Bir kimsenin anne babasına, hanımına, çocuklarına ve kardeşlerine yaptığı harcamalar infak olarak değerlendirilir mi?

Tarih: 14.04.2011 - 01:45 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İnfak: Helal yollarla elde edilen malı, ihtiyaca ve dinin gerekli ya da hoş görüldüğü yerlere harcama, sarfetme; Allah'ın bir rızık olarak verdiği görünür-görünmez (zahir-batın) nimetleri yaymak demektir.

Bir kimsenin anne babasına, hanımına, çocuklarına ve kardeşlerine yaptığı harcamaların hepsi infak olarak değerlendirilir.

"İnfak"ın yapıldığı yön (cihet) zaman ve şartlar itibari ile kendi içinde bir meratibi (hiyerarşisi) vardır. Mesela, bir yönüyle "infak"ın farz, (vacip) ve mendup olanları vardır ki, bu sıralamaya göre "infak"ın farz olanlarının başında zekat gelir.

İnsanın kendine bakması ve çoluk çocuğuna yapacağı harcama (nafaka) da ikinci derecede farz olan "infak" tır.

Üçüncü farz "infak" ise cihat için yapılacak harcamadır.

Bütün çeşitleriyle sadakalar ise "infak"ın mendup (hoş ve arzulanan) kısmını oluşturur. (Kurtubî, I/179)

Ancak "infak"in sadece teberru (tatavvu) şeklindeki harcamalara denebileceği, zekatı içine almayacağı da söylenmiştir. Fakat birinci görüş daha doğrudur. (Razî, 2/3)

Şimdi Peygamber Efendimiz (asm)'in hadisleri ışığında, bu konuda neler yapılması gerektiğini görelim:

Ailemize Sadaka: 

“Bir Müslüman, Allah’ın rızâsını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, yaptığı harcamalar onun için birer sadaka olur." (Buhârî, Nafakat 1; Müslim, Zekât 48)

"Bir kimsenin kendisi ve ailesi için yaptığı harcamalar da bir sadakadır ve harcamaya öncelikle kendi ailesinden başlamak, akrabasını ve yakınlarını gözetmek gerekir." (Buhâri, Zekât 18; Müslim, Zekât 38, 95, 97; Ebû Dâvûd, Zekât 46)

Eşimize Sadaka:

"Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalar sadakadır, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın." (Buhârî, İmân 41; Müslim, Vasıyyet 5)

Hatta insanın eşiyle olan cinsi yakınlığı bile sadaka mükâfatı içinde değerlendirilmiştir:

“Bir kısım sahâbîler Hz. Peygamber’e hitaben:

‘Ey Allah’ın Resûlü! Zenginler sevabın tamamını alıp götürdüler, bize bir şey kalmadı. Bizim gibi namaz kılıyor ve oruç tutuyorlar. Üstüne üstlük mallarının fazlasıyla da sadaka/zekât veriyorlar.’ dediler. Bunun üzerine Efendimiz (asm):

‘Allah size, sadakada bulunacağınız şeyleri vermedi mi zannediyorsunuz? Her bir tesbihte bir sadaka, her bir tekbirde bir sadaka, her bir tahmidde bir sadaka ve her bir tehlilde bir sadaka vardır. İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak da birer sadakadır. Hatta birinizin eşiyle olan cinsi münasebetinde bile sadaka vardır.’ Sahâbîler:

‘Ey Allah’ın Resulü! İnsan şehevi ihtiyacını giderdiği zamanda mı sevaba nail olur ki?’ diye sordular. Sevgili Peygamberimiz (asm) de:

'Düşünün ki adam bu ihtiyacını haram bir yoldan giderseydi, günaha girmiş olmayacak mıydı? O hâlde bunu helal yoldan giderdiği için ecir kazanmış olur.' ” (Müslim, Zekât 53; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V/167-168)

Misafirimize Sadaka:

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine câizesini versin."

Ashâb-ı Kirâm: 'Yâ Resûlallah! Misafirin câizesi nedir?' diye sordular. Peygamber (asm) da:

"Onu bir gün ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik üç gündür. Misafiri üç günden fazla ağırlamak ise sadakadır.” (Buhârî, Edeb 31; Müslim, Lukata 14)

Tüm İnsanlara ve Hayvanlara Sadaka:

“Bir Müslüman, bir ağaç diker veya ekin eker de ondan bir insan, hayvan veya kuş yerse, bu o Müslüman için sadaka olur.” (Buhârî, Hars ve Müzaraa 1; Müslim, Müsâkât 12)

Kısacası her şeyi bir sadakaya dönüştürmek mümkün… Nitekim Peygamber Efendimizin (asm) şu beyanı bu hususu çok açık bir biçimde ortaya koyar:

“İnsanın, her bir eklemi için her gün bir sadaka vermesi gerekir:

- İki kişinin arasını bulman, (haklarında adaletle hükmetmen) bir sadakadır.
- Bir kimseye bineğine binerken yardımcı olman veya yükünü hayvanına yüklemesine yardım etmen bir sadakadır.
- Güzel bir söz söylemek sadakadır.
- Namaza giderken attığın her adıma bir sadaka sevabı vardır.
- Gelip geçenleri rahatsız eden bir şeyi yoldan alıp atman bir sadakadır.”
(Buhârî, Sulh 11; Müslim, Zekât 56. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 12)

“Kardeşinin yüzüne gülümsemen bir sadakadır.” (Tirmizî, Birr 36)

Diğer taraftan, sadaka verecek şahıs öncelikle kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamalı, Allah Teâlâ'nın buyurduğu gibi sadakayı "ihtiyaç fazlasından" vermelidir. (bk. Bakara 2/219; Buhâri, Zekât 18, Nafakat 2)

Kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını zor karşılayan bir kimsenin, çocuklarının rızkını sadaka olarak dağıtması ve onları başkalarına muhtaç etmesi doğru değildir.

"Akrabaya yapılan yardım, akraba olmayana yapılan yardımdan iki misli daha sevaptır." (Tirmizi, Zekât 26; Nesâî, Zekât 82; İbni Mâce, Zekât 28)

Açların doyurulması, (Buhâri, İmân 6, 20; Müslim, İmân 63) insanlara yemek ikram edilmesi en hayırlı işlerden biridir. (Tirmizi, Et'ime 45, Kıyamet 42)

İlave bilgi için tıklayınız:

İNFAK...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun