İslam'da İşçi Hakları ve İşçi - İşveren Münasebetleri

İslam; sulh, selâmet ve huzur bulma, Allah ve Rasûlü'nün bildirdiklerine tâbi ve teslim olma, salim ve emin bir yola girerek selâmete yürüme, herkese hatta her şeye güven vaad etme ve hiç kimseye hiçbir şekilde rahatsızlık vermeme manalarına gelir.

Esasları Allah'ın mesajlarına dayanan ve Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından tebliğ ve temsil edilip yaşanan ve yaşatılan İslam semavî bir dindir.. ve bu dini inanarak hayatına hayat kılan da mü'min ve müslimdir. Onun özünde iman, iz'an ve teslim; zâhirinde de itaat, inkıyat ve sâlih amel vardır. Selef, bu dini, “insanları kendi irade ve ihtiyarlarıyla bizzat hayra sevk eden ilâhî kanunlar mecmuası” şeklinde tarif etmişlerdir ki, işte böyle dinamik bir sistem hayata hayat kılınıp temsil edildiği ölçüde onun dünyevî-uhrevî semerelerinden söz edilebilir.

Çok geniş kullanım alanı olan “hak” kelimesi ise, doğru, gerçek ve adalet manalarına gelmekle beraber insanın bir şey üzerindeki mâlikiyetini ve iktidarını da ifade etmektedir. Bâtılın zıddına hak dendiği gibi ferdî plânda herkesin nasip ve hissesine de hak adı verilmektedir. Mevzumuza esas teşkil eden yanı itibarıyla da hak, meşrû nizam tarafından şahıslara tanınan menfaatleri celb etme ve helal dairede nimetlerden faydalanma salâhiyeti ve maddî-manevî ihtiyaçları ve zaruretleri karşılayıp giderme yetkisidir.

Yazının devamını okumak için tıklayınız:

İslam'da İşçi Hakları ve İşçi - İşveren Münasebetleri

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun