Maliki mezhebinde hayızlı bir kadın, eğitim öğretim gibi bir mazeret olmadan da Kur'an'ı eline alıp okuyabilir mi?

Tarih: 25.10.2013 - 00:32 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Maliki mezhebinde hayızlının Mushafa dokunabilmesi için öğrenme / öğretme gibi bir nedenin, geçerli bir mazeretin olması şart mıdır?

- Bu nedenler veya başka benzer bir neden olmadan, yalnızca, "okumak istediği" için dokunması caiz olmaz mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre, cünüp ve hayız halindeki kimselerin Mushaf’a dokunmaları caiz değildir. Bu konuda genel olarak

“O, elbette değerli bir Kur’an’dır. Korunmuş bir kitaptadır. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. Alemlerin Rabb’inden indirilmedir.” (Vakıa, 56/77-80)

ayetleri ile aşağıda zikredilecek olan hadisleri delil olarak kullanmışlardır. [Aliyyü’l-Kari, Fethu Babi’l-İnaye, I, 125; Maverdi, el-Havi’l-Kebir, I, 384; Rafii, el-Aziz Şerhu’l-Veciz, I, 293; İbn Kudame, el-Muğni (eş-Şerhu’l-Kebir ile birlikte) I, 418; İbn Kudame el-Makdisi, el-Kafi, I, 72].

Bu görüşe göre ayetlerde geçen Kur’an, yeryüzüne vahyedilip kayda geçirilen mushafı; “tertemiz olanlar” ise abdestsizlik ve cünüplükten uzak olan insanları ifade emektedir. Buna göre abdestsiz ve cünüp olan kimselerin mushafa el sürmeleri caiz olmaz. Aynı şekilde cünüp ve hayız ya da nifaslı olanların Kur’an’ı dokunmadan da olsa okumaları caiz değildir.

Çünkü Hz. Ali’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 “Rasulüllah’ı Kur’an okumaktan cünüplük hali dışında hiçbir şey alıkoymazdı.” (Ebu Davud, Taharet, 92; Nesai, Taharet, 171; İbn Mace, Taharet ve Sünenüha, 105; İbn Huzeyme, Sahih, Vudu’, I, 104; Beyhaki, Sünen, Taharet, 98).

Farklı bir lafızla gelen rivayete göre ise, Hz. Ali,

“Rasulüllah cünüp olmadıkça bize Kur’an okurdu.” (Tirmizi, Ebvabü’t-Tahare, 111)

demiştir. Ancak belirtmek gerekir ki, her ne kadar yukarıda zikredilen ayetlerde Kur’an’a temiz olanlardan başkasının dokunmadığı / dokunmayacağı ifade edilmekte ise de ayetlerde geçen “Kur’an” ve “mutahharun” (tertemiz olanlar) ifadelerinin taşıdığı anlamlar üzerinde farklı görüşler ileri sürülmüştür.

Nitekim bu kelimelerden “Kur’an”ın, onun, levh-i mahfuzda yer alan aslı, “tertemiz olanlar”ın da melekler olması ihtimali vardır. Hatta bu ihtimal daha kuvvetli görülmüştür (Cassas, Ahkamu’l-Kur’an, V, 300; Kurtubi, el-Cami li Ahkami’l-Kur’an, XVII, 193).

Buna göre ayetin hükmü insanlarla ilgili değildir. Yukarıda zikredilen görüş ayrılığı da göstermektedir ki, ayetlerin ifade ettiği mana yoruma açıktır. Bu sebeple de ayetler, cünüp ve hayızlının Kur’an’a dokunmasının haram olduğu konusunda kesin bir delil teşkil etmemektedir.

Bununla birlikte ayetin, işaret yolu ile haramlık hükmünü getirdiği de ifade edilmiştir:

“Madem ki Kur’an’ın levh-i mahfuzdaki sayfalarına sadece temiz olanlar dokunabiliyor, insanların elindeki Kur’an sahifelerine de ancak temiz olanlar dokunabilir.”

Bununla birlikte, bu konudaki hükmün ortaya çıkarılması için, yukarıdaki ayetlere getirilen yorumlardan birini tercihe gerek bırakmayan ve dört mezhep tarafından delil olarak kullanılan rivayetler de vardır:

“Cünüp ve hayızlı kimse Mushaf’tan hiçbir şeye dokunamaz.” (Tirmizi, Taharet, 98; İbn Mace, Taharet ve Sünenüha, 105; Beyhaki, es-Sünen, Taharet, 99);

anlamındaki hadis-i şerif ile Amr b. Hazm’a yazdığı mektuptaki "Kur’an’a temiz olandan başkası dokunmasın" buyruğu (Muvatta’, Kur’an, 1), cünüp olan erkek ve kadın ile adetli kadının Kur’an’a dokunamayacaklarını açıkça ortaya koymaktadır.

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşıldığına göre abdestsiz, cünüp, hayızlı ve nifas halinde olanların Kur'an’a dokunmaları caiz değildir.

Ancak Maliki mezhebine göre, adetli kadın eğitim öğretim amacıyla mushafa dokunabilir, Kur’an-ı Kerim’i okuyabilir. (Ezheri, Cevahiru’l-İklil Şerhu Muhtasarı Halil, I, 32; Muhammed Uleyş, Şerhu Minahi’l-Celil, I, 104)

Dolayısıyla günümüzde Kur’an eğitim ve öğretiminin aksamadan devam edebilmesi için, Maliki mezhebinin bu görüşüyle amel edilebilir.

Bununla birlikte Kur’an eğitim ve öğretiminin çok değişik yol ve yöntemleri olduğu için, bu dönemlerindeki hanımların okuyan kimselere kulak vererek ya da cd, dvd veya kasetten dinleyerek kulak eğitimi almaları ve ayetleri kelime kelime bölerek tashih-i hurufa ağırlık vermeleri de uygulanabilecek bir başka yöntemdir. Bu yol, mümükün olursa ihtilaftan kaçınmak açısından daha ihtiyatlı olabilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun