Günahlarımız nasıl silinir?

- Günümüzde günahlardan korunmak çok zor; ister istemez günaha bulaşıyor insan...
- Bilip bilmeden işlemiş olduğumuz günahları nasıl silebiliriz; bunu bir yolu var mı? 
- Yaptığımız ibadetler küçük günahlara kefaret olur mu?

Değerli kardeşimiz,

Evet, günahları silmemin en kestirme yolu, günahın arkasıdan hemen tövbe etmektir. Öyle bir tövbe ki bir daha dönmemek üzere pişmanlık duymak ve tövbe istiğfar ederek Gafur olan Allah'a sığınmak...

Geçmiş günahların kefareti olarak Rahmet Peygamberi Efendimiz (asm)'in bildirdiği bir müjde var; buna sarılmak ve sığınınmak en emin ve daimi bir yoldur. Bunu bize Ebû Hüreyre (ra) haber veriyor.

Ebû Hüreyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) şöyle buyurdu:

« الصَّلواتُ الْخَمْسُ ، والْجُمُعَةُ إِلَى الْجُمُعةِ ، ورمضانُ إِلَى رمضانَ مُكفِّرَاتٌ لِمَا بينَهُنَّ إِذَا اجْتنِبَت الْكَبائِرُ »

“Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki ramazan, aralarında (işlenecek küçük) günahlara kefârettir.”  (Müslim, Tahâret 16.   Ayrıca bk. Müslim, Tahâret 14, 15; Tirmizî, Mevâkît 46; İbni Mâce, İkâmet 79)

Bu hadis-i şerifte (ve benzeri rivayetlerde) farz ibadetlerin, günahlardan arınma vesilesi oldukları müjdelenmektedir. Beş vakit namazın her biri bir önceki ile arasındaki günahların, cuma namazı bir önceki cuma ile arasındaki günahların, ramazan orucu da bir önceki ramazan ile arasındaki günahların bağışlanmasına sebeptir. Anılan ibadet ve tâatlerin her biri kefaret olmaya elverişlidir. Eğer günah varsa kefaret olur; yoksa bunlar kulun iyilik hanesine yazılır, Allah katında mertebelerinin yükselmesine vesile olur. Tabiî bu büyük günahlardan sakınmak şartıyla. Çünkü büyük günahları işlememek kaydıyla, bu ibadet ve tâatleri, hayır ve iyilikleri yapan müminler daima bir ümit ve güven içinde yaşama hazzını tadarlar. Bu ise onları düzenli bir hayata sevkeder.

Kur’ân-ı Kerîm’de de şöyle buyurulmuştur:

“Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örter ve sizi bir şerefli yere yerleştiririz.” (Nisa, 4/31)

İbadetlerin böylesine bir hayır ve iyilik yolu olduğu unutulmamalı ve onları sürekli işlemek suretiyle devamlı pırıl pırıl olmaya ve öyle kalmaya gayret edilmelidir.

Şu da unutulmamalıdır ki, bu hadisler ile benzeri hadislerde bağışlanacağı belirtilen küçük günahlar, insanın Allah’a karşı sorumlu olup da yapmadığı görevleridir; diğer bir söyleyişle insan üzerindeki Allah hakkıdır.

Kul haklarının affedilmesi ise, kendisine karşı haksızlık yapılan insanın hoşnut edilmesiyle mümkün olabilir. Bununla beraber Allah Teâlâ’nın haksızlığa uğrayan kulunu razı ve hoşnut edip haksızlık eden kulunu bağışlaması da pekâlâ mümkündür. Büyük günahlara gelince, onların bağışlanması ya samimi bir tövbe ile veya Cenâb-ı Mevlâ’nın lütuf ve keremiyle mümkün olur.

Hadis-i şeriflerde sayılanlar, hatalara kefaret olacak nitelikteki iyilik ve hayırlardır. Bir anlamda hataların affı için her türlü tedbir alınmış ve kolaylıklar gösterilmiştir. İbadet ve tâatında devamlı olan mümin, bu ibadetleri sayesinde büyük bir ihtimalle hatalarından kurtulma imkânını bulacaktır. Kefaret olacak hata kalmamışsa, bu yapılanlar birer iyilik olarak kaydedilir.

Özet olarak;

1. Büyük günahlardan ve haramlardan mutlaka uzak durmak gerekir.

2. İbadetlerin her biri, özellikle de namazlar küçük günahlara kefarettir.

3. Namazlı niyazlı Müslümanlar, günahlarından arınma bahtiyarlığına sahiptirler.

4. Beş vakit namaz, cuma namazı ve ramazan orucu, büyük günahlardan sakınıldığı takdirde, öteki vakte, öteki cumaya ve öteki ramazana kadar yapılacak küçük günahların bağışlanmasına vesile olur.

5. Büyük günahların bağışlanması için, o günahlardan samimi bir şekilde tövbe etmek gerekir; tövbe edilememişse, o günahı Cenâb-ı Hakk’ın bağışlaması umulur. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 132, 1047 ve 1151)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet