Hadisler, neden binlerce yolla bize ulaşmamıştır?

Tarih: 13.01.2014 - 01:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamberimiz (asm) vefat ettiğinde 100.000'in üzerinde sahabi vardı ve hepsi islamiyeti en güzel şekilde yaşıyorlardı. Yani namaz, oruç vb. ibadetleri yapıyor, mucizeleri de biliyorlardı. Hepsi farklı şehirlere giderek ders halkası kurmuş, binlerce tabiin alimi yetiştirmişti. Bunlarda dinimizi en güzel şekilde yaşıyorlardı. Bu alimlere niye namazı, orucu vs. böyle yaptığı sorulsa sahabilerden öğrendik demeyecekler midir?

- Böyle binlerce insan dinimizi en güzel şekilde yaşıyorken neden sanki sadece 20-30 tanesi biliyormuş gibi az tariklerle dinimizi öğreniyoruz?

- Niçin hadis kitaplarımızda manevi mütevatir derecesine ulaşmış hadisler için zayıf hadis de olsa, sened önemli görülmediğine göre yüzlerce tarik yok?

- Binlerce tabiin ve tebei tabiin alimi dinimizi en güzel şekilde biliyor ve yaşıyorken, niçin hepsi çoğu dini bilgide kaynak gösterilmedi?

- Ayrıca, muhaddisler için, 700 bin, 300 bin hadis içinden 3 bin-5 bin gibi hadisi kitabına almış deniyor. Bu ne demektir?

- Bunun sorumuzla bir alakası var mı? Yani kitaba almadıkları hadisler acaba mütevatir hadisler mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bu konuda bir noktaya bakmakta fayda vardır:

a) Sahabelerden bazıları yanlış yapmaktan korkarak, aşırı hassasiyetten ötürü hadisi rivayet etmekten çekinmişlerdir. Tabiinlerden de bu görüşü paylaşan alimler vardır. Bu husus ravilerin sayısını azaltan bir unsurdur.

b) Sahabelerin ileri gelenlerinden bir kısmı, sadece din ile değil, dünya işleriyle de uğraştıkları için, hadisleri toplamak gibi bir amaca hizmet etmeye yönelmemişlerdir. Başta dört raşit halife olmak üzere, önemli bir kısım sahabiler ve tabiinler bu yüzden hadis rivayetiyle fazla ilgilenememişlerdir.

c) Bir olayı anlatan bir sahabi o konuda ön plana çıktığı zaman, aynı olaya şahit olmuş belki yüzlerce sahabi -özel bir soru olmadığı sürece- söz konusu olayın artık bilindiğini düşünerek onu seslendirmemiştir.

d) Alimlerin sayısının fazlalığı, hadis rivayetinin fazlalığını gerektirmez. Çünkü, insanların meşrep ve meslekleri farklı olduğu için, değişik sebeplerden ötürü hadisleri rivayet etmemişlerdir. Örneğin, İslam alimlerinden tefsirciler, fıkıhçılar, kelamcılar, kendi mesleklerini icra etmekle meşgul oldukları için, genellikle başka hadis alimlerinin kullandıkları rivayetlerden istifade etme cihetine gitmişlerdir.

e) Hadislerin rivayetini bir nev-i farz-ı kifâye olarak değerlendirip, o halkaya dahil olmayı bu açıdan önemsemeyenler de olmuş olabilir.

-  “Muhaddislerin 700.000, 300.000 hadis içinden üç-beş bin gibi hadisi kitabına almış…” olduklarının ifade edilmiş olması, söz konusu muhaddislerin kitaplarına aldıklarından çok daha fazla hadis bildiklerine, ancak bu kadar fazla hadis rivayetleri arasından en çok sağlam rivayetler olduğuna inandıklarını kitaplarına aldıkları hususuna vurgu yapmaya yöneliktir.

İşaret ettiğiniz gibi, belki o hadis rivayetleri de kitaplara alınsaydı, rivayet yolları biraz daha zenginlik kazanacaktı.

Bununla beraber, alimlerin binlerce hadis rivayeti arasından -nispeten- az bir kısım rivayeti seçmeleri, onların bu konuda ne kadar seçici davrandıklarını göstermesi açısından bu işlem oldukça önem arz etmektedir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Hadislerin bir çok raviden geçtiğini dikkate alırsak, hadislere neden güvenelim?

Buhari'nin 17. 000 hadisi hiç ara vermeden okuması nasıl mümkün olur?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun