Dinimizde kapı dinlemenin günahı nedir?

Tarih: 18.05.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bunu açıklayan ayetler varsa hangileridir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evinde herhangi bir günahı gizlice işleyen ve kapısını kapalı tutan bir kimsenin masiyetini öğrenmek için gizlice gözetlemek, tecessüs etmek ve baskın yapmak caiz olmadığı gibi, başkalarının günahlarını anlatmak da caiz değildir.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

"Ey iman edenler, zannın birçoğundan kaçının. Çünkü zannın bir bölümü (yani başkasını kötü zannetme) günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Kiminiz de kiminizin arkasından çekiştirmesin. Sizden herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tiksindiniz değil mi? Allah'tan korkun. Çünkü Allah tövbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir." (Hucurât, 49/12).

Hz. Ömer (ra), devlet başkanlığı sırasında, bir evden gelen sesler üzerine, duvara tırmanıp içeri bakmış ve ev sahibini kötü bir durumda görmüştü. Onu bu kötülükten menetmek isteyince ev sahibi şöyle dedi:

"Ey müminlerin emiri! Eğer ben bir yönden Allah'a isyan etmişsem, sen üç yönden Allah'a isyan etmiş bulunuyorsun." Hz. Ömer (ra) onlar nelerdir, diye sorunca şu cevabı verir:

Allah Teâlâ, "Tecessüs etmeyin." (Hucurât, 49/12) buyurmuştur. Halbuki sen tecessüs ettin. Allah Teâlâ "İyilik evlere arkalarından girmek değildir." (Bakara, 2/189) buyurmuşken, sen duvardan girdin. Yine Cenab-ı Hak, "Ey iman edenler! Kendi ev ve odalarınızdan başka evlere, sahipleriyle alışkanlık sağlayıp izin almadan ve selam vermeden girmeyin." (Nûr, 24/27) buyuruyor.

Bu savunma karşısında Hz. Ömer (ra), ceza uygulamamış, ancak tövbe etmeyi şart koşmuştur. Bu yüzden Hz. Ömer (ra) minberde hutbe okurken ashab-ı kiramla istişare amacıyla, devlet başkanı veya hâkimin münkeri bizzat görmesi hâlinde, şahit aramaksızın ceza uygulayıp uygulayamayacağını sormuş, Hz. Ali (ra), böyle bir durumda da iki âdil şahidin gerekli olduğuna işaret etmiştir. (İmam Gazâlî, İhyâû Ulümi'd-Dîn, Terc. Ali Arslan, İstanbul 1972, V, 390, 391).

Nur Suresi yirmi yedi-otuz üç arası ayetler, müminlerin ev ziyaretlerinde uyacakları âdâb ve kuralları, kadınların giyinme (tesettür) esaslarını bildirir. İslâm dini herkesin mal, can, namus, mesken ve iş yerini tecavüzden korumuştur. Bunun için selâm vermeden, izin almadan, ev sahibiyle bir alışkanlık sağlamadan, başkasının evine girmeyi yasaklamıştır. Diğer yandan başkasının kapı ve penceresinden içerisini gözetlemeyi günah saymıştır. Ancak içinde oturulmayan, terkedilmiş evlere girmekte bir yarar varsa, izinsiz girilebileceğine işaret edilmiştir:

"Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, izin almadan ve sakinlerine selâm vermeden girmeyin. Düşünseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilmedikçe içeriye girmeyin. Eğer size 'Geri dönün.' denilirse, hemen dönün. Bu davranış sizin için daha temizdir. Allah yaptıklarınızı çok iyi bilir. İçinde eşyanız bulunan boş binalara izinsiz girmenizde bir sakınca yoktur. Allah, sizin açığa vurduğunuzu da bilir, gizlediğinizi de." (Nur, 24/7-29).

İlave bilgi için tıklayınız:

TECESSÜS.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun