Kabir azabı ruha mı yoksa bedene mi uygulanır?
- Ölen insanın mezara koyulan cesedi de kabir azabından etkilenir mi?
- Öldükten sonra cesed toprağa konulup üzeri kapatıldığı vakit ruhun bedene geri döndüğü söyleniyor...
Değerli kardeşimiz,
Ölüm yokluk değildir. Daha güzel bir alemin kapısıdır. Nasıl ki, toprak altına giren bir çekirdek, görünüşte ölüyor, çürüyor ve yok oluyor. Fakat gerçekte daha güzel bir hayata geçiş yapıyor. Çekirdek hayatından ağaçlık hayatına geçiyor.
Aynen bunun gibi, ölen bir insan da görünüşte toprağa giriyor, çürüyor ama geçekte berzah ve kabir aleminde daha mükemmel bir hayata kavuşuyor.
Beden ile ruh, ampul ile elektrik gibidir. Ampul kırılınca elektrik yok olmuyor ve var olmaya devam ediyor. Biz onu görmesek de inanıyoruz ki, elektrik hala mevcuttur. Aynen bunun gibi, insan ölmekle ruh vücuttan çıkıyor. Fakat var olmaya devam ediyor. Cenab-ı Allah ruha münasip daha güzel bir elbise/misali bir ceset, latif bir gılaf giydirerek, kabir aleminde yaşamını devam ettiriyor. Ruh, mükafatı veya cezayı bu yeni giydiği elbise ile görecektir.
Ruh bedenden ayrıldıktan sonra çıplak kalır; ama kendine has duygulardan murassa latif bir bedeni olmakla beraber hadislerin rivayetinde melekler onu nurdan ve zulmetten elbiselere saracakları da ifadesini bulmaktadır. Ruhun duygularla murassa latif bir bedeni olduğu için cesedi takip eder, kabre konan bedenini görür ve kabre gelenlerin ayak seslerini işitir. (bk. Müslim, Cennet, 17)
Bu sebeple Peygamberimiz (asm), "Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur." buyurarak, kabir hayatının varlığını ve nasıl olacağını bize haber veriyor.
İmanlı bir insan iyileşmeyen bir hastalıktan ölürse şehittir. Böyle şehitlere manevi şehit diyoruz. Şehitler ise kabir hayatında serbest dolaşırlar. Kendilerinin öldüğünü bilmezler. Sanki yaşadıklarını zannederler. Sadece daha mükemmel bir hayat yaşadıklarını bilirler. Peygamberimiz (asm), "Şehit ölüm acısını hissetmez." buyurur.
Kur'an-ı Kerim'de şehitlerin ölmediği bildirilir. Yani kendilerinin öldüğünün farkında değillerdir. Mesela iki adam düşünün. Rüyada çok güzel bir bahçede beraber bulunuyorlar. Biri rüya olduğunu bilir. Diğeri ise rüya olduğunun farkında değil. Hangisi daha mükemmel lezzet alır? Elbetteki rüya olduğunu bilmeyen. Rüya olduğunu bilen, şimdi uyanırsam şu lezzet kaçacak diye düşünür. Diğeri ise tam ve gerçek lezzet alır.
İşte normal ölüler, öldüklerinin farkında olduğu için lezzetleri eksiktir; halbuki şehitler öldüklerini bilmediğinden aldıkları lezzet tamdır.
İmanlı ölen ve kabir azabı görmeyen insanların ruhları serbest dolaşır. Bu sebeple pek çok yere gidip gelebilirler. Bir anda çok yerde bulunabilirler. Aramızda dolaşmaları mümkündür. Hatta şehitlerin efendisi Hz. Hamza (ra) pek çok insana yardım bile etmiştir ve hala da yardım ettiği insanlar vardır.
Ruhlar aleminden anne karnına gelen insanlar, oradan dünyaya doğarlar. Burada buluşup görüşürler. Aynen bunun gibi bu dünyadaki insanlar da, ölüm ile öbür tarafa doğarlar ve orada dolaşırlar. Nasıl ki buradan öbür tarafa gideni uğurluyoruz. Kabir tarafından da buradan gidenleri karşılayanlar var. İnşallah bizleri de başta Peygamberimiz (asm) olmak üzere, bütün sevdiklerimiz orada karşılarlar. Yeter ki bizler Allah'a gerçek kul olalım.
Yeni doğan çocuğu burada karşıladığımız gibi, buradan öbür tarafa giden bizleri de inşallah dostlarımız karşılayacaktır. Bunun şartı Allah'a iman, ona ve Peygamberine (asm) uymak ve iman ile ölmektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Müminin ölüme bakışı nasıl olmalıdır? Mümin ölümden korkar mı; korkmak günah mı?
- Allah Teala şehitler için, "Onlara ölü demeyin, çünkü onlar ölü değildir." diyor. Acaba şehitler için hüküm nedir?
- Ölen bir insanın ruhunun daha önce yaşamış olduğu mekanları ziyaret etmesi ne derece doğrudur? Ölen kişinin ruhu gezer mi?
- Öldükten sonra yine eşlerimizle, evlatlarımızla, anne-babalarımızla görüşebilecek miyiz; birbirlerimizi hatırlayacak mıyız?
- Öldükten sonra da şimdiki aklımız olacak mı?
- Kabir azabı var mıdır, bununla ilgili Kur'an'da ne gibi ayetler bulunmaktadır? Kabir azabı var ise, bu azap bedene mi yoksa ruha mı olacaktır? Kabir azabı Allah'ın adaletine ters düşer mi?
- Ahirette insanlar kaç yaşında olacaklar?
- Ölüm nasıl nimet olabilir?
- İnsan öldükten sonra ruhu nereye gidiyor?
- Vefat eden kimseler, kabir aleminde karşılanır mı?