Hz. Muhammed (s.a.v)´in peygamber olacağını, doğmadan önce dedesi Abdulmuttalib biliyor muydu?

Tarih: 03.06.2011 - 00:42 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Doğmadan önce bildiğine dair bir bilgiye rastlayamadık. Ancak Ehl-i kitap alimlerinin verdiği bilgilerden ve Peygamberimiz (asm)'in doğumundan sonraki ifadelerinden anlaşılacağı üzere, doğumundan sonra torununun Kureyş'ten gönderilecek Son Peygamber olabileceğini tahmin ettiği anlaşılmaktadır.

Tabiîn bilginlerinin büyüklerinden Saîd b. Müseyyeb der ki: "Araplar, kendilerinden, Muhammed isminde bir peygamber gönderileceğini, Kitab Ehli olan (Yahudi ve Hristiyan) kâhinlerden işitmişlerdi. Bunu işiten Araplardan bazıları peygamber olması ümidiyle oğullarına Muhammed ismini vermişlerdi."

Hz. Aişe'den rivayet edildiğine göre; Mekke'de, ticaretle uğraşan bir Yahudi, Peygamberimiz (a.s.m)'in doğduğu gece, doğuşuna alâmet olan yıldızın doğduğunu görmüş, katıldığı Kureyş meclislerinden bir mecliste:

"Ey Kureyş cemaatı! İçinizden, bu gece çocuğu doğan oldu mu?" diye sormuştur.

"Vallahi, bilmiyoruz!" dediler.

Bunun üzerine, Yahudi:

"Ey Kureyş cemaatı! Size söylediğim şeyi ezberleyiniz! Bu gece, bu âhir zaman ümmetinin peygam­beri doğmuştur! Onun iki küreği arasında, üzerinde tüyler bulunan kırmızımtırak bir ben de vardır!" dedi.

Meclistekiler, Yahudi'nin sözlerinden hayrette kalarak meclisten dağıldılar. Onlardan her biri, evler­ine varınca, Yahudi'nin söylediklerini ailelerine haber verdiler. Bazılarına, aileleri:

"Abdullah b. Abdulmuttalib'in bir oğlu doğdu. Kendisine, Muhammed ismini verdiler." dediler.

Onlar, o günden sonra, Yahudi'nin evine gidip:

"Bizim içimizde bir çocuk doğduğunu duydun mu, öğrendin mi?" dediler.

Yahudi:

"Ben size onun doğduğunu haber verdikten sonra mı, yoksa önce mi doğdu?" diye sordu.

"Önce doğdu!.." dediler.

Dileği üzerine, kendisini Hz. Âmine'nin evine götürdüler. Yahudi, Hz. Âmine'den, oğlunu yanına çıkarmasını istedi; çıkarıldı.

Peygamberimiz (a.s.m)'in arkasındaki peygamberlik hâtemini görünce, Yahudi bayıldı. Ayıldığı zaman, kendisine "Yazıklar olsun sana! Ne oldu sana?" dediler.

Yahudi:

"Vallahi, artık İsrailoğullarından peygamberlik gitti! Ellerinden Kitap da gitti! Bu, İsrailoğullarının öldürüleceklerine ve bilginlerinin de itibarlarının kalmayacağına verilmiş bir hükümdür! Araplar, peygam­berlikle, büyük bir izzet ve şerefe erecekler! Ey Kureyş cemaatı! Sevininiz! Vallahi, siz; haberi doğu­dan batıya kadar ulaşacak bir atilim ve yenme gücüyle güçleneceksiniz!" dedi.(İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 163, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 602, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 109, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 267).

Ayrıca Kureyşliler, "Ey Abdulmuttalib! Doğumu sebebiyle bize ikramda bulunduğun bu oğluna ne isim taktın?" diye sor­dular.

Abdulmuttalib:

"Muhammed ismini taktım!" dedi.

Kureyşliler:

"Ne için, aile halkının, atalarının isimlerinden birini takmaya özen göstermedin de Muhammed ismi­ni taktın?" diye sordular.

Abdulmuttalib:

"Gökte Allah'ın, yerde de halkın onu övmelerini istedim!" dedi.(Beyhakî, Delâil.c.1, s. 113, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 266).

(bk. Asım KÖKSAL, Peygamberimizin Hayatı, I/30)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun