendimizin (asm) onlara hiç bir katkısı olmadan olduğu gibi kalıyordu. İşte bunlar Kur'an ayetleridir. Manası Allah'tan olup da anlamı Peygamber Efendimize (asm) ait olanalar veya Kur'an ayeti olmayan vahiyler ise Kur'an'a girmiyordu. Okunan bir Kur'an ayeti olmadığı için Kur'an'a girmeyen ayetler vardı. İşte "Recim"le ilgili olan vahiy de bunlardan biridir. Bu nedenle bu ayetin hükmüyle amel ediliyor. Ancak Okunan Kur'an ayeti olmadığı için de Kur'an da yoktur. Yani hükmüyle amel ediliyor.
İmam Şafii, meşhur eseri el-Ümm'de şunları kaydeder:
"Peygamber'in farz kıldığı her şey vahiy ile olmuştur. Bir okunan vahiy (vahy-i metluv) vardır, bir de doğrudan Hz. Peygamber'e vahyedilen ve Hz. Peygamber'in sünnet kıldıkları vardır."
Şafii, bu ikinci çeşit vahyin, ister bazılarının dediği gibi Cebrail (as) tarafından Hz. Peygamber (asm)'in kalbine ilka edilen bir bilgi olsun, isterse insanları doğru yola iletmesi için bizzat Allah'ın kendisine bildirdiği bir bilgi olsun, herkesi bağlayıcı olduğunu söylemektedir.
Şafii, bu yaklaşımı aynı kitabın bir başka yerinde şöyle ifade eder:
"Peygamber, Allah'ın emri olmadan hiçbir konuda hüküm vermemiştir. Allah'ın, Peygamberine gönderdiği emirler iki kısımdır: Biri, bizzat Allah'ın insanlara tebliğ edilmek üzere inzal ettiği vahiy; diğeri de Allah'tan "şu işi şöyle yap" diye bir mesaj gelir, o da onu yerine getirir."
Şafii, bu yaklaşımını delillendirmek için,
"(Ey Peygamber hanımları) oturun da evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti zikredin." (Ahzab, 33/34)
âyetini anarak, vahyin ikinci kısmını "hikmet"le açıklar. Şafii bir başka yerde de şöyle demektedir:
"Bazı âlimlere göre, Hz. Peygamber'in sünnetinin tümü onun kalbine ilka olunmuştur ve onun sünneti de hikmetin ta kendisidir."
Konuyla ilgili İsmail L. Çakan'ın değerlendirmesi ise şöyledir:
"Kur'an-ı Kerim, hem lafzı hem de manasıyla vahiy olduğu için ona vahy-i metluv (okunan vahiy) denilmektedir. Sünnet ise, vahyin bir çeşit meal ve mefhumu olduğundan dolaylı vahiydir. Fakat lafız olarak vahiy niteliğine sahip değildir. Bu sebeple de ona vahy-i gayr-i metluv denilmektedir."
"Hz. Peygamber, vahiy, üstün beşerî akıl ve nebevî akıl ya da peygamberlik birikimi (meleke-i nübüvvet) denilen üçlü bir yolla ilim elde etme imkânına sahiptir. Vahiy gibi, diğer insanların ulaşması mümkün olmayan bir bilgi kaynağıyla uzun süre temasta bulunan beşerî aklın en üst seviyesine sahip bulunan Hz. Peygamber'de, meleke-i nübüvvet denilen bir peygamberane ictihad kabiliyet ve birikiminin oluşacağı muhakkaktır. Bu meleke sayesinde de Hz. Peygamber (asm), başkalarının intikal edemediği bir takım İlâhî gerçekleri kavrayıp en uygun ifade ve uygulamalarla insanlara anlatır. Sünnetin bilhassa Kur'an'ı ve Allah'ın muradını anlayıp, tefsir etmede ve uygulamada, kendisine uyulması kesin olan ve başkaları açısından ulaşılamaz boyutu, işte buradan kaynaklanmaktadır."
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kuran-ı Kerim'de recm cezası var mıdır?
- Kadınların bisiklet ve motorsiklete binmesi caiz mi?
- Vahy-i gayr-i metluv nedir?
- Hadis-i kutsi ile Kur'an-ı Kerim ayetlerinin arasında fark nedir; önem derecesi bakımından hangisi daha önemlidir?
- VAHY
- Alak suresinden sonra hangi ayetler inmiştir?
- Sünnetin bağlayıcılığı, örnek alınması ve kaynağının vahiy olup olmadığı konusunda bilgi verir misiniz?
- Cevşen'in Peygamber Efendimiz'e Cebrail tarafından vahiy ile getirdiği rivayeti var. Melek vasıtası ile gelen vahiyler Kur'an'a dahil olmaz mı?
- 1400 sene öncesinden hadisler nasıl geldi?
- Peygamberimize vahiy nasıl geliyordu?