Gece havlayan köpekleri öldürmek caiz mi?

Tarih: 18.10.2022 - 12:18 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Yaşadığım bölgede geceleri havlayıp herkesi rahatsız edip uyandıran köpekler var. Bunları öldürmek caiz midir?
- Bazılar toplu halde geziyor.
- Bir iki tanesi komşunun evinde bağlı olan köpek.
- Bir tanesi tek olarak geziyor ve herhangi bir köpek havlasa ya tümü ya birçoğu da havlamaya başlıyor.
- Birinci sorum: Havlayan köpekleri öldürmek günah mı? Saldırırlarsa öldürmemiz helal olur mu?
- İkinci sorum, hayvanları öldürmenin caiz olduğu durumlar var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

"Havladı" diye köpeği öldürmek caiz olmaz, günahtır.

Saldırgan köpekler konusuna gelince:

Sahipli veya sahipsiz bazı saldırgan köpeklerin insanların can güvenliği açısından tehlike oluşturduğu bilinen bir gerçektir. Saldırgan bir hayvanın hücumuna uğrayan kişi, meşru müdafaa bağlamında saldırgan hayvanı öldürmekten başka bir çare bulamıyorsa, hem İslam hukuku hem de Türk pozitif hukukuna göre, saldırgan hayvanı öldürme hakkına sahiptir. Çünkü meşru müdafaa için hukukî sınırlarını aşmamak şartı ile saldırgan bir insanı öldürmek dahi hukuka aykırı sayılmaz.

Bu bağlamda başka bir kurtuluş imkânı olmayan kişi, saldırgan hayvanın gerek kendisinin ve gerekse başkasının can ve vücut bütünlüğüne verecek olduğu zararı engellemek için saldırgan hayvanı etkisiz hale getirebilir. Hatta duruma göre, saldırgan bir hayvanın saldırısına uğrayan kişi gerektiğinde saldırgan hayvanı öldürebilir. Onun bu fiili hukuka aykırı sayılmaz.

Ayrıca, Maliki, Şafiî ve Hanbelî mezhepleri bu meselede konuya saldırıya uğrayanın haksız bir durumla karşılaşması açısından baktıkları için saldıran hayvanı öldürmek veya zarara uğratmak zorunda kalan kimsenin hayvanın kıymetini ödemekle de yükümlü sayılmamasına, yani meşru müdafaa halinde olduğu için, cezaî ve hukukî sorumluluğunun bulunmadığına hükmetmişlerdir.

Hanefî mezhebi imamlarına göre ise meşru müdafaada saldırının bir suç teşkil etmesi esas alındığı ve hayvan fiilleri hakkında böyle bir nitelemeye imkân bulunmadığı için, bu olayda ancak ıztırar hâlinden söz edilebilir ve saldıran hayvanı öldürmek zorunda kalan kişinin onun kıymetini ödemesi icap eder. Zira malın korunmuşluğu ilkesi bunu gerektirmektedir.

Cevap 2:

İslam’da, dolayısıyla İslam fıkhında esas olan hayvanların yaşatılmasıdır. Çünkü bir defa bu hayvanların yaşamasını takdir eden ve onlara hayat veren Allah’tır. Allah’ın yaşamasını irade ettiği varlıkların katli bir anlamda Allah’ın yaratma sıfatına da karşı çıkma anlamı taşımaktadır.

Ayrıca dünyadaki nizamın korunması, her hak sahibinin hakkına riayet edilmesi görevi insana yüklenmiştir.

Dolayısıyla insan bu emanet görevini hakkıyla yerine getirmek durumundadır.

Diğer taraftan hayvanlar da aynen insanlar gibi müstakil birer ümmet olup, kendi lisanlarıyla Allah’ı zikir ve tesbih eden ve kendilerine biçilen bu görevlerini asla aksatmayan yaratıklardır.

Hayvanlar, Allah’ın son derece şefkat ve merhametini celbeden varlıklardır. Allah’ın takdirine itirazsız boyun eğmeleri, savunmasız oluşları, korunmaya muhtaç olmaları, meramlarını anlatma kabiliyetlerinin bulunmaması (ağızsız-dilsiz) bu rahmeti celbeden sebepler cümlesindendir.

Buna istinaden, bazı hadislerde bu masum ve zavallı hayvanların hâllerinin, isyan içerisinde olan insanların maruz kalabilecekleri ceza ve felaketleri önleyici bir emniyet supabı olduklarına dikkat çekilmektedir.(1)

Demek ki Allah’ın hayvanlara aşırı şefkat ve ihtimamı, isyan ve zulüm içerisindeki insanların dahi her türlü nimet ve servetten yararlanarak, hayatlarını güven içerisinde sürdürebilmelerinin en önemli nedenlerindendir.

Bu sebeple İslam’da hayvanlara karşı rıfk ve şefkat esastır. Haddizatında rıfk ve şefkat, bir müminin en temel özelliklerindendir.(2)

Öyle ki, bu temel özelliğine istinaden bir mümin öldürülmesine, kesilmesine cevaz verilen bir hayvanı dahi öldürmede çekingen ve isteksiz davranır, âdeta haya eder.(3)

Açıkça görülmektedir ki masum ve savunmasız hayvanların yaşatılması ve hukukunun korunması esastır. Bu hayvanların yaşatılmaları ve hukukunun korunması esas olunca, onların öldürülmeleri veya haklarının ihlal edilmesi de o derecede suç ve günahtır.

Nitekim bu hususa hayvanlara yönelik haksız fiillerin cezaî durumu konusunda değinilmişti. İşte derin ve erdemli müminler, özellikle savunmasız ve zararsız hayvanlara karşı son derece şefkat ve merhamet hisleriyle dolu olmuşlar, onların hukukunu ihlalden titizlikle kaçınmışlardır. Bunun çok örnekleri bulunmaktadır. Nitekim aynı hassasiyeti padişahlar dahi taşımışlardır.

İslam’ın ve İslam fıkhının hayvanlara genel bakışı böyledir.

Bununla birlikte farklı gerekçelere istinaden bazı hayvanların hayatlarına son verilmesine cevaz verilmiştir. Usul ıstılahına göre ifade etmek gerekirse, bazı hayvanların öldürülmelerine istihsanen cevaz verilmiştir.

Bu cümleden olarak özleri itibariyle zararlı, tehlikeli olan ve kendilerinden korunulması başka türlü mümkün olmayan hayvanların öldürülmelerine cevaz verilmiştir.

Ama burada esas alınan temel gerekçe, şahsın veya şahısların gerek can gerek mal gerekse diğer eşyası konusunda kendini yakın tehlike içerisinde görmesidir. Yoksa kendisinden uzakta olan hayvan ne denli tehlikeli olursa olsun, mutlaka öldürmesi gerekir şeklinde bir anlayış asla söz konusu değildir.

Bu hayvanların öldürülme gerekçeleri insanlarla âdeta iç içe yaşamaları ve özleri itibariyle zararlı olmalarıdır. Söz gelimi bir akrebin zehirleyici ve öldürücü özelliği onun ayrılmaz bir özelliği (lâzım-ı gayri müfârıkı)dir.

Hayvanların hayatlarına son verilebilecek diğer sebepler ise;

- Meşru müdafaa,
- Beslenme,
- Geçim,
- Çevre sağlığını tehdit eden hayvan kaynaklı ölümcül hastalıklar,
- Tıbbi ve bilimsel gereklilikler,
- Ve ibadettir.

Ürünlerin korunması amacıyla yapılan ilaçlamalar ile evlerde sinek, sivrisinek vb. hayvanlara yönelik yapılan ilaçlamaları da bu çerçevede düşünmek gerekir. Bu gibi durumlar evrensel hayvan hakları ve hayvan koruma kanunları tarafından da cevaz verilen hususlar cümlesindendir.(4)

Bu sayılan meşru gerekçeler çerçevesinde, herhangi bir hayvanın hayatına bir şekilde son verilecekse, bu da son derece insanî esaslar dairesinde gerçekleştirilmeli(5), kesinlikle işkence ve zalimane muamelelerden, yakma vb. vahşiyane öldürme şekillerinden(6) sakınılmalıdır. Çünkü ateşle azap sadece ateşin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

İslam’da şefkat, rıfk ve merhamet esas olduğundan, hiçbir hayvanın ateşle yakılarak öldürülmesi caiz olmadığı gibi ormanların ve tarlaların yakılması (anız) şekliyle burada yaşayan hayvanların ölümüne sebebiyet verilmesi de aynı şekilde yasaktır ve ağır uhrevî sorumluluğu muciptir.(7)

Demek ki, İslam, temel hayvan haklarının nazımı olduğu gibi aynı zamanda hakiki anlamda koruyucusudur. Tarih bunun müşahhas örnekleriyle doludur.

Diğer taraftan bahse konu hakların korunması sadece vicdanlara havale edilmemiş, bu hakların ihlalleri karşılığı birtakım müeyyideler de tertip edilmiştir.

Bunun yanında bu ihlaller karşılığı uhrevî tehdidin de en önemli caydırıcı bir unsur olduğunu belirtmek durumundayız.

Özetle, İslam’da esas olan hayvanların yaşatılmasıdır. Hayvan öldürmeye verilen cevaz istisnaidir ve çerçevesi dardır. Bu durumların da genellikle hayatî önemi haiz zaruret arz eden haller olduğu söylenebilir. Keyfilik tamamıyla yasaktır. Cehalet, gaflet ve diğer bencil duygular sonucu hayvanlara karşı bazı kişilerce işlenen birtakım zalimane fiiller esas alınarak İslam’ın ithama kalkışılmasının son derece haksız ve sübjektif bir yaklaşım olduğunu vurgulamalıyız.(8)

Kaynaklar:

1) Taberânî, Evsat, 8/40-41; Heysemî, Mecmaü’z-zevâid, 10/227.
2) Serahsî, Mebsût, 10/209; İmam Rabbani, Mektûbât, İstanbul, ty, 1/104; Aclûnî, Keşfu’l-hafa, 2/11; Akseki, Ahlâk Dersleri, s. 264, 268.
3) Ebû Dâvûd, Cihâd, 110; İbn Mâce, Diyât, 30; Ahmed b. Hanbel, 1/293.
4) bk. 24. 6. 2004 tarih ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, md. 8-9, 12-13.
5) Müslim, Sayd ve Zebaih, 11; Ebu Davud, Dahaya, 12.
6) bk. Ebu Davud, Cihad, 112, Edeb, 164.
7) bk. M. Yaşar Kandemir-İ. Lütfü Çakan- Raşit Küçük, Riyâzu’s-sâlihîn Tercüme ve Şerhi, İstanbul, 1998, VII, 44-47; Esen, “Fıkıh Penceresinden Hayvanlara Genel Bakış”, Uluslararası Çevre ve Din Sempozyumu, I, 108.
8) bk. Sabri Erturhan, Hayvan Öldürme ile İlgili Fıkhî Hükümler. Bilimname, 27/2: 97-121; Mehmet Ergün, Mukayeseli Hukukta Saldırgan Hayvana Karşı Meşrû Müdafaa Hakkı. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi Cilt: 12 Sayı: 65 Ağustos 2019.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun