Mi'râc mucizesi

Aziz ve muhterem Müslümanlar!

Receb-i Şerîf ayının 27. gecesi Mi'râc Gecesi'dir. Mi'râc, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz'in gecenin bir ânında Mekke-i Mükerreme'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya, oradan da göklere seyahat ettirildiği mübarek bir gecenin adıdır.

Cenab-ı Hak ve Kâdir-i Mutlak Kur'ân-ı Kerîm'de, "Kulu Muhammedi bir gece Mescid-i Haram'dan kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Doğrusu o, işitir ve görür" (İsrâ, 1) buyurmuştur.

Yâni bir kulunu ve Resûl'ünü huzuruna davet edip bir vazifeyle görevlendirmek için Mescid-i Haram'dan bütün peygamberlerin toplandığı yer olan Mescid-i Aksâ'ya götürüp enbiyalarla görüştürerek bütün enbiyaların usûl-i dinlerine vâris-i mutlak olduğunu gösterdikten sonra tâ Sidretü'l-Müntehâ'ya, tâ Kâb-ı Kavseyn'e kadar mülk ve melekûtunda gezdirdi. Gördüğümüz ve görmeden îman ettiğimiz dünya ve âhiret âlemlerini gösterdi.

Resûki Ekrem ve Nebiyyi Muhterem (sav) Efendimiz'in hayatı içinde Mi'rac'ın yeri çok mühimdir. O büyük Mi'râc yalnız Allah'ın Sevgili Resûlü'ne mahsustur. Başka hiçbir kimseye verilmeyen İlahî bir ihsandır. Resûl-i Zîşan Efendimiz için pek büyük şan ve şereflerle dolu olan Mi'râc mucizesi biz Müslümanlar için de İlahî rahmetler, lütuflar ve hediyelerle doludur.

Mi'râc mucizesinin biz Müslümanlar için en mühim meyvelerinden birisi, dinimizin direği, kalbimizin gıdası, ruhumuzun âb-ı hayatı olan namazdır. Namaz bir Mi'râc hediyesidir, rahmet çeşmesidir. Hadisin ifadesiyle, "Namaz dinin direğidir, mü'minin Mi'râc'ıdır."

Nasıl ki Sevgili Peygamberimiz (sav) Mi'râc'da vasıtalardan, perdelerden arınmış olarak, mekândan münezzeh olan Mevlâ'sıyla perdesiz görüştüyse, mü'min de namazda vasıtasız olarak doğrudan doğruya Rabbinin huzuruna çıkar.

"İyyâke na'büdü ve iyyâke neste'în!" Yâni: "Sadece Sana kulluk ederiz ve sadece Senden yardım isteriz!" demek fırsatını bulur.

Eğer bir mü'min günde beş vakit namazım dikkatle, tâdil-i erkânına riâyet ederek, huşu içerisinde kılacak olursa o namaz onun için bir Mi'râc olur. Kul namazla Hakk'a yol bulur. Kalbi kuvvetlendiren, kabri nurlandıran, mahkeme-i kübrada, mahşer gününde senet ve berat olan, Sırat Köprüsü'nde nur ve burak olacak olan namaz, Allah Resûlü'nün ümmetine getirdiği en büyük hediyedir.

Aziz Müslümanlar! Böyle müstesna bir gece vesilesiyle Kâinatın Efendisi, Ebedî Rehberimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Efendimiz'e vahyedilen, insanlığı iki dünyada da mes'ûd edecek olan prensiplere bakalım. Bakmaya, görmeye mecburuz ve muhtacız!

Kur'ân-ı Kerîm'de, "Feevhâ ilâ 'abdihî mâ evhâ!" (Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti!) buyurulmuştur. Bu vahyedilen hakikatlan şöylece özetleyebiliriz: "Allah'a ortak koşulmayacak! Yalnız O'na kulluk edilecek ve yalnız O'ndan yardım istenecektir. Ana-babaya hürmet edilecek, onların duaları alınacaktır. Zinaya yaklaşılmayacaktır! Haksız olarak kimsenin canına kıyılmayacaktır! Yetimlere iyi muamele edilecektir! Ölçü ve tartıda doğruluk üzere olunacaktır! Bilmediğimiz birşeyin ardından körükörüne gidilmeyecek şuurlu hareket edilecektir! Yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürünmeyecektir!"

Bu saydığımız prensipler hiç şüphe yok ki, bir toplum için gerekli bütün ahlâk ve fazilet esaslarını ihtiva etmektedir.

İşte Mi'râc Gecesi böylesine mübarek bir gecedir. Bu geceyi ihya ederken, bu gecede vahyedilen emirlere ve yasaklara kulak vermeliyiz! Yalnız Allah'a kulluk etmeli, O'na hiçbirşeyi ortak koşmamalıyız! Allah her günahı affeder fakat şirki affetmez!

Muhterem mü'minler!

Mi'râc Gecesi ulvî bir gecedir. O halde bu mübarek geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli; ibadetle, Allah'a şükran borçlarımızı ödemeliyiz! Namaz kılmalı, Kur'ân okumalı ve Allah'tan af ve mağfiret dilemeliyiz! Çoluk çocuğumuza bu gecenin mânâ ve ehemmiyetini öğretmeliyiz! Çevremizdeki yoksullara ve kimsesiz çocuklara yardım ellerimizi uzatmalıyız! Anamızı, babamızı ve büyüklerimizi ziyaret edip ellerini öpmeli ve dualarını almalıyız! Ebediyete intikal etmiş olanlarımızı, kabir âleminde yolumuzu gözleyenleri rahmetle anarak ruhlarını şâdetmeliyiz! Dostlarımızla tebrikleşmeli, sevgi ve saygı duygularımızı perçinlemeliyiz!

Aziz mü'minler! Böyle mübarek geceleri fırsat bilmeli, bu müstesna zamanlarda Allah'a daha yakın olmaya çalışmalıyız! Unutmamalıyız ki, Allah'a yakınlık O'nun emirlerini yerine getirip yasakladığı şeylerden kaçınmakla mümkündür.

Kalbimizi ve aklımızı nurlandıran Mi'râc geceniz mübarek olsun.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun