Biz bu hayata seyirci olmak için mi geldik?

Tarih: 05.10.2023 - 12:13 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Dışarıdaki yaşıtlarıma bakıyorum el ele kol kola gezip tozup öpüşüp eğleniyorlar hem seviyor hem de seviliyorlar maddi manevi herhangi bir sıkıntıları da yok gibi.
- İslam sevme sevilme demiyor, fakat birçok noktada bir daha geri gelmeyecek gençlik yıllarının önüne set çekiyor gibi hissediyorum, sizin yorumunuz nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Her şeyin yaratıcısı Kadir, Hâkim, Kerim, Adil bir Allah’a iman etmiş müminler olarak, onun -ne yaratmışsa ve nasıl yaratmışsa- her şeyi en güzel şekilde yarattığına bütün kalbimizle inanmışızdır.

Ayrıca yine Allah’ın emir ve yasaklarında mutlaka inananların iki dünya saadeti için sayısız hikmetlerin bulunduğuna iman etmişiz.

Neticede bazı şeyleri, yaşımız veya bilgi eksikliğimizden dolayı, tam olarak anlamasak da sonsuz rahmet sahibi Yüce Yaratıcı'nın bizi bizden daha çok sevdiğini biliyor ve inanıyoruz.

Bu inanç çerçevesinde Allah’ın tüm emir ve yasaklarının hikmetini sorabiliriz, araştırabiliriz.

Siz de harama girme konusunda azami hassasiyet gösteriyorsunuz, ama nefis açısından da zorlandığınız için bu yasağın hikmetini soruyorsunuz. İmanınız, takvanız ve hikmetleri araştırma konusundaki cesaretiniz için sizi yürekten tebrik ederiz.

Sorunuza gelince:

1. Öncelikle İslami konulara bakış açımızı değiştirmemiz gerekir. İnançla ilgili bir mesele, modernist, seküler vb. bakış açısıyla anlaşılamaz. Çünkü bir konuya nerden baktığınız konuyu algılama biçiminizi belirler.

Mesela, sonsuz sene bir hayat vadeden bir dinin temel meselelerini ancak ebedi bir bakış açısı ile anlayabiliriz, sadece dünya hayatına inanmış bir hayat felsefesi ile algılayamayız. 

Örneğin işsiz, güçsüz gezen, hep böyle genç kalacağını düşünen ve bundan dolayı da sürekli keyif ve eğlencede olan bir genç, ağır bir üniversite eğitimi alan ve gece gündüz çalışan bir tıp öğrencisine kendince acıyabilir. “Gençliğini zayi” ediyor diyebilir. Oysaki tıp öğrencisi mezun olduktan sonra, diğer boş gezen gençten yüz kat daha fazla para kazanacak, eğlenecek ve keyif edecektir. Tıp okuyan genç de zaman zaman, diğer gençlere imrense ve onlara katılmak istese de gelecekteki mutlu hayatını düşünerek vazgeçer.

Bu örnekte olduğu gibi İslam dini, birkaç yıllık geçici bir hayatta çekilen sıkıntıların, vazgeçilen haram zevklerin, katlanılan zahmetlerin karşılığında inananlarına sonsuz senelik bir cennet vadediyor.

Kaldı ki "Helal dairesi keyfe kafidir, harama girmeye gerek yoktur."

Bir mümin, Allah’ın bu mükâfatını ve sonsuz senelik mutluluğunu düşündüğü için gençliğin zehirli zevklerinden fedakârlık etmesi, nefsinin hoşuna gitmese de ona çok zor gelemez.

Ama Allah’a, ahiret gününe, hesaba, cennet ve cehenneme inanmayan veya imanı zayıf olan bir kişinin inandığı tek hayat, dünya hayatı olduğu için, her türlü fâni zevkleri yaşamak ister. Bunları yaşamayanlara da kendince hayattan keyif almadıklarını düşünerek acır. Aslında acınması gereken kendisidir. Çünkü sonsuz senelik bir hayat içinde birkaç yıllık bir keyifli hayatın ehemmiyeti yoktur.

Cenab-ı Hak da fâni, zehirli keyifleri terk etmeye bedel bize cennetini vadediyor. Müminler, dışarıda haram işleyenlere baktığı zaman, bu gerçeği düşünür ve Allah’tan sabır dileyerek kendilerini korurlar.

Allah, adildir, kimseye zulüm etmez. Birisi keyif ederken, diğerinin eziyet çekmesine müsaade etmez. Mümin bir kuluna katlandığı sabrının bedelini fazlasıyla verecektir.

Ayrıca yine Allah kimseyi katlanmayacağı bir yükle imtihan etmez. Bize düşen nasıl korunacağımızın veya dayanacağımızın yollarını bulmaktır.

2. Dışarıda mutlu gördüğünüz gençlerin o anlık / o günlük hâllerini gördüğünüz için onları hep öyle mutlu zannedebilirsiniz, ama ikili ilişkilerin, özellikle haram sevmenin kendine özgü o kadar sıkıntıları var ki, neredeyse kimse kolay kolay uzun süre bir ilişkiyi yürütemiyor. Öncelikle bilimsel olarak ispatlanmıştır ki, aşkın ömrü en fazla 18 aydır. Bu süre dolduktan sonra aşk yerini başka duygulara bırakıp, o eski heyecanını kaybediyor. Ayrıca ilişki süresince yaşanan çatışmalar, kavgalar, kıskançlıklar, huzursuzluklar, maddi ve manevi yıkımlar bazılarında travma etkisi oluşturup, neredeyse karşı cinsten uzaklaşmaya kadar gidiyor. Günümüzde geç evlenmelerin bir nedeni de gençlikte yaşanan kötü ilişki deneyimleridir.

 Bu konuyu Bediüzzaman Hazretleri çok güzel özetlemiştir:

“Gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi katiyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata istikamet dairesinde sarfetse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semavi fermanlar müjde veriyorlar. Eğer sefahate sarf etse, nasıl ki bir dakika hiddet yüzünden bir katl, milyonlar dakika hapis azabını çektirir. Öyle de gayrimeşru dairedeki gençlik keyifleri ve lezzetleri, ahiret mesuliyetinden ve kabir azabından ve zevalinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücazatlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübe ile tasdik eder."

"Mesela, haram sevmekte bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele görmemek elemi gibi çok arızalar ile o cüzî lezzet, zehirli bir bal hükmüne geçer. Ve o gençliğin suistimali ile gelen hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere ve kalp ve ruhun gıdasızlık ve vazifesizlikten neşet eden sıkıntılarla meyhanelere, sefahethanelere veya mezaristana düşeceklerini bilmek istersen, git hastahanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor. Elbette ekseriyetle, gençlerin gençliğinin suistimalinden ve taşkınlıklarından ve gayrimeşru keyiflerin cezası olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve ağlamalar ve esefler işiteceksin. Eğer istikamet dairesinde gitse, gençlik gayet şirin ve güzel bir nimet-i İlahiye ve tatlı ve kuvvetli bir vasıta-i hayrat olarak ahirette gayet parlak ve bâki bir gençlik netice vereceğini, başta Kuran olarak çok katî ayatıyla bütün semavî kitaplar ve fermanlar haber verip müjde ediyorlar."

Madem hakikat budur. Ve madem helal dairesi keyfe kâfidir. Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazan bir sene ve on sene hapis cezasını çektirir. Elbette gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffette, istikamette sarfetmek laım ve elzemdir.” (Şualar, On Birinci Şua, Beşinci Mesele; Gençlik rehberi)

3. Yapılan araştırmalar ve bizzat evlilik terapistleri, gençliğinde haram ilişkiler yaşayan çiftlerin evliliğinin huzursuz geçtiğini belirtiyor. Çünkü herkes kendi çevresinden biliyor ki, günümüzde okul yıllarında veya gençlik yıllarında kız-erkek arkadaşlığı yaşayan kişilerin neredeyse yüzde doksanı o kişi ile evlenmiyor, meslek hayatına atıldıktan sonra başka birisi ile evleniyor. 

Bu durumda, hem gençliğinde yıpranmış, hatta bazen kullanılmış, sömürülmüş hissediyor, bazen de gençliğinde yaşadıklarının etkisinden dolayı eşi ile tam bir uyum sağlayamıyor. Ya aklı eski aşkında kalıyor. Eşine karşı kalbi yakınlığı sağlayamadığı için ömür boyu huzursuz bir evliliğe mahkûm oluyor.

4. Gençlik yılları, hormonların, açık saçıklığın ve medyadaki görüntülerin etkisi ile karşı cinse karşı ilginin zihni en çok meşgul ettiği dönemdir. Bu dönemde, harama bakmamak, haram görüntülere bakmayı bağımlılık hâline getirmemek azami bir önem arz ediyor.

Bu konuda hassas olup, Allah’ın yardım ve inayetini istemek gerekir. Hz. Yusuf (as) da benzer bir durumda Yüce Allah’tan yardım istemiş ve günaha girmekten kurtulmuştur.

5. Zihninizi ve zamanınızı meşgul edecek önemli hedefiniz / hedefleriniz olsun. Çünkü zihin boş olunca, nefis fâni zevklerle meşgul olur, ancak yüksek hedefi olan kişilerin zihinleri o kadar doludur ki, nefsani duygular kolay kolay onları gereksiz yere meşgul etmez. 

Bazı âlimlerin, yazar ve çizerlerin yıllarca bekâr kalmasının bir nedeni de hayatlarına yüce ve yüksek hedefler koymalarıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun