Duasıyla Güneş'in durduğu peygamber kim?

Tarih: 03.08.2024 - 09:53 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ebu Hüreyre’nin (r.a.) anlattığına göre Hz. Peygamber (a.s.m) şöyle buyurmuştur:
"Peygamberlerden biri savaşa çıkarken ümmetine şöyle demişti: ‘İçinizde evlenmiş fakat henüz hanımıyla bir araya gelmemiş biri varsa benimle gelmesin. Bir inşaata başlayıp henüz onun çatısını tamamlamamış kimse de gelmesin, Koyun ya da hamile develer almış ve bunların yavrulamasını bekleyen kimse de benimle gelmesin!’ "
“Peygamber bu konuşmasından sonra savaşa gitti ve nihayet ikindi namazı vaktinde yahut daha erken fethe geldiği şehre yaklaşınca, Güneşe doğru dönerek:
 ‘Sen bir emir altındasın, ben de öyle’ dedi ve: Allah’ım! Bu Güneşi benim için biraz durdur diye dua etti. Bu Peygamber şehri fethedinceye kadar Güneş yerinde durdu. Neticede bu ordu ganimetleri bir yerde topladı. Derken bu ganimeti yakmak için ateş geldi, fakat onu yakmadı. Peygamber, ordusuna: İçinizde ganimet malından alan biri var, her kabileden bir kişi bana biat ederek elimi sıksın dedi ve biat gerçekleşti. Bu sırada bir kimsenin eli Peygamber'in eline yapıştı. Peygamber: Ganimet malından alan sizin kabilenizdendir. Senin kabilenden olan bütün askerler benim elimi sıkarak biat etsin dedi. Bunun üzerine bu kabile onun elini sıktı. Derken iki yahut üç kimsenin elleri yapıştı. Bu sefer Peygamber: ‘Bu işi yapan sizlersiniz.’ dedi. Sonrasında onlar Peygamber'e sığır başı gibi bir altın çıkararak onu yerdeki ganimet malının içine koydular. Sonra ateş geldi ve ganimet malını yaktı.”
“ Bizden önce hiçbir ümmete ganimet helal olmamıştır. Bunun sebebi Yüce Allah'ın bizim zaafımızı ve acizliğimizi görmüş olmasıdır."

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bu konuda ilgili hadis rivayetinin zayıf olduğunu söyleyenler olmakla beraber, büyük çoğunluk tarafından sahih olduğu kabul edilmiştir.(1)

- İbn Hacer de bu rivayeti sahih kabul edenlerdendir. Ona göre söz konusu peygamber Hz. Yuşa b. Nun’dur. Fethettiği yer de Filistin'deki Eriha kasabasıdır.(2)

- Hakim de bu rivayetin sahih ve garip olduğunu bildirmiş, söz konusu peygamberin de Hz. Yuşa olduğunu belirtmiştir. Zehebi de onu tasdik etmiştir.(3)

Hz. Davud (as) ile Hz. Süleyman (as) için de Güneş'in durdurulduğuna dair rivayet mevcut ise de muhaddisler bunların zayıflığına dikkat çekerler. Hz. Musa (as) için de fecrin doğması geciktirilmiştir.

Resulullah aleyhissalatü vesselamın duasıyla da Güneş'in batmasına üç defa Cenab-ı Hakk'ın gecikme yarattığı muteber rivayetlerde gelmiştir:

- Hendek Savaşı esnasında, bir ikindi vakti Peygamber Efendimiz (asm) ikindi namazı kılıncaya kadar Güneş batmamıştır. 

- Peygamber Efendimiz (asm) Kureyşlilere Miraç mucizesini anlatırken, delil olarak yolda bir Kureyş kervanı gördüğünü, bu kervanın Güneş'in doğmasıyla birlikte geleceğini söyler. Fakat kervan gecikince, Allah’a dua eder ve Güneş'in doğması geciktirilir.

- Hz. Peygamber (asm) Hz. Ali’nin (ra) dizlerine yaslanıp uyumuştu. Bir rivayete göre bu bir vahiy gelme anıydı. Oysa Hz. Ali ikindi namazını henüz kılmamış, fakat Peygamber Efendimizi (asm) rahatsız etmemek için söyleyememişti. Bu esnada Hz. Peygamber (asm) uyandı. Hz. Ali’nin ikindi namazını kılmadığını öğrendi ve Güneş'in tekrar geri gelmesi için dua etti. Güneş geri geldi. Hz. Ali ikindi namazını kıldıktan sonra Güneş tekrar battı.(4)

Geçmiş peygamberlerin âdeti, alınan ganimeti bir yere toplamaktı. Sonra gökyüzünden bir ateş inerek o ganimeti yer; bu da onun kabulüne alamet olurdu.

Bu seferde ateş yine inmiş; fakat ganimeti yemek şöyle dursun yakmamıştır bile! Bunun sebebi ganimete hıyanet karışması yani ondan bir şeyler aşırılmasıdır. Nitekim araştırılınca inek başı kadar bir altın parçasının aşırılmış olduğu meydana çıkmış; bilahare gelen ateş ganimeti yakıp bitirmiştir.

Bu hadis-i şeriften alınacak mühim bir ders:

- Mühim işler ancak aklı başında ve zihni başka bir şeyler meşgul olmayan kimselere tevdi edilmeli, aklı fikri başka şeyle meşgul olanlara verilmemelidir. Çünkü böylelerin azim ve sebatı zayıf olabilir.(5)

Kaynaklar:

1) bk. Müslim, 1747; Nevevi, Şerhu Müslim, 12/51-52.
2) bk. Fethu’l-Bari, 1/293.
3) bk. el-Müstedrek, Telhis, 2618.
4) Buhari, Humus, 8; Nikah, 58; Müslim, Cihad, 32; İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 6/222; Zevaid, 8/297; Kadı İyaz, Şifa, 1/284; Acluni, 1/428.
5) bk. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 5/232-234.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun